kapat

03.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Kadınların orası

"İstatistik" için ünlü bir benzetme vardır:

- İstatistik bikini mayosuna benzer, derler; her şeyi açığa çıkarsa da, en merak edilen yeri göstermez.

Kadınların orası'nın reklamcılıktan magazinciliğe, fotoğrafçılıktan filmciliğe, heykelcilikten ressamlığa kadar; çağlar boyu gerek sanat, gerek eğlence, gerek ticaretteki ağırlığı inkar edilebilir mi?

Merak ve tutku açısından kadınların orası, her zaman bin basmıştır erkeklerin orasına...

Cinsellik planında kadınların yüklendiği rol ile erkeklerin yüklendiği rol -özellikle yeni tanışma safhasında- biribirinden daha farklı olduğu için mi kimbilir?

1950'li yılların başında, daha önce de bir süre okuduğu Paris'e gidip gelmişti Nihat Erim...

Pigalle'deki, kapıları renk renk bol ışıklı ve fotoğraflı eğlence kulüplerinde, belirli bir saatten sonra sahnenin önüne inen beyaz perdede; sevişmekte olan bir kadınla erkeğin ayak pozisyonlarını gösterdiklerini anlatmıştı, entellektüel düzeyde gülümseyen bir sesle...

Ve bir de kehanette bulunmuştu:

- Herhalde bir süre sonra o perdeyi de kaldıracaklar aradan...

1990'lı yıllarda perde çoktan kalkmıştı... Artık 50 cm. bir uzaklıktan izliyordun sahnede çırılçıplak sevişen bir kadınla erkeği...

Hatta aynı gösteri, izleyicilerden bazılarının kucağına kadın partneri yatırarak, parterde de tekrarlanıyordu.

Nihat Erim'in kehaneti doğru çıkmıştı.

Kadın-erkek ilişiklerindeki ortaçağ kapalılığının, yüzyıllar içinde gitgide sereserpeleşmesinin elbet bir çok nedeni var..

Her türlü özgürlük, ekonomik özgürlüklerle de ilişkilidir.

Ekonomik özgürlükler genişledikçe; ve ekonomi özgürlükleri, özgürlükler de ekonomiyi etkiledikçe; tabular aşınmaya başlar...

Bir de buna, hamile kalma sakıncası olmadan sevişebilme güvencelerini eklerseniz; daha önceleri salt erkeklere ait bir özgürlüğün, güngünden her iki cins arasında daha eşit paylaşılmaya başlandığını görürsünüz..

Ta eski Yunan'dan bu yana; bir açılıp, bir kapanıp, bir açılan cinsel çizelge -biraz yüzeysel bir yaklaşımla da olsa- böyle görünüyor...

Tabii bu arada insanlığın bir de beyinsel bir şehveti var... Gövdesel şehvet kadar, hemen hemen istisnasız herkesin menzilinde olan bir şehvet değil o...

Özellikle az gelişmiş toplumlarda, iyice azınlıkta olan beyinsel bir aristokrasinin yarattığı bir titreşim, beyinsel şehvet...

Örneğin yeni okumaya başladığım bir kitap duruyor masanın üstünde.

YKY'nın, "Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi"nden yayınladığı "Altay Destanı - Maaday Kara"...

Maaday Kara destanı, Güney Sibirya'da yaşamakta olan Altay Türkleri'nin destanıymış...

O koskoca sözlü destanı, milimetrik bir titizlikle İstanbul Türkçesine çevirmiş Prof. Dr. Emine Gürsoy-Naskali...

O ne çaba, o ne araştırma inceleme, o ne çalışmadır ya Rabbi!

Bugünkü yazının başlığıyla da ilgili küçük bir takılmayla bitirelim yazıyı:

"Kadının orası" deyince ilk anda cinsellik de gelse akla, bazen sanatsal çağrışımlarla beyinsel bir şehvete kadar da uzanabiliyor insan..

Ne yazık ki, insanlığın beyinsel şehveti, sadece beyinsel aristokratların özgürlüğü içinde...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır