kapat

03.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


MGK yerine AB

Avrupa Birliği, Avusturya'nın yüzde 27 oy alan Nazi eğilimli Özgürlükçüler Partisi'nin ortak olacağı hükümete karşı çıktı.

Bu ilk kez oluyor. Avrupa Birliği, bu koalisyon gerçekleştiği takdirde AB üyesi Avusturya'yı izole etmekle tehdit ediyor.

"AB hükümeti" konumundaki AB Komisyonu'nun başkanı Romano Prodi, Avusturya ile ilişkileri askıya alma kararını "özgürlük, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerini korumak için" oluşturduklarını söyledi.

Hitler'i ve yaptıklarını öven konuşmaları ile tepki toplayan Jörg Haider'in lideri olduğu Özgürlükçüler Partisi, seçim kampanyası sırasında yabancı düşmanlığı yapan ve Avrupa Birliği'nin genişlemesine karşı çıkan söylemleriyle dikkati çekmişti.

Avrupa Birliği'nin ültimatomu, demokrasiden yararlanarak demokrasiyi yok etmeyi amaçlayan bir partinin iktidarına açık bir tavır olarak yorumlanıyor.

AB, demokrasi ve insan hakları adına Avusturya'nın içişlerine müdahale ediyor. Sandıkta tecelli eden ulusal iadeye geçit vermiyor.

Çünkü.. 20. Yüzyılın en büyük felâketi olan Hitler de sandıktan çıkmıştı!

Şartlı bağımsızlık

Bu olay, her türlü ayırımcılık temeline dayanan ideolojilerin Avrupa Birliği içinde iktidara gelme umutlarına inmiş ağır bir darbedir.

AB şunu demek istiyor:

"İnsan hakları, o ülkenin kendi kaderini tayin hakkından daha üstündür."

Yani insan hakları tehdit altına girdiği anda o ülkenin bağımsızlığı kabul görmeyecektir!

21. Yüzyıl kendini gösteriyor:
Saldırganlığı önlemenin bir yolu bulunmadıkça yeni değerlerin uyandırdığı umutlar bir şey ifade etmeyecek. O nedenle AB, şiddete eğimli ayırımcı ideolojilerin yaratacağı yangını başlamadan bastırıyor.

Çünkü sandıktan çıkmak, bir partiye demokrasiden yararlanarak demokrasinin dayandığı değerleri tehdit etme, yok etme hakkını veremez!

Gelecek Avrupa'da
Olay Türkiye'yi de ilgilendiriyor.

Çünkü gurbetçilerimiz Avusturya başta, bir- çok ülkede ırkçı eğilimlerin hedefindedir.

Sonra.. Türkiye'de ırkçı parti yok ama din temelinde ayrımcılık yapanlar var. Ve bunlar demokrasiyi "kendilerini hedefe götürecek bir tren" olarak görüyorlar.

28 Şubat'ta kayaya çarptıktan sonra özgürlük şartından etkilenerek Avrupa Birliği ile bütünleşme fikrini sevmeye başladılar.

Avrupa Birliği'nin tavrı şimdi onlar için "İkinci 28 Şubat"tır. Avrupa demokrasisi, hiçbir ayrımcılığa özgürlük tanımıyor. Sandıktan çıksa bile tanımıyor.

"Kan dökülecek, fıstık gibi olacak" diyen, Hizbullah vahşetini "suni gündem" sayan zihniyete de tanımayacaktır.

Fazilet, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini yine aynı iştiyakla savunmaya devam edecek mi, göreceğiz. Dileğimiz, bu tecrübeyi çağdaş değerleri kabullenmek adına hayırlı bir dönüşüm olarak değerlendirmeleri..

Türkiye'nin de Avrupa yolundaki hızını arttırması.. Brzezinski'nin dediği doğru:

Türkiye'nin demokratik geleceği Avrupa'dır. Artık buna hiç şüphe yok!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır