Önce size bir ampul söndürme hikayesi anlatayım. Gerçek bir öykü. Tarafımca yeniden araştırılmış, doğrulatılmıştır. Geçen hafta ortasında 19. Enerji Tasarruf Haftası kutlanıyordu, Çankaya Köşkü'nün 2 bin kişilik büyük salonunda da tören düzenlenmişti. Salonda kürsüde Cumhurbaşkanımız Demirel, Enerji Tasarruf Haftası'nın anlam ve önemine uygun bir konuşma yapıyordu. Davetliler; bakan, müsteşarlar, genel müdürler, devletin önde gelen bürokratları yaklaşık 800 kişi de onu dinliyordu.
TV kameraları da oradaydı.
Çekip yayınlıyorlardı.
65 milyon izliyordu.
Cumhurbaşkanımız halka çağrı yaptı: "2 lamba yanıyorsa birini söndürün..."
Cumhurbaşkanımız'ın bütün halkı enerji tasarrufuna çağırdığı toplantı salonunun bütün ampulleri yanıyordu. Bu salonda 250 avize vardı ve her avizede 5 ampul bulunuyordu. Ayrıca bu büyük salonun arkasında yer alan kabul salonundaki (resepsiyon diyorlar) avizeler, lobi tavanına asılmış 1 ton ağırlığındaki büyük avizeler ve salonlara bağlanan koridorlardaki bütün avizler 150-200 mumluk ampulleriyle ışıl ışıldılar.
Söndürülmüş...
Tek ampul yoktu.
Ne diyelim?
Halka verir öğüdü!
Kendi yakar ampulü!
Fakat gelin biraz gerçekçi olalım. Şunu da diyelim: Ankara'ya çöreklendiler, halkla usuldan usuldan dalgalarını geçiyorlar. Devleti büyük harcama canavarı yaparak ülkeyi yüksek faiz ve enflasyon batağına bunlar (Demirel, Erdal İnönü, Erbakan, Türkeş, Ecevit, Çiller, Mesut Yılmaz) getirdiler. Şimdi kendi ürettikleri bataklığı, kurutma kahramanı olmayı oynuyorlar.
Bu bataklığı biz yarattık.
Çekilip gidelim demiyorlar.
Dayan ey vatandaş...
Bataklığı kurtaracağız...
Ne kötü senaryo...
Ve ne berbat film...
Enflasyonu indirme programı çerçevesinde memur maaşlarını, işçi ücretlerini, çiftçi taban fiyatlarını, emekli gelirlerini tırpanlayarak fakat hiç bir ampulü söndürülmemiş ışıklı salonlarda milletvekili maaşlarına kıyaklama yapmaktalar.
Hizbullah vahşeti...
Davos, fasa-fisosu...
Arkasında gizleyerek önceki gece Meclis Genel Kurulu'nda 174 milletvekilinin oyuyla 30 dakika içinde "Kıyak emeklilik..." diye bilinen kanun teklifi kabul edildi. Bu kanun 2 ay önce yine Meclis'ten geçirilmişti fakat halkın büyük tepkisi üzerine koalisyon liderleri Ecevit, Bahçeli, Yılmaz tarafından geri çekilmişti.
Yılbaşında memurların maaşına yüzde 15 zam yapıldı. 20 yıllık öğretmenin maaşı 180 milyon liraya 15 yıllık mühendislerin maaşı 280 milyon liraya, devlet hastanelerinde doktorların maaşı 350 milyon liraya çıktı. Milletvekillerinin maaşı da yüzde 15 arttı ve 1 milyar 600 milyon lira oldu.
Enflasyonu indireceğiz ya...
Kemer sıkıyoruz ya...
Emekli maaşları da yüzde 15 artırıldı. Birkaç örnek vereyim: Emekli memurun maaşı 153 milyon liraya, emekli öğretmen maaşı 199 milyon liraya, emekli profesör maaşı 435 milyon liraya, emekli vali maaşı 455 milyon liraya çıkartıldı. Emekli milletvekili maaşı da 1 milyar 100 milyon lira oldu.
Şimdi şunu yaptılar:
Meclis'ten emekli milletvekilerinin maaşlarına "temsil tazminatı..." adı altında 414 milyon lira daha ilave zam yapacak kanunu oylayıp çıkardılar. Emekli olmuş 5 bin milletvekili, Meclis'te ise 546 milletvekili var. Bunların 300'ü birkaç dönemdir milletvekiliği yapmış, emekli de olmuş fakat seçildikleri için yine milletvekilliği yapıyorlar. Şimdi bu kanunu Cumhurbaşkanı onaylarsa hem emekli hem vekil bir milletvekili, 1 milyar 600 milyon lira milletvekili maaşı, 1 milyar 100 milyon lira emekli milletvekili maaşı alıyordu, buna ilave olarak 414 milyon lira da temsil tazminatı alacak.
Belki büyük para değil...
Fakat eşitsizlik var.
Enflasyonu indirecegiz...
Kemerleri sıkalım...
Ampulleri söndürelim...
Diyerek memura yüzde 15 yap, fakat kendine temsil tazminatı çıkart. Bu eşitsizliği Anayasa Mahkemesi, sekiz defadır kanunlara aykırı bulduğu ve kıyak emeklilik olamaz diye geri çevirdiği için bu sefer; "temsil tazminatı alacaklar" arasına, sussunlar, seslerini çıkarmasınlar diye ordunun generallerini, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay, Yargıtay, YÖK üyelerini, bakanlık müsteşarlarını, müsteşar yardımcılarını, genel müdürleri de koydular.
