BUGÜN Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gidecektik. Vizyon Ajans Atilla Kaplakaslan'ın organize ettiği Magic İsland Casino'da defileyi izleyecek, biraz gır gır yapacaktık ama gidişimizi birgün erteledik.
Erteleme sebebimiz; Günay... İstanbul'un, kalitesi değişmeyen, cizgisi hep aynı giden, ödün vermeyen gazinosu. Günay Tuncel, gazino dediğim zaman kızıyor ama bence kaliteli gazino.
Evet bu akşam Günay'da yıllar sonra Muazzez Ersoy ve Fedon çıkıyor. Fedon çok komik bir adam. Haftaiçi telefon açtı "Kenan Erçetingöz, beni sevmediğini biliyorum ama ne yazarsan yazsan, bir kerecik de Fedon yaz... Kötü yaz, kızlarla yaz ama lütfen yaz" dedi.
Haklı vallahi... Fedon hakkında yazı yazmayalı yıllar olmuş. Ama birşey olmadan da yazılmaz ki... İşte fırsat çıktı. Günay'da bu akşam izleyeceğiz, çarşamba günkü buradaki köşemizde de gördüklerimizi yazacağız. Bu arada Fedon her Çarşamba da Adres 13'te çıkıyormuş.
Türk Sanat Müziği'nin sevilen sesi Muazzez Ersoy'un Günay'a çıkışı öyle kolay olmadı. Araya kimler girdi kimler? Aslında Muazzez Ersoy'un peşinde Maksim vardı ama Muazzez Hanım, şu sıralar içkili yerlerde sahne almak istemiyordu. Sonunda Günay Tuncel'in sevecen tutumu, Günay'ın kalitesi karşısında "evet" demek zorunda kaldı. Ersoy, Kurban Bayramı'na kadar Günay'da olacak. Bakalım Muazzez Ersoy'lu Fedon'lu Günay nasıl olacak? Bu akşam göreceğiz.
Bu arada her Perşembe günü Günay'da Zerrin Özer'li, İstanbul Gelişim Orkestrası çıkıyor. Neco, Ayşen, Garo Mafyan, Atilla Özdemiroğlu, Uğur Başar ve Asım Ekren'li Gelişim Orkestrası ise sezon sonuna kadar Günay'da çıkacak.
ÖNCE "Little Buda" açıldı, daha sonra küçük geldi "Big Buda" oldu, bu arada gerçek "Buddha" Kuruçeşme'de hizmete girdi. Tabii böyle olunca insanların aklı karıştı.
İstanbul'da bir anda "Buda" enflasyonu yaşandı. Bizde zaten hep böyledir. Birisi eczane açar, diğeri gider eczaneyi diğer eczanenin yanına açar. "Buda" hikayesinin aslı şöyle... Burada karşımıza yine İzzet Çapa çıkıyor. Bir Bankong seyahatimizde Budizm dininin tanrısı olan Buddha ziyaretleri sonrasında açılacak yeni mekanın adı "Buda" kondu. Tabak-çanak, çatal, bıçak herşey Bankong'tan alındı.
O sırada Kuruçeşme'deki eski Turkuaz'ın sahibi Şefik Öztek, uzun süre üzerinde çalıştığı gerçek "Buddha Bar" fikrini gerçekleştirmeye çalışıyor, İstanbul-Paris arasında mekik dokuyordu. Sonunda Şefik, Cem Hakko'nun da katkılarıyla "Buddha Bar" açma hakkını aldı. Bu alınınca İzzet Çapa'nın "Buda"sının başına Little eklendi. Daha sonra da mekan, İzzet'in Çınar Nalbantoğlu ile anlaşmazlığı üzerine "Big Buda" oldu biliyorsunuz...
Kuruçeşme Caddesi 22 numarada olan (Divan Kuruçeşme'nin yanı) Buddha Bar, mekanın tarihi bakımından da hayli önem taşıyor.
700 yıllık Kuruçeşme Vafi Köşkü, Bizanslılar döneminde gümüş paraların basıldığı darphane olarak da kullanılmış.
İlk olarak Eylül 1996 yılında dünyanın en güzel kentlerinden birisi olan Paris'te açılan Buddha Bar, açıldığı günden bu yana İstanbul'da da vazgeçilmez bir mekan oldu.
Ben hemen hemen iki gecede bir uğruyorum Buddha Bar'a... Her zaman tıklım tıklım. Kapısında Pasha'dan tanıdığımız çocuklar var. Ortada kocaman bir bar ve dans pisti bulunuyor. Etrafında ise birkaç tane oturma grubunun bulunduğu değişik atmosferli özel bölümler bulunuyor. Yukarıya doğru çıktığınızda ise yemek masaları ile karşılaşıyorsunuz. Sola içeri doğru giderseniz bar bölümünden tamamen kopup, sadece restoran bölümünde buluyorsunuz kendinizi. Ama müşterilerinin çoğu barı ve ambiansı yukarıdan gören masaları tercih ediyor. Tabii iş görüşmesi yapacaksanız iç bölümü tercih edebilirsiniz. Buddha Bar'ın sahibi Şefik Öztek çok eski arkadaşım. Entresan bir çocuk. Aslında bu camiadan değil. Yani mekancı değil. tekstilci bir ailenin en küçük oğlu. Öztek Giyim Sanayi'nde 97 yılına kadar tekstil işiyle uğraşan Şefik Öztek, daha sonra "Bu iş bana göre değil" deyip, haklarını ağabeylerinden almış ve aldığı paralarla Turkuaz'ı açmış. Turkuaz şimdi de Buddha Bar oldu. Herşeyin kaliteli olması, düzenli olması ve modern olması için uğraşıyor Şefik.
Turkuaz da çok kaliteli bir restorandı, şimdi Buddha bar da öyle. Kısa sürede İstanbulluların gözdesi haline gelen Buddha Bar'da ünlü DJ Claude Challe'in ekibinden tanınmış DJ'ler, doyumsuz bir müzik ziyafeti sunuyor. Tabii bizim yerli DJ'lerimiz Şamdan'dan tanıdığımız Salih Saka ile Suat Ateşdağlı ise harikalar yaratıyor.
Yemek bölümünde ise Uzakdoğu mutfağının tüm ürünlerini İstanbul'a taşıyan Som Miller var. Tayvan asıllı olan Amerikalı Miller, zengin mönüsü ve sushi çeşitleriyle adeta şov yapıyor. Başlangıçlardan önerebileceğim spring rolls (ince hamura sarılmış sebze çeşitleri 4.000.000 TL.), karides rolls (tatlı ekşi sos ile. 6.000.000 TL.), ve tavuklu wonton (tavuk, mantar, taze soğan, vietnam sos ile...) Ana yemeklerden tercih edebileceğiniz ise ise "üç çeşit biberli biftek" (karışık biberlerle sote biftek filetoları istiridyeli biber sos ile. 11.000.000 TL.) ve Japon usulü tavuk (ızgara tavuk ve buharda pişirilmiş sebzeler, mantar teriyaki ile 8.5000.000 TL.)
Buddha Bar mutfağı sushileriyle övünüyor. Çok zengin bir sushi mönüsü var. Ama ben yiyemediğim için, yiyenlerden sushilerin çok önceden hazırlandığını ve kuruduğunu öğreniyorum. Bu eleştriyi Şefik Öztek'e de ilettim ilgilenecekti.
Yemeğinizin yanında alabileceğiniz garnitürler de var. Buharda pişmiş pirinç, Shanghi usulü kızarmış pirinç, canton usulü noodle, lo-mein, salata, karışık sote sebzeler...
Tatlılar da kesinlik lezencefilli ve ananaslı krep tavsiye ediyorum. Mutlaka deneyin. Müzik, eğlence ve yemek için Buddha Bar'ı deneyebilirsiniz.
Uzun zamandır dedikodulu Meyhane'ye gitmiyordum. Zaten işletmecileri Ergun Yıldız ve Süleyman Köse bekleme dönemine girmişlerdi. O kadar çok meyhane açıldı ki, onlar da durumu gözlemek için durdular. Ama şimdi atağa geçmişler, 2000 Dedikodulu Meyhane yılı olacakmış.
Bu hafta mutlaka iki gece gideceğim. Bakalım ne yapmışlar. Cihan Doğan'la Cenk Eren'in dişisi Gülay İzmir Ce Ce'den gelmiş. Çok iyi bir sesmiş.
Diğer günler ise Vace ile Rita diye bir ikili çıkıyormuş. Gidenler çok eğlendiklerini, ikinci şarkıda masaya çıktıklarını söylüyorlar.
Vace muhteşem taklitler yapıyormuş. Rita ise güzel sesiyle dinleyenleri kendinden geçiriyormuş. Bomonti'deki meşhur Mandra'dan transfer olmuşlar. Gidip onları da izleyip, göreceğim.... Kenan Erçetingöz