kapat

29.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bu ilkellik neden yapıldı?
Hizbullah kurbanlarının kafataslarını teşhis için masaya dizen savcıya tepki yağıyor. Aileler "Yakınlarımız kaybolduğunda yıkılmıştık. Bu manzara karşısında ikinci kez yıkıldık" diyor

HİZBULLAH terör örgütünün katlettiği insanların Adana'daki teşhisinde gerçek bir skandal yaşandı. Beş kafatası bir masanın üzerine yan yana kondu. Yakınları sırayla masanın önüne gelerek tek tek kafataslarına baktı. Ağır koku altındaki bu ilkel yöntem aileler için tam bir işkenceye dönüştü. Teşhis için getirilenler kaybolan yakınlarını arıyordu. Aileler dehşet içinde kafataslarını incelerken bu ilkel yöntemi organize eden Adana DGM Savcısı Semih Üreten'e tepkiler giderek büyüyor.

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Sevil Atasoy ölülerin teşhisi için getirilen ailelere karşı zulüm yapıldığını ve bu ilkel yöntem hakkında söyleyecek kelime bulamadığını belirtti. Atasoy, "Tanınamayacak durumdaki cesetleri teşhis edebilmenin bir tek yolu vardır. O da DNA analizidir" dedi.

TEK YOL KEMİK DNA'SI
Atasoy, "DNA kemik profili birinci dereceden akrabaların kan ve ağız içindeki mukoza (tükrük) hücrelerinden alınan DNA profilleriyle karşılaştırılır. Çıkan sonuç yüzde yüzdür ve insanların aklında -acaba- sorusu kalmaz. Böylece insanlar cesetlerin kime ait olduğu öğrenir" dedi. DNA kemik profili, adli tıp kurumlarında uygulanan en gelişmiş teknik. Vücudun herhangi bir kemiğinden alınan örnekle DNA kemik profili çıkartılıyor ve cesetler kesin olarak teşhis ediliyor.

SAVCI DERSİNİ ÇALIŞMAMIŞ
Atasoy, "70'li yıllardan beri hakim ve savcılara adli tıp konusunda sempozyumlar veriyoruz. Bu konuları belki bin kere anlattık. Adana Savcısı böyle bir hatayı nasıl yapabildi aklım almıyor" dedi. Adana'da yapılan teşhisin gerçek bir skandal olduğunu söyleyen Atasoy sözlerine şöyle devam etti: "Tanınamayacak durumdaki cesetlerin gerçek teşhisini yapan İstanbul Üniversitesi bünyesinde dünyaca ünlü doktorlar var. Teşhisler masanın üstüne konulan kafataslarını acılı ailelere gösterek yapılamaz. Bunun hiç bir bilimsel açıklaması olamaz. "

Sevim Atasoy, kemik DNA profili kadar kesin sonuç vermese de başka DNA testleriyle de cesetlerin teşhislerinin yapılabildiğini söyledi. Atasoy şöyle devam etti: "DNA kemik profili kesin sonuç verir. Ancak bu yöntemin dışında tıp dünyasında başka DNA testleri de yapılır. Dişlerin röntgeni çekilerek DNA profili çıkartılabilir. Ancak sonuçları adli diş hekimi mukayese eder. İnsanlar masa başında kafataslarına bakarak ölülerin kimlere ait olduğunu anlayamaz! Bir başka yöntem ise kafa taslarının üzerine alçı dökülüp, kafatasının yeniden yapılandırılması sağlanarak tahminler üzerine yapılan yöntemdir. Yıllar önce yapılan bu yöntemler DNA kemik profili kadar kesin sonuç vermez ama Adana'da yapılan "teşhisle" de kıyaslanmayacak ölçüde gelişmiştir."

Savcı kendini savundu
Adana Savcısı Üreten: "Aileler, kafataslarını temiz hava alarak incelediler. Kayıpları bulmanın başka yolu yok" dedi

HİZBULLAH tarafından katledilen kişilere ait kafataslarını basına ve ailelerine göstererek tartışma yaratan Adana DGM Savcısı Semih Üreten, amaçlarının vahşeti sergilemek değil, ailelere yardımcı olmak olduğunu söyledi.

DGM Savcısı Semih Üreten, cesetler üzerinde çoğunluğu üniversite öğrencisi olan 30 kişilik bir ekiple çalışma yaptıklarını ifade ederek, "Bir haftadan beri morgta bekletilen cesetleri teşhis etmeye gelen aileler ağır kokudan çok etkilendi. Bu arada gelen aile sayısında azalma olunca bize destek vermesi amacıyla basından yardım istedik ve kimlikleri belli ancak kime ait olduğu belirlenemeyen kafataslarını teşhis için basına gösterdik" dedi.

"TEMİZ HAVADA"
Savcı Üreten, "Yaptığımız iş ilkel olarak nitelendirildi ancak bunun başka yolu olduğunu sanmıyoruz. Yoksa cesetlerin DNA'larını alıp, toprağa verebilirdik. Ancak biz bunu yapmadık. Basından yardım istemek ve teşhis için gelen ailelerin kapalı odalarda ağır kokudan etkilenmemeleri için kafataslarını kurumun en üst katında sergiledik. Böylece gelen aileler temiz hava alarak kafataslarını inceledi. Bu haber basında çıktıktan sonra 5 aile gelip kafataslarını inceledi ancak teşhis edemedi" diye konuştu.

Temel EREN-Ayla ÖZCAN (SHA)


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır