Çare nedir?

F.Bahçe, olağanüstü kongrede başkan adayı bulamadı. Yazılanlar, çizilenler bu... Aslında F.Bahçe'ye başkan adayı hep vardır. Olağanüstü kongre 16 Ocak, olağan kongre bir ay sonra olunca bir ay için başkanlığa talip çıkmadı. Aslında herşeye rağmen başkan adayı çıkıp, listesini yapıp göreve gelmeliydi. Bir ay sonraki olağan kongre de aynı başkan ve yönetim kurulunu tekrar seçerdi. Bu hesaplardan ötürü aday çıkamadı. Gruplar da bir türlü birbirleriyle anlaşamadı.

F.Bahçe Futbol Takımı liderden 13 puan geride... Türkiye Kupası'nda yok. F.Bahçe'nin zaman kaybedecek tek günü yok. Yıllardır ısrarla üzerinde duruyorum: Büyük kulüplerde başkanlık yapmak, yöneticilik yapmak fedakârlık ister. Bu arada kulüpten almak, şöhret olmak isteyen insanlar da yok değildir. Ama onlar azınlıktır.

TRT'den yetişme, bugünkü özel TV'lerin spor programcıları içinde en tecrübelisi İlker Yasin'in ısrarlı davetiyle Kanal D'deki programına katıldım. Kongre üyelerimizden, diğer kulüplerin yöneticilerinden telefonlar aldım. Hep sordukları soru, kulüplerimizin düze çıkma yolu nedir? Daha evvel yazmıştım. Üç büyük kulübün giderleri, aynı kanunla yönetilen diğer kulüplere göre fazladır. Üstelik de, üç büyük kulübün hep şampiyon olma zorunlulukları da vardır. Olmadıkları zaman başkanı, yönetim kurulu, teknik adamı ve futbolcusu başarısız kabul edilir. Ekonomik durumu sağlam olan kulüp iyi yönetilirse şampiyon olur. Bugünkü tabloda ekonomik durum nasıl sağlam olacak? Üç kulübün her birinde bine yakın sporcu var. Gelir sadece futbol şubesi. Çare tektir.

1- Futbol kulüpleri ayrı olmalı, şirket olmalıdır. Bu kulüpler Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) kurallarına uyup borsaya kote olmalıdır. Bu şirketin yarısından daha az hisseleri satışa çıkmalıdır.

2- Basketbol şubeleri ayrı kulüp haline getirilmelidir. Başkanı, yönetim kurulu ve bütçesi de ayrı olmalıdır. Büyük müesseselerle sponsorluk anlaşmaları yapılmalıdır. Müessese kulüplerinin taraftarları yok. Mesela: F.Bahçe Tuborg gibi ismi olan basketbol kulübü Avrupa Şampiyonu olur. Salonlar dolar.

3- Geri kalan amatör sporların tümü bir kulüp bünyesinde toplanmalıdır. Başkanı, yönetim kurulu, bütçesi ayrı olmalıdır.

Maceraperestlere geçit yok
F.Bahçe Futbol AŞ ve F.Bahçe Basketbol Kulüpleri, isim hakkı olarak gelirlerinin % 5'ini kurulacak amatör spor kulübüne vermelidirler. Genel kurullar aynı, iki yılda bir yapılacak seçimlerde üç sandık, üç ayrı başkan, üç ayrı yönetim kurulu ortada olmalıdır. Futbol AŞ'nin gelirlerinin sağlama alınması, şirketin muhtemel iflasla karşılaşmaması için de çare vardır. Şirketin ana tüzüğüne "Şirket yıllık gelirlerinin % 5'inden fazlası, transfer harcamasına kullanılamaz" maddesinin konması, şirketi her zaman iflastan koruyacaktır. İleride maceraperest, Avrupa'nın en büyük futbolcularını kulüpte toplama heveslisi, hesapsız başkanlar göreve gelirse, ana tüzükteki bu maddeden dolayı futbol kulübünü hiçbir zaman tehlikeye atamayacaklardır. İşte çare tek ve budur.

1997 yılında bunu yapmıştık. Tezcan Yaramancı gibi kıymetli dostumuz, arkadaşlarıyla bu tabloyu üyelerimize çok iyi anlattı. Ne yazık ki, 11 Mayıs 1997 günü F.Bahçe'nin tarihi değişti. Hayatımın belki de en üzüntülü günüydü. İşte o gün aktif başkanlığımıbitirmeye karar verdim. O kararı da hiç değiştirmedim. O gün bu şirketleşme kabul edilse, son yılların şampiyonu F.Bahçe idi. Mevcut olan taraftar çoğunluğu bir o kadar büyüyecekti. Avrupa ile rekabet çok kolay olacaktı. Bugünkü başkan arama çabaları da mevzubahis olmayacaktı. Profesyonel kişiler F.Bahçe Futbol AŞ'yi yönetmiş olacaktı. Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeden, F.Bahçe AB'ye girmiş olacaktı. Hâlâ geç değil. Gelen yönetimin en büyük görevi, o zaman geliştirdiğimiz modeli gerçekleştirmektir. G.Saray ve Beşiktaş'ın da geleceğinin çaresi budur.