Patinaj

F.Bahçe'nin fazla sevinmesine, Beşiktaş'ın da üzülmesine gerek yok. Sonuçta, her ikisi birden G.Saray'a çalıştılar. Bu saatten sonra ancak "Hamsi kavağa çıkarsa" G.Saray'ı yakalayabilirler.

Demek ki, ulaşabilecekleri en iyi nokta, ligi ikinci bitirip, Avrupa kulvarına girmek. Bu kadroları ile Beşiktaş'ın da, F.Bahçe'nin de ikincilikten ötesine geçme şansları zaten yok. F.Bahçe'nin son maçta üç büyük kazancı oldu. Bir yıl aradan sonra Uche, hiçbir şey kaybetmemiş olarak sahalara döndü. İkinci kazanç Moldovan'dı. F.Bahçe, Moldovan'ı geldiği günden beri bir türlü çözememişti. Topla buluşturulan Moldovan'ın ne olduğunu herhalde ona yan gözle bakanlar da anlamıştır. F.Bahçe'nin üçüncü kazancı da Zeman'ın gitmesiyle 4-3-3 gibi çağdışı bir oyun düzeninden kurtuluşu idi. Bu, Turhan Sofuoğlu gibi genç bir teknik adamın da önünü açtı.

Almanlar tam fiyasko
Beşiktaş bu maçı çok kötü oynadığı için kaybetmedi. Ahmet Dursun oynasa, en kötü skor beraberlik olurdu. Beşiktaş'ı yönetenlere, eksiklerinin ne olduğunu göstermesi bakımından bu derbi önemli ipuçları verdi. Örneğin, Beşiktaş'ın Almanları'nın tam bir fiyasko olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Yasin ve Nihat uzun yıllar bu takımın vazgeçilmez oyuncuları olacaklarını, yenik biten bir maçta bile kanıtladılar. Ayhan gol atmasına rağmen yine bekleneni veremedi. Murat Alaçayır, sağ tarafta Erkan'ı bile aratmaya devam etti.

Beşiktaş, fazla yaratıcılığı olmayan Briegel'le belli ki, sezonu ikinciliğe bir yaklaşıp, bir uzaklaşarak tamamlayacak. Ve yeni yönetime sezon sonunda yeni bir takım kurma görevi yüklenecek. Fatura yine çok ağır. Geçen sezon yürüyerek ikinci olan Beşiktaş, bu sezon hiçbir maça kazanma garantisi vererek çıkamıyor.

Geçen yıl derbilerin kralı olan Kara Kartal, bu sezon tek bir büyük maç kazanmış değil. İyi takımı iyi yöneticiler kuruyor. Bunun için paralı olmaya da gerek yok. G.Saray'a dikkatli bakmak yeterli. Ama, bakıp kavrayabilmek daha önemli.