Hizbullah'a baskın
Kaçırılan İslamcı işadamlarını araştıran polis, Hizbullah'ın Beykoz'daki hücre evine baskın yaptı. 3 saat 40 dakika süren çatışmada 1 militan ölü, 2'si ise sağ ele geçti
TELEVİZYONLARIN canlı olarak yayınladığı çatışma saat 15.00'te başladı. Saatler 18.40'ı gösterdiğinde silah ve bomba sesleri kesildi. Operasyonda 1 militan ölü olarak ele geçirildi. Sağ ele geçen iki militan yüzleri kapatılarak Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü ve sorguya alındı. İstanbul'u heyecanlandıran çatışma şöyle başladı:
Kaybolan Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 11 işadamının izini süren polis, işadamlarına ait kredi kartlarından İstanbul'un Anadolu Yakası'nda yaklaşık 1.5 milyar liralık harcama yapıldığını belirledi. Araştırmayı sürdüren güvenlik güçleri, işadamlarının cep telefonlarına ait kayıtları da inceleyerek, son görüştükleri kişilerin telefon numaralarına ulaştı. Çok gizli yürütülen çalışmalar kapsamında, Kanlıca Kaptanlar Mahallesi Mühendis Çıkmazı Sokak üzerindeki Hizbullah'ın hücreevine ulaşıldı ve bu ev izlemeye alındı. Evin önünde kaçırılan işadamlarının birine ait bir Mercedes'in de bulunduğu tespit edildi. Ancak saat 15.00 sıralarında güvenlik güçlerini fark eden teröristler, polisle silahlı çatışmaya girdi.
AĞIR SİLAHLAR
Çatışma üzerine bölgeye, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı operasyon timleri, çevre güvenliğini sağlayacak ekipler ile ambulanslar sevk edildi. Tüm yollar kapatıldı, villanın yanındaki çocuk yuvası boşaltıldı. Çatışma devam ederken, bölgeye panzer ve zırhlı araçlar ile Özel Harekat'a bağlı timler ve ambulanslar da saat 15.45'te ulaştı. Bu arada, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki binasından da ağır makineli tüfek ve diğer ağır silahlarla donatılan ekipler de hareket etti. Polis bölgedeki doğalgazın kesilmesi için İGDAŞ'ın uyarılmasını istedi. Operasyonu İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir bizzat yönlendirdi.
BİR POLİS YARALI
Güvenlik kuvvetlerinin tamamiyle hakimiyet kurduğu ve hazırlıklarını tamamladığı bölgeden, saat 16.35 itibariyle yeniden silah sesleri duyulmaya başlandı. Bu arada, bölgedeki özel televizyon kuruluşlarına ait canlı yayın araçları, polislerin cep telefonu görüşmelerini etkilediği gerekçesiyle uzaklaştırıldı. Kanas isimli dürbünlü tüfekler ile biksi adı verilen ağır makinalı silahlar taşıyan özel timler, 3 katlı villanın kapısını patlattı ve sis bombası attı. Ardından duvarlara yerleştirilen dinleme cihazıyla militanların evin hangi bölümünde olduğu belirlendi. Bu şekilde içeri giren ekipler, villanın 1'inci ve 2'nci katında hakimiyeti ele geçirdi. 3'üncü katta sıkışan, fakat cephanelerinin bol olduğu belirlenen Hizbullah militanları, Sami Şen adlı polis memurunu elinden yaraladı. Operasyon sürerken, Terörle Mücadele Şubesi İrtica Masası'na bağlı bir ekip daha geldi. Bu ekibe MP5 silahları ve mermileriyle takviye yapıldı.
DİYARBAKIR EKİBİ
Operasyona Diyarbakır'dan kayıp işadamlarının soruşturması için İstanbul'a gelen bir ekip de katıldı. Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ın beraberindeki 5 kişilik ekibin Hizbullah konusundaki uzman polislerden oluştuğu bildirildi. Saat 17.13 itibariyle kesilen silah sesi, saat 18.05'te yeniden başladı. Aynı saatte bir patlama sesi de duyulurken, saat 18.10 ve 18.12'de de 2 ayrı patlama daha kaydedildi. Bu patlamaların ardından 3 katlı villanın çevresinden silah sesleri gelmeye başladı. Polis timleri, önce 3 katlı villaya yaklaştı. Binanın ikinci katında bulunan pencerelere uzun makineli tüfeklerle ateş açıldı. Daha sonra polis ekipleri içeriye girdi. Teröristlerin 3'üncü katta olduğu anlaşıldı. Bu kata operasyon düzenlendi. Tam 3 saat 40 dakikadır çatışmaya sahne olan bölgede, saat 18.40 itibariyle silah ve patlama sesleri kesildi.
BİNADAKİ SIĞINAK
İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, telsizle verdiği talimatta, tüm sağlık kuruluşlarında gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Özdemir, saat 19.20'de operasyonun tamamlandığını bildirdi ve tüm ekipleri kutladı. Villada teslim alınan 2 militan yüzleri örtülerek bir polis aracına bindirildi ve Emniyet Müdürlüğü'ne götürülerek sorguya alındı. Villada yapılan aramada; Kalaşnikof, MG3 ve MP5 marka silahlar, TNT kalıpları, mermiler, bilgisayarlar, cep telefonları ve örgüt yayınları bulundu.
Binayı bir süre önce satmaya çalışan emlakçı Suat Tümer, "Ev müteahhit Mehmet Altan'a aitti. Birkaç ay müşteri bulamadık. Sonra Gaziantepli bir işadamı satın aldı" dedi. Evin ilk önce kiralanmak istendiği, ancak 27 Aralık günü peşinat ödenerek satın alındığı belirlendi. Eve yeni mobilyalar geldiği ve oda kapılarının çelik kapılarla değiştirildiği anlaşıldı.
Yalçın BEL - İsmail ERBEN - Ali ÖZLÜER - Erhan DOĞAN (SHA)
Kayıplar böyle başladı
İlk olarak 27 Aralık'ta Zehra Vakfı Başkanı İzzetin Yıldırım'ın bacanağı Mehmet Kanlıbıçak kayıplara karıştı. Onu Yıldırım ve diğerleri izledi
İSTANBUL Fatih'te işyerleri bulunan 10 işadamının birbiri ardına kaybolması 27 Aralık 1999'da başladı. Fatih'te faaliyet gösteren ve Nur Cemati'nden Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'ın yakın arkadaşı Mehmet Şehit Avcı'nın şirketinde çalışan bacanağı Mehmet Kanlıbıçak sırra kadem bastı. Kanlıbıçak, memleketinden gelen akrabasını karşılamak için gittiği Üsküdar'dan geri dönmedi. Bir gün sonra bacanağı Avcı'yı telefonla arayıp verdiği adrese gelmesini istedi. Kanlıbıçak'ın verdiği adrese gittiği sanılan Avcı da kayıplara karıştı.
29 Aralık'ta ise İzzettin Yıldırım, Üsküdar'daki evine gelen 2 kişiyle birlikte dışarı çıktı ve geri gelmedi. Birkaç gün sonra, Fatih'teki Şafak Otomotiv'in sahipleri Mehmet Salih Dündar, İsmail Aksoy, Ramazan Yaşar ve Cihangir Gaffari Negiş sır oldu. Cihangir Gaffari Negiş ve İsmail Aksoy'un piyasada bir kişiden 35 milyar lira alacaklarının bulunduğu ve tahsilat için Abit Taştan isimli bir kişinin aracı olduğu belirlendi.
2 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Bu olayın hemen ardından kayıplar zincirine, yine Fatih'te faaliyet gösteren Batuhan Turizm ve İnşaat A.Ş'ın sahibi olan Savaş, Ender ve Doğan Bağ katıldı. Kardeşler, esrarengiz telefon görüşmelerinin ardından, ailelerine bile haber veremeden kayboldu. Bağ kardeşlerin yurtdışında olduğuna ilişkin iddia ise doğrulanamadı.
İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile istihbarat birimleri, kayıplarla ilişkisi tespit edilen Raif Çiçek ve Abit Taştan isimli 2 kişiyi gözaltına aldı. Radikal islamcı terör örgütü Hizbullah'ın eski üyesi olduğu belirlenen Abit Taştan'ın kayıp işadamlarını yakından tanıdığı öne sürüldü.
Öte yandan, İstanbul'da, kasım ayında 3 kişinin daha kaybolduğu belirlendi. Laborant Ahmet Atçı 6 Kasım 1999 cumartesi günü evinden çıktı ve bir daha dönmedi. Banka memuru Ömer Çınar'dan 17 Kasım 1999 tarihinde evden ayrıldıkten sonra haber alınamadı. Bir firmada tahsilatçılık yapan Adıyamanlı Şuayip Yetiş de aynı gün kayıplara karıştı. 27 Aralık'ta, Zehra Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Yıldırım'ın kredi kartından para çekildiği ve cep telefonun mesaj kaydettiği belirlendi.
Polis Hizbullah Lideri Velioğlu'nun peşinde
DİNCİ terör örgütü Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu'nun İran'dan Türkiye'ye geldiğini belirleyen polis, bir aydır kayıp olan işadamlarının da Velioğlu'nun emriyle kaçırıldıklarını tespit etti. Velioğlu'nun kuşatılan villada olduğunu düşünen polis operasyonu genişletti. Bina kuşatıldı ve içeride bulunan teröristlerle yoğun bir çatışmaya girildi. Ancak 27 Aralık'tan itibaren peşpeşe kaçırılan Zehra Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım ve 10 işadamının izine ulaşılamadı. İşadamlarının Güneydoğu'ya getirilip getirilmediğinin belirlenebilmesi için yapılan çalışmalar da sürüyor.
APO'NUN ARKADAŞI
Dinci terör örgütü Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu'nun teröristbaşı Abdullah Öcalan ile aynı dönemde, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okuduğu öğrenildi. Kayıp Yıldırım ile Velioğlu'nun 1976 yılında Batman'da Milli Türk Talebe Birliği içerisinde birlikte yeraldıkları da belirtildi.
|