Koskoca Roma İmparatorluğu'na meydan okumuştu o adam. Özgürlüğünün alınmasına karşı koyan bir köleydi. Satılan, ezilen insanlardan 100.000 kişilik köle ordusu kurmuştu. Milattan önce 70'li yıllarda ilk sosyal ve özgür toplumu kurmak üzereydi ki... Fatma Girik kolunu ona uzattı...
"Hoppala... Milattan önce 70 yıllarında Fatma Girik'in ne işi var?" demeyin.
Kahraman köle Spartacus'e kolunu uzatan bal gibi bizim turkuaz gözlü yıldız Fato'ydu.
Yıl 1964'tü Spartacus filminin yıldızı Kirk Douglas İstanbul'daydı. Türk sinemasının yıldızlarıyla tanışıyor ve Fatma Girik'in pamuk koluna imza atıyordu.
Biz, Fatma Girik hayranları da içimizden beste yapıyorduk:
"Ah ben de Kirk olsaydım
O kola imza atsaydım."
Ah Kirk ah!.. Ayşecik de eteğini imzalatmıştı ona... Kirk Douglas el, kol, resim, defter, gömlek, eteklik vs. uzatılan her şeye basıyordu imzayı...
Kirk Douglas, elbette sinema tarihinin en önemli aktörlerinden. Öyle etkilemiş ki sinemaseveri; muhallebi çocuğu aktör oğlunu bile soyadından dolayı "sert erkek" sanarak yalamadan yutuyoruz. Michael Douglas herhalde annesine çekmiş..
Kirk Douglas bizi ilk defa Şampiyon filmiyle büyülemişti.
1949 yapımı filmi İstanbul'da, galiba 1952'lerde görebilmiştik. Ortaokula gidiyorduk o sıralar.. Ne filmdi ha!.. Hele hele ergenlik dönemi aşklarımdan Marilyn Maxwell ile Ruth Roman da Şampiyon'un kadın yıldızları olunca.
Sarışın Maxwell'in yarı aralık gözleri ile dudakları, esmer Ruth Roman'ın hafif Osmanlı burnu, ihtiraslı ağzı, mermer sırtı, benim gibi bilumum sübyanı fantaziler alemine götürürdü.
Şampiyon filmi Kirk Douglas'ı star yapmıştı. Ancak daha sonra; ben onun Karakolda (The Dedective Story) filminde sarsılmıştım. Vefa Lisesi'ndeydim ve resim ödevi olarak Karakolda filminin afişini çizmiştim.
Kollarını sıvamış dedektif Kirk Douglas ve onu karakolda kalleşçe öldüren mahkum... Vefalı arkadaşlarım çok beğenmişti afişi.
Hey gidi Vefa'nın vefalı arkadaşları.. Liseler arası şampiyon futbol takımımız. Ve liseli futbolcular; sonradan Fenerbahçe'ye yönetici olacak Şadan Kalkavan ile, Fenerbahçe ve Milli Takımın yıldızı olacak Avni Kalkavan. Namı diğer Buzdolap Avni.. Soğukkanlı olduğundan buzdolap denirdi..
Ve Taşkafa Ahmet. Ona Taşkafa denmesinin sebebi aklının noksanlığından değildi; Topu santraya kadar uçuran kafa vuruşlarından dolayı Taşkafa denirdi...
Bir de, hem topa hem rakibe aynı anda kafa vuruşu yapabildiğinden... Sağbek oynardı Taşkafa. Ve karşısında oynayanlar sürekli yer değiştirirdi.
Taşkafalığı sakın yanlış anlaşılmasın, öyle zekiydi ki; büyüyünce Gazeteci Ahmet Vardar oldu ve kafa atmayı bıraktı, kulak çekmeye başladı.
Bir de okulumuzun medarı iftiharı Tunca Toskay vardı. O da büyüyünce ünlü oluverdi. Profesör Tunca Toskay. Üniversite hocası ve devlet adamı. Halen hükümette... Epey torpilimiz var canım.
Kirk Douglas 1964'te Türkiye'ye geldiğinde İsmet İnönü de başbakandı. İsmet Paşa da, ömrünü harcadığı "demokrasiyi yerleştirme mücadelesine" devam ediyordu.
Hey gidi İsmet Paşa. Nankörlerin hedefi.. Kötülenmeyi göze alarak ilerici reformlar yapan büyük devlet adamı.
90'lık Cemal Kutay'ın televizyondaki Siyaset Meydanı programında iftiralarla kötülediği, tarihçi ahlakına yakışmayan kininin hedefi İsmet İnönü.
Laik ve Atatürkçü konuşmalarına ve yazdığı Atatürk kitaplarına bakarak "Atatürk devrimlerine" inanmış bir kişi sanmıştım. Atatürk devrimlerine inanan kişi İsmet İnönü'yü kötülerse komik bir çelişkiye düşmüş olur.
Cemal Kutay'a göre İsmet İnönü sözde kafasız, hataları saymakla bitmez yönetici ve katı yürekli insan. İnsaf be Cemal Kutay. Tarihçi yalan söylemez.
İngiliz Büyükelçesi Percy Loraine 1938 tarihli resmi raporunda yeni Cumhurbaşkanı olan İnönü için şöyle yazıyordu:
"Atatürk-İnönü ekibi idealdi. Atatürk büyük fikirleri üretir, İnönü onları pratik bir hale getirip uygulardı, bunun ötesinde herşeyden İnönü sorumluydu 24 saat beynini çalıştırır ve Türkiye'yi en küçük ayrıntısına kadar o yürütürdü. İkisi arasında Atatürk duygusal olanıydı; bir adama budala deyip bir kaç saat sonra onu öpebilirdi. Ama İnönü birisini budala veya sahtekar olarak damgaladıktan sonra tutumu asla değişmezdi. Halk İsmet'in geçmişini biliyor ve ona güveniyordu. "
İsmet İnönü'yü buraya sığdıramam. Ancak; Kirk Douglas Türkiye'de İnönü ile el sıkıştığında; İsmet Paşa da Avrupa Birliği'ne girişi başlatmıştı.
İsmet İnönü, Türkiye'de ilk defa Grev ve Lokavt yasalarını çıkararak sosyal hakları getirmişti. Genç Bakanı Ecevit ile.. Ve İsmet Paşa "Planlı Ekonomiye" geçmişti. Hatta rakipleri "Bize plan değil, pilav gerek" diyerek magandasal sloganlar atıyorlardı.
Cemal Kutay'ın kötülediği İsmet Paşa, Türk tarihinin en büyük devlet adamlarından birisidir. Cemal Kutay yaşında bir adam İsmet Paşa'yı karalamakla, değeri tartışılmaz bir devlet adamı hakkında genç kuşakları yanıltmaya çalışmıştır. Gençler bana Kutay'ın TV konuşması üzerine İsmet İnönü hakkında "Kutay'ın kötülemeleri doğru mu?" diye sordular. İşte bu bölümü yazmamın sebebi.
Kutay; Ata ile elele modern Türkiye'nin kurucusu, asker ve sivil kahraman İsmet İnönü'ye iftira etmiştir.