Susurluk gibi bir kansere, büyük iddialarını hak edecek cesaretle neşter vuramayan bir toplum temiz, özgür ve huzurlu olamaz.
İzmir'de siyaset-mafya-polis üçgeninde oluşan yeni bir çete ortaya çıkarıldı.
DGM Başsavcılığı, ANAP Konak İlçe Başkanı Nurullah Sağır'ın, oluşturduğu çete ile İzmir'i yıllardır haraca bağladığı, ihalelere fesat karıştırdığı, adam kaçırıp fidye aldığı iddialarını araştırıyor.
Bu amaçla aralarında iki polisin de bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı.
Nurullah Sağır ANAP İlçe Başkanlığı'na sekiz ay önce atamayla getirilmişti.
Yıllardır polisle içli dışlı olan, siyasi bağlantıları sayesinde bir çok polis şefinin tayininde etkili rol oynadığı ileri sürülen Sağır, bir süre önce yanında bir ANAP milletvekili ile yine ANAP'lı olan İçişleri Bakanı Tantan'ı ziyaret etti ve İzmir Emniyet Müdürü Yücesan'ı şikâyet ederek tayinini istedi.
Çünkü Emniyet Müdürü'nün suç örgütü üstüne yürümeye karar verdiğini sezmişti.
İçişleri Bakanı Tantan, temiz şöhretini hak eden bir cevapla onu geri çevirdi:
"Polisi, siyasilerin kuklası yapmayacağım. Sizin sözünüzle hiç bir emniyet müdürünün yerini değiştirmem!"
İzmir DGM'nin devleti ve siyaseti çürüten örgütlü suçlara karşı umut ve cesaret verici bir kararlılıkla yürümesini bekliyoruz.
Tantan'ın da Susurluk'u uyutan siyasilere ibret olacak bir örnek vereceğini umuyoruz.
ANAP İl Yönetim Kurulu, Konak İlçe Başkanı Sağır'ın partiden ihracını onayladı.
Ama bununla iş bitmiyor. Türkbank'la ilgili ihale rezaletinin çamurunu taşıyan ANAP'ta Sağır'ın ilçe başkanlığına atanmasını sağlayanlar kimlerdir?
Tantan'ı ziyaretinde Sağır'a siyasi güç desteği veren milletvekili kimdir?
Bunları bilmeye hakkımız var.
İktidar ortağı ANAP'ın bu kirli ve karanlık işlere bulaşan insanlardan kim olurlarsa olsunlar kurtulmaya ihtiyacı var.
İtalya'daki "Temiz Eller" ekibi savcılarından Davigo'nun tecrübesi bize de derstir:
"Ne kadar paranız varsa partide o kadar güçlü oluyorsunuz. Ne kadar güçlüyseniz o kadar yolsuzluk yapıyorsunuz. Ne kadar yolsuzluk yaparsanız o kadar güçlü oluyorsunuz. Böyle bir kısır döngü yaratıyor sistem.."
Türkiye artık bu kısır döngüyü kırmak zorundadır. Adaleti yiyip bitiren bu kanserle hiç bir hedefimize varamayız.
Tantan gibi siyasetçiler ve cesur savcılar, halkın umudunu hak etmeli..
Bu devlet, 20 bin geçici orman işçisine maaş ödemek için bakanın itirafıyla sabit ki "her ay küçük bir ormanı kesip satıyor.."
Ekmeğini taştan çıkaran bir geleneğin en üst örgütü olması gereken bu devlet, işçiye maaş bahanesiyle emanete ihanet ediyor!
Allah'ın bu millete bahşettiği cenneti, devlet eliyle cehenneme mi çevireceğiz?
Emanetçisi tarafından soyulan ormanları kurtaramazsak, çocuklarımızın lânetini hak edeceğiz.
Doğa dostu TEMA Vakfı'nı seferberliğe çağırıyoruz!
