Kraliçe Tamara'nın ülkesinden
TİFLİS
Akdeniz ülkelerinde hep "Kleopatra efsaneleri" anlatılır... Kafkasya'nın efsanesi ise... "Kraliçe Tamara" üzerine.
Kraliçe Tamara 1184-1213 arasında yaşamış.
Başta bulunduğu dönem "Gürcistan'ın en güçlü olduğu... Kalkındığı" dönem.
Bir efsaneye göre...
Kraliçe, ölmeden önce, ülkenin dokuz yerinde, dokuz mezar hazırlatmış.
Ölünce "dokuz mezardan birine" gömülmüş.
Ama hangisine?
Hâlâ bilinmiyor.
Ve ülkenin pek çok yerinde bulunan, pek çok türbe, bugün özenle korunuyor.
Zira her bölgenin insanı, "Tamara, bizdeki türbede" diyor.
Bir başka efsaneye göre ise...
Tamara, "dört şövalyeye" görev verir...
"Ölünce" der:
- Cesedimi saraydan çıkarın... On gün, on gece yürüyün... En ulaşılmaz diye düşündüğünüz yere beni gömün... Ve kimseye görünmeden dönün.
Kraliçe ölür...
Bir süre sonra, bir çoban, Tiflis'in duvarlarının dibinde, göğüslerinde hançer saplı, dört ceset bulur.
Dört şövalye "görevi" yerine getirmişler ama...
Kraliçe Tamara'nın "sırrını" da beraberinde götürmüşler. (Kafkasya Halkları-Alexandre Grigoriantz-SABAH Kitapları)
***
Yüzyıllar boyu İranlılar, Mısırlılar, Yunanlılar, Hazarlar, Ermeniler, Araplar, Türkler, Bizanslılar, Osetler-Alanlar, Ruslar geçmiş Kraliçe Tamara'nın ülkesinin topraklarından...
O nedenledir ki...
Gürcistan kültür, sanat bilim bakımından zengin mi, zengin.
Çeşitli mi, çeşitli.
Tam bir hazine.
Ve bize çok yakın... Bitişiğimizdeki hazine.
***
Tiflis, güzel bir şehir.
"1900'lü yıllar... Sovyet dönemi" Gürcistan'ı yormuş... Yıkmış...
Yoksullaştırmış.
Oysa aynı Tiflis 1910'da "Küçük Paris."
Bakü'nün petrol krallarının "para yemeye" geldikleri yer.
Tiflis'e daha önce gelmiştik...
Yoksulluk dizboyu idi.
Şimdi ise...
"Derlenip, toparlanan... Hızla kalkınan" bir Gürcistan gördük.
Gürcistan'ın "kendine tam gelebilmesi için" desteğe ihtiyacı var.
Özellikle de...
Türkiye'nin desteğine.
Demirel'in, Tiflis'e iner inmez, ayağının tozuyla verdiği "ilk demeç" Gürcistan yönetimine "moral" oldu:
- Gürcistan bizim ikinci vatanımız.
Bu "söylemden" daha büyük destek olur mu?
***
Uçakta Demirel ile konuştuk.
"Kafkaslar'da barış" dedi.
Kafkaslar'da barış çok önemli.
"Bizi" de, birinci derecede ilgilendiriyor.
Ve bu "mevsim", kalıcı bir barış için, en uygun mevsim.
Zira bölgenin üç önemli ülkesinin, üç lideri yakın dost.
Üçü de, ülkelerinde "güçlü".
Demirel, Haydar Aliyev ve Eduard Şevardnadze.
Eğer sorunlar bu "üçlü döneminde" çözülemezse...
"Başka mevsimde" kördüğüme döner.
Hiç çözülemez.
***
Biraz da Gürcü çarşı, pazarından bahsedelim.
El işçiliği...
"Gümüş işçiliği" bir harika.
Hani, piskoposların değerli taşlarla süslü asaları falan var ya...
Hepsi "Gürcü işi."
Ve bu el sanatlarnıın yanında... "Diğer mallar... Aklınıza gelen her çeşit mal... Türk malı."
Demirel'in "ikinci vatan" dediği kadar var.