Zimmet değilse ne!
Liderler 7.5 saat toplanıp, zor kararı aldılar, anlaşılır bir biçimde topluma açıkladılar. Türkiye olgunlaşıyor ve sorunları olgun bir ülkeye yakışır biçimde çözmeye uğraşıyor.
Bu gerçeği görmeliyiz.
Güneydoğu'daki çatışmalarda oğulları, kardeşleri, yeğenleri şehit olmuş asker yakınlarının biraraya gelip kurdukları 50 sivil toplum örgütünden biri olan Kayseri Şehitleri ve Malulleri Derneği Başkanı Murat Çetinkaya şunları söyledi: "Öcalan binlerce teröristten sadece biridir. Onun isminin fazlaca telaffuz edilmesi terör örgütünün lideri olduğu içindir. Terörün biteceğine, akan kanın duracağına, kamuoyu ve devlet emin olacaksa, Apo asılmasa da olur. Ama, kesin emin olmalıyız. Bu aşamada, teröristlerin yüz kişilik gruplar halinde dağlardan inerek, güvenlik güçlerimize teslim olduğunu televizyon ekranlarından naklen izlemeliyiz." Murat Çetinkaya'nın ifadesini şu şekilde anlamak mümkün: Yakınlarını teröre şehit vermiş anneler, babalar, kardeşler, gelinler, eşler; "Bizim oğullarımız, başkalarının oğulları ölmesin diye canlarını verdiler..." diyen asil düşünceye gelmiş bulunuyorlar.
Toplum intikam peşinde değil.
Kanı kanla yıkama peşinde değil..
Toplum sorun çözme peşinde.
Adaleti, hukuku öne geçiriyor.
***
Bundan umutlanmalıyız.
Sorun üretmek yerine sorun çözmeye doğru kocaman adımlar atmaya niyetli toplum, herhalde son günlerin en büyük skandalını içine sindirmeyecektir. İran ile yapılan doğalgaz anlaşması gereği, Türkiye boru hattını zamanında bitirmediği için 120 milyon dolar ödemekle yüzyüze geldi.
120 milyon dolar zimmet suçu!
Enerji Bakanı, onun müsteşarları, yüksek bürokratlar, BOTAŞ üst yönetimi, İran'la 1996 yılında bir ticari anlaşma yaptı ve 2000 yılında doğalgazın akışını sağlayacak boru hatlarının bitirilmesi mecburiyetini koydu.
İran şartı yerine getirdi.
Türkiye ise getiremedi.
Anlaşma gereği; "Ya doğalgazı al, ya parayı öde" maddesi otomatik olarak yürürlüğe girdi. Böylece Türkiye, İran'a 120 milyon dolar tazminat ödemekle yüzyüze geldi. Türkiye tarafındaki boru hatlarının yapımını geciktirip devleti bile bile zarara sokmak bir zimmet suçu değilse nedir?
Kimdir bunun sorumlusu?
Enerji Bakanlığı mı?
BOTAŞ yönetimi mi?
Yoksa ikisi birden mi?
***
İran da yoksul ülke.
Türkiye de zengin ülke değil.
Ve 120 milyon dolar çok büyük bir para. 2000 yılında İran'dan 3 milyar metreküp doğalgaz almayı planlamış, bu miktarı 2005 yılında 10 milyar metreküpe çıkaracağını anlaşmaya koymuşsun. Ve fakir İran'a boru hattı döşetmişsin ve yoksul Türkiye'ye de Doğubeyazıt'tan Erzurum'a kadar 180 milyon dolar harcayıp boru hattı yaptırmışsın. Fakat diğer boru hatlarını zamanında bitirmediğin için şimdi yoksul İran'ın boru hattı da, yoksul Türkiye'nin boru hattı da toprak altında bir çelik leşi olarak yatıyor. Borulardan gaz gelmiyor ve anlaşma gereği Türkiye, İran'a 120 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kalıyor.
Direkt zimmet suçu...
120 milyon dolarlık zimmet...
Büyük skandal...
Açıkça devlet skandalı.
Kimdir bunun sorumlusu?
Hangi lider?
Hangi bakan?
Hangi genel müdür?
Son dakika notu: Enerji Bakanlığı Müsteşarı Yurdakul Yiğitgüden, İran'la görüşmeler yapıldığını ve tarafların gaz alışverişine başlama tarihinin 2001 yılı mayıs ayına ertelenmesi için mutabakata vardıklarını açıkladı.