|
Adı gibi adam
MHP lideri Bahçeli, partisinin ve parti tabanının hassasiyetini ve rahatsızlığını bilmesine rağmen, "Önce ülkem, sonra partim, sonra biz" noktasından hareket etti
LİDERLER zirvesinden çıkan "erteleme" kararı, MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli için hayatının belki de en zor kararı oldu. Seçimler öncesi tüm şehit cenazelerinde MHP'lileri ve MHP bayraklarını görmek mümkündü. "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları atılıyor, şehit cenazelerine sahip çıkılıyordu. Genel Merkez, il ve ilçe başkanlıkları, Ülkü Ocakları şehit ailelerinin sığındıkları merkezler olmuştu.
Bahçeli, Öcalan'ın asılması gerektiğini defalarca söylemiş, kendisini de partisini de bağlamıştı. Sadece MHP değil, hiç kimse geçen yıl Türkiye'ye getirilirken Apo'nun kısa sürede yargılanıp idam edileceğinden kuşku duymuyordu. Ama şartlar değişti. Öcalan'ın idamının ertelenmesi gündeme geldi.
BAHÇELİ'NİN İKİ FORMÜLÜ
Kurmaylarıyla uzun uzun tartıştıktan sonra Bahçeli çıkış yolunu Meclis'te buldu. İkinci çıkış noktası ise dosyanın bekletilmesini kabul etmek ama bekleme istasyonu olarak Meclis'i tercih etmekti. Böylece ortağı olduğu hükümetin üzerinde kalmayacak, topu Meclis'e atarak MHP tabanı rahatlatılacaktı.
Ancak ortakları Apo dosyasının Meclis'e gönderilmesini, teknik olarak doğru bulmuyordu. Bahçeli Meclis'e gitmesinde ısrarcı olduğunda da DSP ve ANAP karşısında yalnız kalacak ve hükümetin dağılmasına kadar varacak bir sonu başlatacaktı. Dosya Meclis'e geldiğinde "asın" baskıları daha da yoğunlaşacak ve dosya ele avuca sığmayacaktı. Ardından "Apo yüzünden ülkede hükümet bunalımı çıkarttı" eleştirilerine hedef olacaktı. Avrupa ile Türkiye arasında yeni problemler doğacak ve AB süreci aksayacak, MHP'nin ve Devlet Bahçeli'nin boynuna Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yolunu kestiği yaftası asılacaktı. MHP, devlet yönetmenin gereğini yerine getiremeyen marjinal bir parti, Bahçeli de o marjinal partinin "devlet adamı olamayan" genel başkanı olacaktı. Önünde bir yol daha vardı, o da kolay "kabul etmemiş" olmak. Bunun için üstüste yeni zirveler yapılabilir, Bahçeli "zorlukla ikna edilmiş" olabilirdi. O zaman da belirsizlik, hem terörü azdırabilir hem de şehit yakınlarının tepkilerinin tırmanmasına yol açabilirdi, ki bu başta ekonomi olmak üzere hükümetin pekçok icraatını olumsuz etkileyebilirdi.
VE KARARINI VERDİ
Bahçeli bütün verileri tek tek değerlendirdikten ve bütün seçenekleri irdeledikten sonra zor yolu seçti ve zor kararı verdi. Partisinden ve kendi kamuoyundan gelecek tepkileri göğüslemeyi göze alarak AİHM'nin kararına uyularak idam dosyasının Başbakanlık'ta bekletilmesine ve infazın şartlı da olsa ertelenmesine "evet" dedi. Bahçeli, adına yakışanı yapmış, partisini geçmişteki sloganların tutsağı olmaktan çıkarmış ve aslında partisini marjinallik kıskacından kurtarmıştı.
Bahçeli bir kez daha, hükümet kuruluşu sırasında ifade ettiği ilkesinden sapmamıştı: Önce ülkem, sonra partim, sonra biz; hareket noktamız budur.
Zirvede şöbiyet su böreği yendi
ZİRVENİN maliyeti 20 milyon oldu. Zirve sırasında Başbakanlık görevlileri Leda Pastanesi'ni arayarak sipariş verdiler. Üç lider ve altı bakanın katıldığı zirve için 1 kilo cevizli şöbiyet, 1 kilo fıstıklı şöbiyet, 1 kilo sarı burma ile 3 kilo su böreği getirildi. Pastane, bu sipariş karşısında 20 milyonluk bir fatura çıkarttı ve Başbakanlığa gönderdi.
Ecevit metni Demirel'e okudu
ZİRVE, Çankaya Köşkü'nde de büyük bir tedirginlik içinde takip edildi. Demirel zirvenin uzaması üzerine konutuna geçi. Zirvede ortaklarla mutabakat sağlanması üzerine makamından Demirel'i arayan Ecevit, metnin son şeklini okudu. Metin, Demirel'in de olumlu görüş vermesi üzerine kamuoyuna açıklandı.
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|