Ne demişler; "Hedefe gitmek için en iyi yol, bildiğin yoldur. Maceraya girmeyeceksin. Bizde yabancı hayranlığı yıllardır sürüp gider. Artık futbol öyle bir hale geldi ki, bir takımdaki futbolcuların eşlerini, çocuklarını, kardeşlerini, analarını ve babalarını iyi tanıyacaksın. Tabii ki eğer çok başarılı olmak istiyorsan.
Ankaragücü kötü gidiyordu. Takımı emanet etmek için üç adayları vardı; Bulgar Milli Takımı'nın teknik direktörü, Susiç ve Multzescu. Ankaragücü yönetimi en doğru olanı yaptı ve Multzescu'yu takımın başına getirdi. Multescu ile hiç karşılaşmadım, oturup konuşmuşluğum yok. Ama Türkiye'de yaptığı işlere bakıyorum, çok beğeniyorum. Hırslı bir hoca. Çalıştırdığı takımlara iyi futbol oynatıyor, iyi mücadele ettiriyor. Tek hatası var; hakemler için kendisi konuşuyor. İdareci kullanmıyor ve ceza alıyor. Orada bile dürüst.
Ankaragücü'ne geleli 9 hafta oldu, 20 puan aldı. 9 hafta deyince aklıma geldi; Zeman Fenerbahçe'ye geleli de 10 hafta olmuş. Aldığı puan 14. Geldiğinde en önemli dezavantajı Türk futbolu hakkında fazla bilgisi olmamasıydı. İnatçı bir yapıya da sahip. Yapılan haklı eleştirileri de kabul etmiyor. Yaptığı iş de meydanda. Dedim ya, onun adı Zeman. İtalya'da çalışmış... Nerede çalışırsa çalışsın. Multzescu ile Zeman arasında hangisi daha başarılı? Bence Multzescu. Bizim yapımıza uyan hangisi? Multzescu. Hem de Türkiye'ye geldiği günden beri.
Multzescu hep hakemlere konuştuğu için ceza aldı. Niye? Çünkü adamın canı yanıyor. Sabahtan akşama kadar çalışıyor, didiniyor. Akşam yattığı zaman da çalıştırdığı takımı düşünüyor (Bu anlattıklarım her teknik adam için geçerli). Sonra da haksız yere canı yanınca bağırıyor.
Aynı Mehmet Ali Yılmaz beyanat veriyor. Söylediği cümleler çok önemli: "Hakemlerin ve MHK üyelerinin mal beyanında bulunmaları gerekir" diyor.... Acaba neden!
Hakemliğimin son iki yılında, "Hakem camiasında çürük elmalar var" dedim. Altı ay hak mahrumiyeti cezası verdiler. Beyler, Türkiye'de maç satan hakemlere bile bu ceza verilmedi. Daha hâlâ utanmadan bazıları çıkıp diyor ki: "Erman Toroğlu konuşsun." Mal meydanda beyler daha ne konuşayım?