kapat

14.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Geçiniz beyler!

Ne demişler; "Hedefe gitmek için en iyi yol, bildiğin yoldur. Maceraya girmeyeceksin. Bizde yabancı hayranlığı yıllardır sürüp gider. Artık futbol öyle bir hale geldi ki, bir takımdaki futbolcuların eşlerini, çocuklarını, kardeşlerini, analarını ve babalarını iyi tanıyacaksın. Tabii ki eğer çok başarılı olmak istiyorsan.

Ankaragücü kötü gidiyordu. Takımı emanet etmek için üç adayları vardı; Bulgar Milli Takımı'nın teknik direktörü, Susiç ve Multzescu. Ankaragücü yönetimi en doğru olanı yaptı ve Multzescu'yu takımın başına getirdi. Multescu ile hiç karşılaşmadım, oturup konuşmuşluğum yok. Ama Türkiye'de yaptığı işlere bakıyorum, çok beğeniyorum. Hırslı bir hoca. Çalıştırdığı takımlara iyi futbol oynatıyor, iyi mücadele ettiriyor. Tek hatası var; hakemler için kendisi konuşuyor. İdareci kullanmıyor ve ceza alıyor. Orada bile dürüst.

Ankaragücü'ne geleli 9 hafta oldu, 20 puan aldı. 9 hafta deyince aklıma geldi; Zeman Fenerbahçe'ye geleli de 10 hafta olmuş. Aldığı puan 14. Geldiğinde en önemli dezavantajı Türk futbolu hakkında fazla bilgisi olmamasıydı. İnatçı bir yapıya da sahip. Yapılan haklı eleştirileri de kabul etmiyor. Yaptığı iş de meydanda. Dedim ya, onun adı Zeman. İtalya'da çalışmış... Nerede çalışırsa çalışsın. Multzescu ile Zeman arasında hangisi daha başarılı? Bence Multzescu. Bizim yapımıza uyan hangisi? Multzescu. Hem de Türkiye'ye geldiği günden beri.

Multzescu hep hakemlere konuştuğu için ceza aldı. Niye? Çünkü adamın canı yanıyor. Sabahtan akşama kadar çalışıyor, didiniyor. Akşam yattığı zaman da çalıştırdığı takımı düşünüyor (Bu anlattıklarım her teknik adam için geçerli). Sonra da haksız yere canı yanınca bağırıyor.

Yılmaz neden kura çektirdi?
Bağıran yalnız o mu? İşte Mehmet Ali Yılmaz... Bu Mehmet Ali Yılmaz ki, yıllarca kulüp başkanlığından başka bir de Spor Bakanlığı yaptı. Bakanlığı döneminde hakemleri torbaya sokarak kura ile görev dağıttırdı... Acaba neden!

Aynı Mehmet Ali Yılmaz beyanat veriyor. Söylediği cümleler çok önemli: "Hakemlerin ve MHK üyelerinin mal beyanında bulunmaları gerekir" diyor.... Acaba neden!

Hakemliğimin son iki yılında, "Hakem camiasında çürük elmalar var" dedim. Altı ay hak mahrumiyeti cezası verdiler. Beyler, Türkiye'de maç satan hakemlere bile bu ceza verilmedi. Daha hâlâ utanmadan bazıları çıkıp diyor ki: "Erman Toroğlu konuşsun." Mal meydanda beyler daha ne konuşayım?

Canı yanan bağırıyor
Kimin ciğeri yanıyorsa o bağırıyor. Aslında fena da olmuyor. Maç sonu kasetlerinin, naklen yayın hakkını elinde bulunduran televizyon şirketi tarafından diğer kanallara verilmediği bir ülkede bu duruma tavır koymayan kulüpler hiç ağlamasın. Onlara az bile kalıyor. Daha neler olacak, görecekler.

Bir anda aklıma geldi. Fatih Terim, "Şimdiye kadar hakemler hakkında hiç konuşmadım ve konuşmayacağım" demiş. Herhalde işler yolunda gidince sevgili Fatih'te de unutkanlık başladı...

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır