Gübre mi ithal edelim?

Bu köpek düþmanlýðý eninde sonunda dericilik sektörüne de darbe vuracak.. Malžmunuz deriyi dabbaklamak için "it gübresi" kullanmak icap eder.. "Dabbakhaneye þey mi yetiþtiriyorsun.." lafý da oradan çýkma..

Biri Ýstanbul'da oturuyor, biri Ankara'da.. Artýk Ýstanbul Valisi mi iþ edinir, yoksa Ankara Valisi mi gayrete gelir bilemem.. Ama iki validen biri hamlesini yapmalý.. Hýncal Uluç ile Bekir Coþkun'u ayný mekânda buluþturup, barýþtýrmalý..

Hýncal arkasýna belediyecileri taksýn, Bekir de Hayvansevenler Derneði yönetim kurulunu.. Kocaman bir yer sofrasý kursunlar.. Kilimler, keçeler, halýlar serilsin..

***

Kýrk yerde ateþ yakýlýp kýrk tane kazan kaynatýlsýn.. Kýrk tane koyun kurban edilip etleri lop lop piþirilsin.. Ayrýyeten pilav kazanlarý kaynatýlsýn.. Yanýna da kuru üzüm hoþafý..

Taraflar oturup yesinler, bir daha birbirleri hakkýnda yazmayacaklarýna dair Kur'an-ý Azimþan'a el basýp yemin etsinler.. Bu mesele de kapansýn..

Kimsede huzur yok..

Bizim gazetenin içinde bile huzur kalmadý.. Temsil Erdal Þafak.. Bu dar-ý dünyada dikili aðacý yok ama köpeði var.. Köpek dedimse lafýn geliþi.. Hayvan azametli bir yaratýk..

Boþ kadro olsa, aslan nüfusuna kaydet, öyle gezdir..

Erdal Abimiz bir gýdým adam.. Çeyrek ekmeðin arasýna bir kaþar attý mý iki gün tok gezer.. Lakin köpeðin kör gýrtlaðýna; býrakýn Yazý Ýþleri Müdür maaþý, iki de genel yönetmen maaþý ekleseniz yetmez..

O yüzden Erdal Þafak'ýn iki yakasý bir araya gelmiyor.. Bunlarý kendisine söyleseniz asla kabul etmez.. O kabahati hükümetlerin ekonomik politikasýnda buluyor..

Halbuki köpeði Hýncal'a teslim etse kendi de kurtulacak, zan altýnda kalan hükümetimiz de.. Gazete içindeki aþýrý köpek yanlýlarýný Erdal Aðabey temsil ediyor..

Aklýna geldikçe köpekler lehine slogan atýyor..

Eeee! Bunlar haliyle Hýncal Uluç'un kulaðýna gidiyor.. O da boþ duracak deðil tabii..

Sekreteri Yasemin Haným'ýn eline Ali Þen'in purosu büyüklüðünde bir keçe kalem vermiþ.. Gazetenin orasýna burasýna sloganlar yazdýrmýþ.. Sloganlardan birini yemekhaneye giden koridorun duvarýnda gördüm..

Bakla kadar harflerle "Yaþasýn belediye itlaf ekiplerinin silahlý mücadelesi!" diye yazýlmýþ..

***

Aslýnda Hýncal Uluç köpek düþmaný deðildir.. Bir sevgi insaný olarak her türlü canlýyý sever.. Üstelik kendisi de köpek sahibi.. Onun üzerinde durduðu konu "kuduz" meselesi..

Laf kuduz olayýna geldi mi haliyle baþýboþ sokak köpekleri tartýþmasý çýkýyor..

Hýncal Uluç'un korkusu; Ýstanbul'a gelen bir turisti sokak köpeklerinden birinin bacaðýndan dalamasý.. Sýrf o sebepten bizi Avrupa Birliði'ne almayacaklar, diye korkuyor..

Aklýna geldikçe de köpeklerin üzerine üzerine gidiyor.. Bu sefer, Ankara'da mukim Pako namýndaki köpeðin sahibi Bekir Coþkun alýnýyor..

- "Vay bu benim Pako'ya laf çarpýyor.." deyip Hýncal'ý hýrpalamaya kalkýþýyor..

Ben Bekir'i tanýrým.. Çok da severim.. Köpeði Pako'yu ise hiç görmedim ama Bekir'in köþe yazýlarýndan tanýyorum..

Bir kere çok hassas bir hayvan.. Bekir kanun çaldýðý zaman oturup boynunu büküyor "Ben sana ne yaptým da cezalandýrýyorsun.." dercesine sahibine duygulu duygulu bakýyor..

Ayrýca kültürlü.. Ýki dilden birden havlýyor.. Marifetli, misafir geldiði zaman kapýyý açýyor.. Tokgözlü, paraya kýymet vermiyor.. Köpek konusu açýldýðýnda Bekir Coþkun'un gösterdiði tepkiye o yüzden hak veriyorum..

Piþirmeden yenmesin!

Lafý getirmek istediðim yer burasý deðil.. Ben bu iki seçkin yazarýmýzýn çekiþmesinin çocuklarý olumsuz etkilediði görüþündeyim..

Mesela Londra'da okuyan kýzým.. Yýlbaþý tatili için Türkiye'deydi.. Hemen her akþam, aramýzda bu konuda tartýþma çýktý..

Önceki gün de gazetelerde yer alan "Baþýboþ köpekleri Uzakdoðu ülkelerine satalým.." haberini görmüþ.. Kýzcaðýz çýldýrdý.. Eve geldim, gazeteyi yüzüme doðru sallarken aðlamaklý bir sesle:

- "Baba köpekleri Uzakdoðu'ya göndereceklermiþ.." diye yakýnýyor..

- "Göndersinler kýzým, güzel yerlerdir.. Ben kaç kere gittim.."

- "Ama yiyeceklermiþ.."

- "Yesinler de görelim.. Biz de Uzakdoðu'dan gelen turistleri yeriz.."

Ýþi gýrgýra vuruyorum ki yatýþsýn.. Hiç laf anlayacak yerlerde deðil.. Bir kere vejeteryan eðilimli.. Yani otobur dediðimiz memelilerden..

Arada bir benim zorumla tavuk etinden yapýlma salam yiyor.. Neredeyse her diliminden ayrý ayrý özür dileyecek.. Ben ise tam tersine.. Mümkün olsa salatayý bile kýrmýzý etten yapacaðým..

***

Hal böyle olunca evin içindeki beslenme dengesi çok hassas payandalar üzerinde duruyor.. Çocuk sofrada izlediði etobur babaya bakýp, kendisini "Toros canavarýnýn kýzý" gibi hissediyor..

Üstüne üstlük bir de Bekir ile Hýncal'ýn köpek kavgasý.. Aile içi huzuru saðla saðlayabilirsen..

Evde kýzým, gazetede Erdal Þafak.. Benim bile huzurum kalmadý..

Erdal Aðabey "Köpekleri Uzakdoðu'ya satýp, sebeplenelim.." haberini de Dýþ Haberler'in esbak müdürü Sedat Sertoðlu'ndan bildiði için iki de bir gerilim yaþanýyor..

Erdal Þafak'ýn bu hassasiyetini bilenler "Atým tepmez, itim kapmaz deme.." siyaseti güdüp, adamcaðýzýn üzerine üzerine gitmeye baþladýlar..

Önceki gün biri tutturdu "Uzakdoðu'ya ihracat olayýna sahipli köpeklerden baþlansýn, çünkü onlarýn maliyeti daha yüksek.. Ekonomiye yük oluyorlar.." dedi..

O saatten beri Erdal Aðabey; aklý evvelin biri bunu haber yapar da çarþýyý karýþtýrýr korkusuyla, sayfa provalarýný önüne alýp satýr satýr okuyor..

Gidiþatý bu yüzden beðenmiyorum..

Yakýnda yazý iþlerinin orta yerinde bir kavga çýkacak "Ýnsan ýsýrýrsa haber olur.." olayýnýn canlý tatbikatýný yaþayacaðýz..

Ýþin kötüsü, haberi yazamayacaðýmýz için de göz göre göre atlayacaðýz..