Tevfik Bey'in önemli icraatinden biri de İstanbul'u köpeklerden temizlemeye çalışması...
"İstanbul Şehreminleri" kitabının yazarı Osman Nuri Ergin, bu icraati şöyle anlatıyor:
Geçen yüzyılın başında İstanbul'da kırk bin köpeğin bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunlardan on beş bin kadarı canlı olarak tutulup Topkapı surları dahilinde bir yere toplanır. Fakat halk, köpeklerin imhasına karşıdır. Bunun üzerine köpeklerin dişisiyle erkeği ayrı bir yere konularak "nesillerinin kesintiye uğratılması"na çalışılır. Daha sonra köpekler kısmen geceleri sokaklarda öldürülecek, kısmen de canlı olarak toplanarak mavnalarla Hayırsız Ada'ya gönderilecektir.
Fakat yine de köpekleri evlerinde saklayıp memurlara teslim etmeyenler, ya da "sitrikinin" ile zehirlenenleri yoğurt yedirmek suretiyle ölümün elinden almaya çalışanlar da vardır.
Olayın nihayetini Osman Nuri Ergin, şu cümlelerle özetliyor:
"Halbuki o sırada bir sermayedar Emanet'e müracaat ederek derilerinden istifade etmek için İstanbul köpeklerini mühim bir para karşılığında almaya talip olmuştu.
Arz olunan müdahaleler ve mülahazalar dolayısıyla Emanet bu cihete yanaşmayıp, fakat neticede Hayırsız Ada'da toplanan köpekleri -def-i belâ kabilinden- ücretsiz bu Fransız talibe vermeye mecbur olmuştu."
Bu olayın ardından yüzyıla yakın bir zaman geçti. Köpekler yine sürgün, yine esir pazarında...
Bana sorarsanız: Köpek sevmem...
REFİK DURBAŞ