kapat

06.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET TAN(tana@sabah.com.tr )


İşkence sadakası

Bizim TBMM AGİT Heyeti'nin verilmiş sadakası varmış. Bizzat kendi cumhurbaşkanları tarafından yalancı duruma düşürülmekten kurtuldu.

Olayın daha dumanı üstündeyken kısaca özetleyelim:

AGİT Parlamenterler Meclisi'nin son genel kurulu sırasında Amerikan Kongresi'nin AGİT Heyeti, Türkiye'nin AGİT Heyeti'yle hafif yemekli özel bir görüşme yapmak istedi.

Meclis'teki 5 parti temsilcilerinin de katıldığı bu toplantıda, dostça açık yürekli bir görüşme gerçekleşti.

Zaten son iki yıldır AGİT Parlamenterler Meclisi'nin toplantılarında, Amerikalılar, Türkiye'ye ense kaşıtacak kadar yakınlık ve destek gösteriyorlardı.

Türkiye'nin canını sıkabilecek karar tasarıları önce onların oylarına takılıyordu.

300 küsur üyeli AGİT Parlamentosu'nda Avrupalı parlamenterler neredeyse hep bir ağızdan, "Kaldırın şu idamı!" diye tempo tutarken, Amerikalılar olgun bir tutumu temsil edip duruyorlar:

- Türkiye zaten idamı yıllardır uygulamıyor. Hem, bu idam işini de fazla abartmayın. Sırası gelince her yerde zaten kalkacak!

TEMİZE HAVALE
Genel Kurul sırasında Amerikalılar, her sabah o günkü Amerikan gazetelerinin birinci sayfalarını fotokopiyle çoğaltarak öteki ülkelerin üyelerine dağıtıyorlardı.

Bundan herhalde amaçları, Amerika'daki iç gelişmeleri yansıtmak, böylece toplantı ortamına ülkelerinin ağırlığını yansıtmak.

O gün bu niyete şeytan karıştı.

Dağıttıkları USA Today gazetesinin birinci sayfasında şu haber yer alıyordu:

- Teksaslı şişman seks katili dün nihayet idam edildi. Avukatları, "Müvekkilimiz aşırı kilolu (143 kg.) elektrikli sandalyeye oturtulması da, cereyan verilerek idam edilmesi de, insan haklarına aykırı olacaktır. Çünkü can vermesi uzun sürecek, bu ise hukuken ve tıbben işkence gördüğü anlamına gelecek. Makul bir kiloya ininceye kadar idam ertelenmelidir!" diye itiraz etti.

Ancak, haberde bu son itirazın da temyiz mahkemesince reddedildiği ve katilin özel ve geniş bir elektrikli sandalyeye oturtularak ve çok yüksek voltajda cereyan verilerek (5 bin volt) kulaklarından ve ağzından kan fışkırarak idam edildiği ayrıntılarıyla anlatılıyordu.

SABRIN SONU SELAMET
Amerikalılar, günlük gazete fotokopisi dağıtarak AGİT genel kurulunu bilgilendirmek uğruna ülkelerinin aleyhine propaganda yapmış duruma düştüler.

Ama buna pek fazla aldırmadılar: "Bizde birçok eyalette idam yok. Günün birinde tüm ülkede kalkacaktır" demekle yetindiler.

Bu arada, bu haber yüzünden idamı elektrikli sandalye yerine darağacıyla gerçekleştiren az sayıdaki bir iki ülkenin üyeleri ise, bu haber nedeniyle istemeyerek de olsa "ipin elektrikten yine de daha temiz olduğunu" söylemek durumuna düştüler.

"ZERO TOLERANCE"
Verilmiş sadakaların ilki USA Today'deki bu haberde etkisini göstermişti. Amerikalılar idam konusuna dolaylı da olsa o özel yemekli toplantıda hiç girmediler.

Yalnızca dönüp dolaşıp arkadaşça dostça bir hava içinde hep aynı soruyu deşeleyip durdular:

- İddialar sizde işkence olduğunu gösteriyor. Ama asıl önemli olan işkenceciye hoşgörü göstermemektir. İşkenceciyi cezalandırmaktır. Sizler 'Türkiye'de işkenceciye tolerans sıfırdır!' diyebilir misiniz?

İşkenceli sorulara, bu tür toplantılarda öteden beri Türkiye'nin gösterdiği toplu refleksin özeti bilindiği gibi şu:

- Türkiye'de kesinlikle işkence yoktur. İşkence lafını çıkartanlar teröristlerle, bölücülerdir. Bu iddialar külliyen yalandır.

Amerikan kongre üyeleri sorularını sordular, ellerinde kadehler bardaklar yanıt beklemeye başladılar.

5 PARTİLİK SADAKA
Türk heyeti ise kendi arasında bir ağızbirliği etmiş değildi. Zaten buna da olanak yoktu. Çünkü iktidardan muhalefetten, ayrıca en liberalden en radikale her eğilimden milletvekilini tek bir yanıtta birleştirmek kolay değildi.

Söz gelimi Prof. Nevzat Yalçıntaş ve Cemil Çiçek Fazilet Partisi'nden ama işkence konusunda farklı tavırları ve eğilimleri vardı. MHP'den Prof. Mehmet Kaya ile İsmail Hakkı Cerrahoğlu da öyle. ANAP'lı Lütfullah Kayalar'ın da işkenceyle ilgili kendine özgü görüşleri var. Tıpkı DSP'li Hayati Korkmaz'la DYP Kemal Çelik'in olduğu gibi. Üstelik DYP'li Çelik eski emniyet genel müdürü... Nasıl, 'işkence var' diyebilirdi ki?'

Türk AGİT Heyeti heyet aralarında önceden konuşmadıkları halde, Kongre üyelerine içtenlikle itiraflarını yaptılar:

- Türkiye'de işkence vardır. Ve zaman zaman da işkenceciye karşı istemeden de olsa gevşek bir tutum takınılmıştır.

Sanki, Cumharbaşkanı Demirel'in AGİT zirvesi'nde "Evet, Türkiye'de işkence vardır!" diyeceği hepsinin içlerine doğmuş gibiydi. Bu yüzden AGİT zirvesi sırasında verdikleri, verecekleri tüm sadakaları bin defa helal ettiler. Amerikan Kongre üyelerine "İşkence yoktur!" diyerek, Türkiye'yi Türkiye Cumhurbaşkanı'ndan daha çok koruyor duruma düşmekten kurtulmuşlardı.

Ah keşke, bir de, "Türkiye'de işkenceciye hoşgörü sıfırdır. İşkenceciyi devlet korumaz!" diyebilselerdi.

Ama koca cumhurbaşkanı bile bunu söylemeye cesaret edemediğine göre, şimdilik onlar için, sadaka vermeye devam etmekten başka çare yoktu!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır