kapat

06.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Şu Vakıflar meselesi bir dert oldu...

Vakıf deyince aklımıza ne gelir; varlıklı kişilerin mallarını, mülklerini ölümlerinden sonra hayır işlerinde kullanılmak üzere bağışlamaları... Yani o varlıklı kişiler öldükten sonra bu bağışladıkları gayrimenkuller ya kullanılarak, ya da ticari amaçla çalıştırılır ve elde edilen gelir hayır işlerinde kullanılır.

Vakıf İslam Hukukunun en gelişmiş kurumlarından biridir. Ve Vakıftan yaralanacak olan kimseler daha ziyade fakirlerdir. Bu durum Osmanlı'dan beri süre gelmiştir. Halen ülkemizde o zamandan kalma Vakıflar vardır. Ayrıca Cumhuriyet kurulduktan sonra da Vakıf kurulma işlemleri devam etmiş, Medeni Kanun da buna cevaz vermiştir. Bilmem anlatabildim mi...

Türkçesi ve kısacası; Hayırsever zenginlerin ölümlerinden sonra, bağışladıkları gayrimenkullerden elde edilen gelirlerin fakirlere dağıtılma işlemi Vakıflar aracılığı ile yapılır. Bu saydığım bilgiler ansiklopedik bilgiler. Kitapta yazılanlar. Ama bir de kitabın dışındakiler var ki, evlere şenlik... Bugün hiçbir vatandaşımız yok ki, gittiği bir devlet dairesinde normal ödediği harçların dışında o dairenin vakfına da para ödemiş olmasın...

İsterseniz biraz daha açayım; ehliyet mi alacaksınız, Trafik Vakfı'na yardım... Gümrükten mal mı çekeceksiniz, Gümrük Vakfı'na yardım... Belediye de işiniz mi var, Belediye Vakfı'na yardım... Polisten iş yeri ruhsatı mı alacaksınız, Polis Vakfı'na yardım... Tapuda bir alış-verişiniz mi var, Tapu Vakfı'na yardım...

Çocuğunuzu okula kayıt mı ettireceksiniz, Milli Eğitim Vakfı'na bağış... Neredeyse her gittiğimiz devlet dairesinde bir vakıf kurulmuş... Biz hem devlete gereken harçları yatırıyor, hem de o birimlerin vakıflarına zoraki yardımda bulunuyoruz. Şu vakıf işleri o kadar yaygınlaştı ki, bundan sonra evlenen gençlerden Evlenme Vakfı, sünnet olan çocuklardan Sünnet Vakfı yardımı istenirse hiç şaşmayalım.

Ne oluyor, nasıl oluyor bir türlü aklım ermiyor. Hangi zengin, hangi fakire yardım ediyor?... Yahu halkın zaten cebi delik, üç kuruş-beş kuruş biriktirip bir iş yapmak için devlet dairesine başvuramayacaklar mı?... Fakir kim?... Siz mi?...

Hadi oradan be!... Nereniz fakir... Vatandaşa tahakküm etmesini biliyorsunuz, şöyle yaşayacaksın, böyle yaşayacaksın demesini biliyorsunuz da hizmet ederken para istenmeyeceğini bilmiyor musunuz?... Neden kurdunuz bu vakıfları?... Bu vakıflar sayesinde topladığınız paralarla ne yapıyorsunuz?... Vatandaşın verdiği vergiler yetmiyor mu?... Milletin tepesine bindiğiniz yetmiyor mu?...

Bu millet devlete yaptırdığı işin bedelini ödemekten çekinmez. Ama onu ekstra para alarak enayi yerine koymaya kimsenin hakkı yok... Yukarıda saydığım Vakıfların bağlı olduğu Bakanlıklar vatandaştan daha mı fakir?... Yoksa çok mu yardıma muhtaç?... Ayıptır, ayıp!... Bu insanları hem döveceksin, hem parasını alacaksın, yok öyle şey...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır