Mühim değil

Şimdi bütün hesaplar, Cumhurbaşkanlığı seçimine göre yapılacak.

Siyaset, sadece Mayıs ayı'na endeksli.

Pazarlıklar, karşılıklı ödünler, hatta zarif jestler, hepsi, ama hepsi bir anlam taşıyacak.

Oysa Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı diye bir sorun yok.

Gayet rutin bir hadise bu.

Anayasa ne diyor?

- 7 yılda bir seçilir.

İşte o kadar.

Şartlarını da saymış.

O şartlara uygun kişiler adaylıklarını koyarlar. (Ya da aday gösterilirler.)

Ne var bunda?

Çok mu mühim?

Parlamenter Rejim tıkır tıkır işliyorsa sorumsuz bir Cumhurbaşkanı seçmek çok mu mühim sahi?

*

Dokuz tane Cumhurbaşkanı gelmiş geçmiş.

"Sırasıyla sayın isimlerini" desem Atatürk, İnönü diyeceksiniz... Sonra durup düşüneceksiniz... Bayar'ı bileceksiniz, sonra durup yine düşüneceksiniz... Taa Evren Paşa'ya kadar zorlanacaksınız... Ondan sonra da bir çırpıda Özal ve Demirel'in isimlerini sayacaksınız.

Sular seller gibi.

Elbette.

*

Çok eskilere dönmekte mana yok... Biz 1980 sonrasına bakalım.

Evren Paşa, bir ihtilal lideri olduğu için unutulmaz... Halk da sevmişti onu... Hâlâ saygınlığı var. Allah uzun ömürler versin.

Özal ve Demirel ise ilk def'a Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına çıkan siyasetçiler oldukları için, siyasi kişiliklerinden kaynaklanan ekstra bir güce sahiptiler.

Devletin de içinden gelmişlerdi... Bir Cumhurbaşkanında gerekmeyecek kadar bilgiye ve deneyime sahiptiler.

Çankaya, bu yüzden odak noktası oldu.

Hükümetlerin bile önüne geçti... Son AGİT Toplantısı'yla iyice doruğa çıktı.

*

Şimdi Özal yok.

Demirel de Mayıs'ta çekiliyor.

Bir daha onlar gibi çetin cevizler gelmez. Yani Çankaya, artık rutin bir zemine oturacak...

Sıradan bir Cumhurbaşkanı göreceğiz.

Halim selim... Etliye sütlüye fazla karışmayan... Kişiliğini ön plana çıkarmayan... Siyasetin zor dönemeçlerinde önemli bir faktör sergilemeyen... Daha ziyade iyi bir vali'ye benzer... tabii ki mesafeli ve seviyeli biri...

Yani, Türkiye için hayati bir kilometre taşı değil Mayıs ayı.

Dünyanın sonu da değil, başı da değil.

Rejimin problemi hiç değil.

Adaylar çıkacak... yarışacak... En geç dördüncü turda biri seçilecek... İşte o kadar.

*

Yani, bir krizle karşı karşıya kalacağımızı zannetmeyin.

Siyaset, boşuna telaşlanıyor... Medya, boşuna yangın çıkarıyor...

Cumhurbaşkanı kim olursa olsun... Cumhuriyet Hükümetleri bu ülkeyi adam gibi yönettikleri sürece, Çankaya sadece hoş bir simgedir...

Öyle olacak.

Özal ve Demirel ise çok değişik birer Cumhurbaşkanı olarak daima hafızalarımızda kalacak... Sevseniz de kalacak, sevmeseniz de kalacak.