kapat

06.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Anılarla futbol
Hâlâ evimin bir köşesinde geçmişini yaşayan "Sanda" marka radyoyu babam, Macarları 3-1 yendiğimiz yıl almıştı.

Ki o maçın galibiyet sevinciyle eve yeni, daha doğrusu o garip aletin gelişi sevincinden çok, yaşadığım şaşkınlığı unutamıyorum.

O yılların her çocuğu gibi ben de o koca radyonun içide bir adam olduğunu sanırım. O adamdı işte, maçları anlatan, türkü söyleyen, ajans haberlerini okuyan...

Biraz daha büyüyüp artık maç dinleyen değil de, maç seyreder olunca işin sırrına erebilecektim.

Yine de o yıllar öyle her maça gitmek nerede?

Birinci Lig yeni mi kurulmuştu?

İstanbul takımları taşraya çıktığında yer yeriden oynardı. Maça bir gün önceden gelinirdi ve o gün antrenmana çıkılırdı. Maça gitmekten, antrenmanı seyretmek bizim için daha önemliydi. Çünkü, adı gazetelerin son sayfalarından inmeyen futbolcuları daha yakından görebiliyor, küçük bir kağıt parçasına imzasını da alabiliyordunuz.

Şimdi mesela, aynı okulda okuduğumuz halde bir zamanlar Göztepe ve Milli Takım'ın unutulmaz kalecisi "Metafor" Ali Artuner ile bir hatıra fotoğrafımız olmamasına rağmen, o dönemin yıldızlarından Baba Gündüz'ün, İsfendiyar'ın, Metin Oktay'ın, Coşkun Özarı'nın, Mikro Mustafa'nın el kadar bir kağıda attığı imzalar hâlâ hafızamın not defterini süslemekte...

Demek, ben o zamanlar da Galatasaraylı imişim...

Memet Fuat'ın Adam Yayınları arasında çıkan "minik" kitabı "Tribünden Palavra Anılar"ını bir solukta okurken, birden hayalim ve amalim çocukluğumun futbol günlerine kanat açıverdi.

O yıllar arsa aralarında top koştururken hangimiz Lefter, Metin Oktay, hangimiz Turgay ya da Zamora olmamıştık ki...

Memet Fuat, Lefter için "profesör" diyor ama, sanırım o futbolun "ordinaryüs"ü idi.

Bir de hem alçak gönüllüğünden, hem herkesin kendi çapında bir "futbol uzmanı" olduğunu sandığından olacak, "palavra" olarak niteliyor anlattıklarını... Neden "palavra" olsun, basbayağı anı işte...

Şimdinin iletişim çağında futbol, bütün dünyada kitlelerin başta gelen eğlencesi, bir büyük sanayi... Bütün dünya futbol ile yatıp kalkmakta adeta. Ama anı niyetine okunacak kaç "futbol" kitabı var?

"Tribünden Palavra Anılar" futbola ilgi duyanların yanında, anılar dehlizinde kendi geçmişinden de bir şeyler bulabileceği bir kitap...

Benim gibi...

REFİK DURBAŞ


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır