CÜNEYT TOROS

Eğer teoriler tümüyle uygulanabilseydi, bugün bütün finans profesörleri zenginz olurdu. Ata Yatırım'ın yatırım fonlarından sorumlu ekibin başındaki isim Tayfun Oral bu cümlenin doğruluğuna inandığını belirterek söyleşimize başladı. Kendisine yönettiği fonları, yaşadığı iş stresini ve borsayı nasıl tanımlayabileceği sorularını ardı ardına sorduk. Önce borsayı nasıl tanımladığını anlattı:

'Okullarda birçok finans teorileri öğretilir. Tabi ki doğru bir analiz için bunların hepsi gereklidir. Ancak sadece bu teorilerle olmuyor. Borsanın içine psikoloji, sosyoloji, yaşamın kendisi, her şey giriyor. Yani siz o gün borsanın yükseleceğine dair öngörüde bulunmuş olabilirsiniz. Ancak o gün yağan yağmur ve yoğun trafik bile piyasının durgun gitmesinin nedeni olmalıdır. Önemli olan piyasayı kavramaktır. Piyasayı kavradığınızda ve iyi bir ekip çalışmasıyla başarılı olunur'

1987 yılında ilgilisi olduğu izin bir bankada başladığı sermaye piyasası hikayesine halen Ata Yatırım'da devam eden Tayfun Oral, İMKB'nin önündeki engellerin sırayla kalktığını söylüyor. Oral en son IMF ile yapılan görüşmeler ve borsanın yaşadığı yükselişi ise normal olarak değerlendiriyor. Oral 'Bu birgün olacaktı. Eğer hükümet uygulamalardan taviz vermezse borsanın geleceği noktaları belki şimdiden hayal bile edemeyiz'

Oral'a borsanın o hayal edemeyeceğiz noktalarını sorduk (Endeks seviyesi olarak değil, kurumsal olarak). Şu şekilde cevap verdi:

'Bir kere hisse senedi kültürü yerleşecek. Bu mutlaka olacak. Bundan kaçış yok. Enflasyonun düştüğü bir ülkede yaşadığınızı düşünün. Yıllık enflasyon yüzde 25. Faizler yüzde 30. Reel faiz çok az. Paranız uyuyor. Peki tasarrufunuzu nasıl değerlendireceksiniz. O zaman Emekli Ayşe hanım da bir şekilde fonlar aracılığıyla bile olsa borsaya gelecek. Gelmeyip te ne yapacak. Kefen parasını değerlendirecek. Emeklilik fonları gelecek. Gayrimenkul Yatırım ortaklıkları çoğalacak. Türkiye'de de ABD'deki gibi ipotek sistemiyle kira öder gibi ev sahibi olma imkanı oluşacak. Bunların hepsi olacak.'

Her söyleşi yaptığımız fon yöneticisi gibi Tayfun Oral'a da kendi tassaruflarını nasıl değerlendirdiğini sorduk. Şöyle yanıtladı:

'Tabi ki fon alıyorum. Hem de kendi yönettiğim fonlardan. Dışarıda fon yöneticilerinin kendi yönettiği fonlardan alması bazen zorunlu bile tutuluyor. Bizde böyle bir kültür henüz yerleşmedi. Adam kendi yönettiği fona güveniyor ki katılım belgesini alıyor. 4 yaşında bir oğlum var. Yaklaşık 2 yıldır onun için hisse fondan her ay bir miktar alıyorum. Ve bundan hiç taviz vermiyorum. Neredeyse çocuğumun toplam varlığı beni geçti.'

Oral iş stresini doğa ile meşgul olarak attığını anlatıyor. Yamaç paraşütü yaptığı ve dalmayı sevdiğini söylüyor ve ekliyor; 'Tüm bunlarla meşgulken bile borsayı düşünüyorsun. Çünkü o an aldığın bir haberin bile piyasaya etkisi olabilir. Bu meslek hayatın her anında yaşanır...'