kapat

06.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Finansal kriz nasıl önlenir?
Dünya ekonomisinin gözetleme kuleleri iyi çalışmıyor. IMF ve Dünya Bankası'na yöneltilen eleştiriler de bunu gösteriyor. Krizlerin önlenmesi için burada reform şart

Asya krizinin ortaya çıkışından beri finansal krizlerin önlenmesiyle ilgili olarak değişik öneriler ortaya atılıyor. Bu çerçevede tartışılan konular genellikle ulusal ekonomilere ilişkin enformasyonun niteliği ve şeffaflığı, yurtiçi finansal düzenlemeler ve denetimlerin yeterliliği gibi konular. Bunlara, uluslararası sermaye hareketlerinin kontrol altına alınması ya da kısıtlanması, izlenen makroekonomik politikaların niteliği, bölgesel işbirliği ve koordinasyon ile uluslararası denetim ve gözetim konuları da eklenebilir. Hazine'nin Ekonomik Forum değerlendirmesine göre, bu tartışmalar genellikle kriz içerisinde bulunan ülkeler ve bu ülkelerin ulusal politikalarına odaklanıyor.

Ancak halihazırda bu yaklaşım çerçevesinde yürütülmekte olan "uluslararası gözetim" politikalarının şu ana kadar pek başarılı olduğu söylenemez. Bunun altında yatan en büyük neden, sözkonusu gözetim politikalarının son derece dengesiz ve tek yanlı olması. Dünya ekonomisi içinde ağırlığı son derece büyük olan az sayıdaki gelişmiş ülke bu tür gözetim süreçlerinin neredeyse tamamen dışarısında kalıyor. Öte yandan geçmiş tecrübeler krizlerin içsel sorunlardan olduğu kadar uluslararası, finansal gelişmelerden ya da büyük ülkelerin izlediği ekonomi politikalarından da kaynaklandığını gösteriyor.

Rezerv politikası
Borçlu ülkelerin kısa vadeli yükümlülükleri karşılayacak miktarda rezerv bulundurması da, bazı çevreler tarafından finansal krizlerin önlenmesi için bir çare olarak öneriliyor. Ancak borçlanma yoluyla rezerv biriktirmekle ticaret fazlaları sonucunda rezerv biriktirmek arasında önemli farklılıklar var. Borçlanarak rezerv biriktirmenin bir yolu sermaye girişlerini sterilize ediyor. Temel olarak bu, yatırımlar ve ithalatın finansmanı için kullanılan borçlanmaların ötesinde kısa vadeli borçlanma stratejisi. Sözkonusu politika ekonomi için oldukça maliyetli, çünkü dış varlıkların getirisi kısa vadeli borçlanma maliyetinden çok daha fazla.

Yardım ve kredi kaynağı
Gelişmekte olan ülkelerdeki kur krizlerinde uluslararası bir son kredi kaynağından likidite sağlanması şu ana kadar uygulanmış bir politika değil. IMF tarafından koordine edilen ya da uygulanan kurtarma pyrorgramları kriz ortaya çıktıktan ve tüm olumsuz etkileri görüldükten sonra gündeme geliyor. Bu politikalar da zor durumdaki borçluları kurtarmaktan çok alacaklıları gözeten bir yapıda. Sözkonusu politikalar kerditörlerin kötü yatırım kararlarının tüm sonuçlarına katlanmalarını engelliyor. Yani yükü neredeyse tamamen borçluların üzerine koyuyor. Ayrıca uluslararası finans piyasalarında bir etik sorun ortaya çıkıyor. Bu durum kreditörlerin sadece likidite riskini gözönüne almamalarına yol açmakta ve bir nevi uluslararası düzeyde garantörlük müessesesi yaratılarak kredi batırma (default) riskini de ortadan kaldırıyor. Uluslararası finans piyasalarının büyüklüğü ve krizlerin artan oranda diğer ülkelere de yayılma niteliği kazanması sonucu kurtarma operasyonlarının mali boyutları hızla yükselmekte ve ihtiyaç duyulan fonların temin edilmesi de güçleşiyor.

Uluslararası uygulama
Uluslararası özel borçlular bazı durumlarda teknik olarak, alacaklılar ile aralarındaki özel anlaşma hükümlerine dayanarak iflas prosedürlerinden yararlanabilirler. Ancak bu, uygulamada, uygun hukuk, yer ve yaptırımların seçimi gibi birçok karmaşık hususu da beraberinde getiriyor. Öte yandan bazı gelişmiş ülkelerdeki iflas yasaları dış yükümlülükler ve alacaklar için işlememiyor. Ayrıca borç kirizi içerisindeki bir ülkede mevcut borçların büyük bölümü özel borçlulara ait olsa da, toplu olarak iflas prosedürlerinin izlenmesi pratikte pek mümkün olmamakta. Dolayısıyla ülkenin içine düştüğü likidite krizi aşılamıyor.

Üstelik Asya krizinde olduğu gibi birçok borçlunun ödeme kapasitesi ve niyeti olmasına karşın, ülkenin rezervleri dövize olan talebi karşılamaya yetmemekte, ödeme güçlüğü dolaylı olarak ortaya çıkıyor. Kısacası ulusal bazlı iflas yasaları ve prosedürlerini uluslararası borç kirizlerinde işletmek mümkün değil. Buna paralel olarak uluslararası borçlarda ve borç krizlerinde iktisadi olduğu kadar politik bir yan da var. Bu nedenle pratikteki sorunların aşılabilmesi için, iflas prosedürünün başlatılması ve uygulanması işlemlerinin merkezi ve yetkili bir organ olarak hükümetlerce yürütülmesi gerekiyor.

Reform gerekiyor
Tüm bunların yanı sıra finansal piyasaların gelişme hızı, krizlerin yayılma potansiyeli ve dünya ekonomisindeki yıkıcı etkileri gözönüne alındığında, uluslararası düzeyde bir reforma ve düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu görülüyor. Bu çerçevede bir uluslararası iflas mahkemesi kurulabilir. Bir başka alternatif, geçmiş tecrübeler ışığında bir çerçeve geliştirilerek uluslararası iflas prensiplerinin entegrasyonuyla IMF'nin mevcut rolünün revize edilmesi. Böyle bir durumda tüm işlemler ve yaptırımlar IMF tarafından uygulanabileceği gibi, IMF bir danışma mercii olarak çalışarak daha gayrıresmi bir rol de üstlenebilir. Üçüncü bir alternatif ise, IMF'nin kuruluş sözleşmesine uygun bağımsız bir komisyon oluşturulması. Bu öneriye göre borç dondurma kararı borçlu ülke tarafından tek taraflı olarak alınıp, belli bir süre içerisinde söz konusu komisyona onay için sunulacak. Böylece piyasalarda doğması muhtemel bir panik önlenecek. Eflas prosedürleri çerçevesinde ihtiyaç duyulan ilave kaynak ise IMF kredisi olarak sağlanabilir. Böylece IMF'nin mevcut kurtarma operasyonlarından çok daha az bir kaynağa ihtiyaç duyulacak.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır