kapat

06.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Strateji belirleyen ipi önde göğüsler
Strateji, beklenmedik durumlarda paniği önler. Kendine ve ülkeye güveni sağlar. Yaşamın tüm ayrıntıları için geçerlidir...

FARUK TÜRKOĞLU

Yüzyılın sonunda strateji kavramı yeniden gözde. Her örgüt ve şirketin yöneticisi, yeni yüzyıla girmeden önce konumunu, misyonunu, hedeflerini gözden geçirmek istiyor. Stratejisini yenileyemeyen kurumlar, değişen ortama uyum sağlayamıyor. Bunlar, ya Kızılay gibi "kireçlenme" hastalığı ile boğuşuyor, ya da pazar payının azalmasına engel olamıyor.

Strateji, askeri kökenli bir kavram. Strategos, Greklerin döneminde general anlamına gelirdi. Büyük İskender, Sezar, Anibal, Fatih ve Napolyon, tarihteki ünlü starteji ustalarındandı. Atatürk'ün savunmanın, tek bir hat boyunca değil, tüm ülke yüzeyinde yapılmasını amaçlayan strateji formülasyonu, İstiklal Savaşı'nda başarının anahtarı oldu.

Kobileşen devler
Osmanlıca'da strateji yerine "sevkülceyş" terimi kullanılırdı. Bu terim, eldeki kuvvetlerin, amaca en uygun yere, tam zamanında sevkedilmesi anlamına geliyordu. 20. Yüzyılda ise strateji toplumsal hayatın diğer alanlarında ve ekonomide de kullanılmaya başlandı. Doğru büyüme stratejisi, orta boy şirketleri dünya arenasına çıkartıyor, bir dönemin Singer gibi dev şirketleri yanlış stratejiler nedeniyle, KOBİ'leşiyordu. Bu arada stratejinin askerlikteki anlamı da değişti. Kavram, artık yalnız askeri birliklerin değil, bir ülkenin tüm ekonomik, siyasi ve sosyal gücünün belirlenen amaca göre kullanımını içeriyordu.

Aslında strateji postmodernizm gibi üzerinde çok konuşulan ama herkesin kendine göre bir tanım yaptığı bir kavram. Biz en iyisi, Japonya'da ve Amerika'da lakabı Bay Strateji (Mr. Strategy) olan ünlü guru Kenichi Ohmae'nin tanımını verelim: "Strateji, saldırı veya savunma için en doğru zamanı seçerek ve uzlaşmanın limitlerini doğru bir şekilde değrelendirerek, en iyi sonucu alma sanatıdır."

Strateji, şirketler için olduğu gibi, partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri için de gerekli bir araç. Bir ülkenin belirli bir gelişme stratejisi yoksa, dönüp dolaşıp aynı noktaya gelebilir.

Önce analiz
Stratejik düşüncenin yöntemi konusunda sözü biz yine Ohmae'ye bırakalım:

* Stratejik düşünmenin ilk adımı, sorunları, olayları, durum ve eğilimleri analiz etmektir. Bu analizde bir bütün unsurlarına ayrılır ve her unsur ayrı ayrı incelenir. Bu analizde ortamdaki değişimin neden ve sonuçlarına zihinsel esneklikle yaklaşmak gerekir.

* Daha sonra bu unsurlar en iyi sonucu almak için yeniden yapılandırılır. Ancak analiz sırasında sökülen parçalar, sentez işleminde yeni ve farklı bir bütün elde edecek şekilde birleştirilir.

* Analizde en önemli konu başarıyı sağlayan kritik faktörü bulmaktır. Bir olayda itici gücü bulmak için bazen soyutlama tekniği kullanılır ve bütünün en kritik parçası, diğer faktörlerden yalıtlanarak derinlemesine analiz edilir. Ana eğilim ve temel doğru yakalanamazsa tüm emekler boşa gider. Örneğin otomobil sanayiinde kritik faktörler talebin çeşitli kategorilere göre bölünmesi ise şirketler ürün yelpazesini genişletmek ve tüm faaliyetlerini, bu temel tespite göre yenilemek zorundadır. Siyasette ise kitleler, örneğin ekonomik büyüme istiyorlarsa, seçmenlere başka şeyler sunan partiler, barajın altına düşer.

* Stratejik düşünen yöneticinin ilk hareket noktası daima bugünkü gerçekliktir. Ancak sonraki aşamada gelecekte, örneğin bir beş yıl sonra hangi noktaya gelmek istediğimizi zihnimizde canlandırırız. Bu anlamda, strateji "Nasıl bir gelecek istiyoruz ve bu hedefimize nasıl ulaşırız?" sorusuna cevap verir.

Geleceği beyinde kurmak...
* Geleceği, beynimizde kurduğumuz, sahnelediğimiz anda, işin yarısı bitmiş demektir. Bunun için beynimizdeki "gelecek belleği"nden yararlanabiliriz. Her yönetici arada bir "Gelecekte şöyle bir olay karşıma çıksa ne yaparım?" diye düşünür. Bu düşünce birikiminin oluşturduğu "gelecek belleği, strateji üretimine büyük katkı sağlar.

* Gelecekteki hedefimizin ve vizyonumuzun genel hatları belirlendiğinde, bu ideale ulaşmak için, bugünden neler yapmak ve elimizdeki imkân ve potansiyeli nasıl kullanmak gerektiğini araştırırız.

* Stratejik analizde, geleneksel görüşleri, genel doğruları ve temel varsayımları silkelemek ve sorgulamak şarttır. Aksi takdirde, stratejik yenilenme yarı yolda kalır.

Gelecekteki hedefimiz; beyinde netleştikten sonra izlenecek rota için, farklı hipotezler geliştirilir. Bu hipotezlerden en tutarlısı seçilerek doğru yaklaşım bulunur. Çözüm unsanlarını içeren bu yaklaşım somut bir eylem planını dönüştürüldükten sonra uygulamaya hemen başlanır.

* Strateji, gelecek için düşünce üretimidir. Bu nedenle stratejik düşünce sürekli bir öğrenme çabasını zorunlu kılar.

* Strateji, beklenmedik durumlarda yöneticilerin paniğe kapılmalarını önler. Strateji, gelecek korkusunu azaltır ve yöneticilerin kendisine ve ülkesine güvenmesini sağlar.

* Strateji, sezgi ile aynı şey değildir. Analiz içermeyen sezgi, ormanı değil ancak ağaçları görmemize imkân verir. Yalnız aksaklıklara spesifik çözüm bulan kalite çemberlerinde strateji üretilemez.

Çevik Bir ve strateji
Emekli Orgeneral Çevik bir, cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklarken, önce stratejik araştırmalar yapacağını söyledi. Ancak strateji kavramını çok iyi bilen Bir, kendisi ve ülke için planlarını açıklarken, strateji ilkelerini uygulamadı. İşte bizim belirleyebildiğimiz eksiklikler:

* Adaylık açıklamasının modern bir lansman kampanyası çerçevesinde uzmanlarca hazırlanması gerekiyordu.

* Açıklamanın zamanlamasında, Türkiye'de çok güçlü olan "negatif kampanya" geleneği dikkate alınmalıydı. Bizde yıpranmanın şiddeti, seçim kalan zamanla doğru orantılıdır.

* I. Murat daha 600 yıl önce askeri stratejide bile askerin atıfetle (merhamet göstererek) muhabbetini kazanmanın şart olduğunu söylemişti. Oysa Çevik Bir, sivil hayatında hoşuna gitmeyen sorular gelince gazetecileri faul yapmakla suçladı.

* Yüzyılın başından bu yana ekonomi, her tür strateji sacayağının önemli bir unsuru olarak kabul ediliyor. Bir'in açıklamalarında ekonomi ile ilgili bir vizyon ve misyon parıltısı yok gibiydi.

Siyasi liderler ve strateji

Süleyman Demirel:
Çözümleri bazen zamana yaysa da tam bir strateji ustası. En büyük gücü, vizyonunu gerçek hayattan üretmesi. Netlik ve süreklilik ise misyonunun çevresindekiler tarafından paylaşılmasını sağlıyor.

Bülent Ecevit:
Stratejik analiz ve düşünceye pek iltifat etmez. Sorun önüne geldiğinde, durum muhakemesi yapar ve bulduğu en iyi çöümü uygular.

Mesut Yılmaz:
Stratejik yenilenme konusundaki görüşlerinde henüz bir bütünlük ve süreklilik yok. Bunun nedeni tutku ve heyecan eksikliği olabilir.

Devlet Bahçeli:
Strateji belirlenmesinde kendi seçmen kitlesinin genel amaçlar ile devlet yönetiminin kısa vadeli zorunluklar arasında gerekli boğlantıyı kurmakta geçiriyor.

Recai Kutan:
Stratejisini, yalnız zendi seçmen kitlesinin istemlerine göre değil, tüm halkın görüş ve özlemlerine göre belirlemekte zorlanıyor.

Tansu Çiller:
Kitlelerin istemleri ile çağın gereklerini, demokrasi ve ekonomik büyümeyi amaçlayan bir genel stratejiye dönüştürmek için kadroya ve zamana ihtiyacı var.

Altan Öymen:
Solun kendine biçtiği geleneksel "onurlu muhalefet" rolü, uygulanan stratejinin savunma ağırlıklı olmasına yol açıyor. Öymen, solun ekonomiyi yönetecek ve büyütecek bir potansiyele sahip olduğunu halk kitlelerine kanıtlayan genel bir stratejik plan üretmek zorunda.

Dönemlere göre strateji tanımları

I. Murat:
Seferde amaca ulaşmak için, müsait fırsatlardan istifade etmek ve askere merhamet göstererek onun muhabbetini kazanmak gerekir. Zafer için, amaca yönelik her türlü araç, her türlü ihtimale göre karşılaştırılır ve en dengeli çözüm bulunur. Usta bir kumandan eylem öncesindeki danışmalarında gayet ihtiyatlı davranır, icrada ise yıldırım sürati gösterir. (XIV. Yüzyıl)

Von Clausewitz:
Starteji eldeki kaynakların belirlenen hedefe ulaşmak için en etkin şekilde kullanılmasıdır. (XIX. Yüzyıl)

Alfred Sloan-Alfred Chandler:
Stratejinin temeli, ekonominin ve spesifik pazarların geleceği konusunda ayrıntılı araştırma ve öngörülere dayanan bir plandır. (1950'ler)

Michael Porter:
Stratejinin hedefi, rekabet gücünün artırılması, rakiplere göre maliyet avantajı sağlanması ve ürün zenginleştirilmesi olmalıdır. (1980'ler)

James Quinn:
Strateji çıkışa vadeli olarak hazırlanmalı ve koşullara göre deney hata yöntemi ile sürekli değiştirilmelidir. (1980'ler)

C.K. Prahalad ve Gary Hamel:
Stratejide temel ilke ayağın yorgana göre uzatılması değil tam tersine yorganın ayağa göre büyütülmesi olmalıdır. (1990'lar)


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır