kapat

06.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bu bakanı iyi kullanalım...
Vakıfbank'ın, Avusturya'da kurduğu yeni bankanın açılışı için Viyana'dayız.

Genel Müdür Altan Koçer'le, kamu bankalarının ekonomideki rolünü tartışıyoruz. Koçer, "Eğer eleştirilen siyasi kredilerse Vakıfbank özerkleştirilebilir" diyor. Sohbetin bu noktasında Devlet Bakanı Yüksel Yalova devreye giriyor. Yalova, Vakıfbank'ın özel bir yasayla oluşturulduğunu, çoğunluk hisselerinin, kurucuları ölen özel kişiler tarafından kurulan vakıflara ait olduğunu, bu nedenle özelleştirmede hukuki sorunlar çıkabileceğini hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor:

"Özerk yönetime ben de taraftarım. Bir siyasetçi, kontrolündeki bankayı bırakmak ister mi? Ben bırakmaya hazırım. Vakıfbank'tan kredi almak için bana ricacı olarak gelenleri, hiçbir telkinde bulunmaksızın genel müdüre gönderiyorum ve 'Bankacılık kuralları neyi gerektiriyorsa onu yapın lütfen' diyorum. Hatta geçen hafta bir genelge yayınlattım. Vakıfbank'ta kimse benim adımı kullanarak iş ve kredi takibi yapamaz. Bu yüzden en yakın arkadaşlarımı bile kırdım. Sonu nereye giderse gitsin kararlıyım. Türk halkı, günü kurtaran politikalar ve politikacılar istemiyor. Bakanlıktan mı olurum? Kaygım yok. Bir kere bu şerefli görevi üstlendim ya bana yeter!"

Vakıfbank'tan sorumlu bakanın, siyasetçinin elini kamu bankalarından çekmesi gerektiğini ancak kelle koltukta söyleyebilmesi, bu alanda daha çok yol katedeceğimizi gösteriyor.

Ek vergi nasıl gelir?
Mali piyasaları şok eden "Faiz Vergi'sinin nasıl planlandığı, hatta en küçük bilgi sızması olmadan bir geceyarısı operasyonu ile başarıldığı hâlâ merak konusu. Biz de merakızımızı gidermek için maliye üstadlarına sorduk, bakın hangi yanıtı aldık:

"Süleyman Bey (Demirel) ilk başbakanlığı sırasında ekonomiyi toparlamak için devalüasyon hazırlığı yapıyordu. Hemen herkes bu yönde bir beklenti içindeydi. Ancak Süleyman Bey çıktı basının huzuruna ve 'Hayır, devalüasyon falan yok' dedi. Öylesine kesin bir ifadeyle açıklama yaptı ki... Derken ertesi gün yüksek oranlı devalüasyon ilan edilince, basın Başbakan'ın etrafını kuşattı ve sordu: 'Hani devalüasyon yoktu?' Süleyman Bey'in yanıtı tarihe malolacak nitelikteydi: 'Devalüasyon öyle davul zurnayla gelmez!"

Oral'ın zerafeti...
Geçen hafta yazmıştık. Maliye Bakanı Sümer Oral'ın yoğun mesai yaptığını, hatta bir ara vergi önlemlerini konuştuğu IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli'nin adını unutup, GS kalecisi Taffarel'den bahsettiğini... Yazının ardından Oral'ı arayıp, sordum:

"Efendim faiz vergisinin astarı yüzünden pahalı olur. Piyasa bu maliyeti hazineye yansıtır yorumları var. Siz ne diyorsunuz?"

Oral'ın yanıtı son derece zarifti:

"Okan Bey, henüz Taffarel'le bu konuyu konuşmadım!"

Maliye Bakanı şunu da eklemeyi ihmal etmedi:

"Fedakarlık toplumun tüm kesimlerince eşit olarak paylaşılacak!"

Kısa telefon görüşmesi
Tarih, 29 Kasım 1999 Pazartesi saat 16.00 Gelirler Müdürü Akif Hamzaçebi'nin özel telefonu çalıyor. Telefonun diğer ucunda eşi var. Hatırlatma gayet önemli bir konuda:

"Yarın Emlak Vergisi için son gün!"

Ek Vergi, KDV artışı derken günlük işlere boğulan Gelir İdaresi'nin patronu Akif Bey, eşinin son dakika uyarısıyla Emlak Vergisi'ni cezalı yatırmaktan kurtuldu...

Okan MÜDERRİSOĞLU


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır