Milenyum Arife'si
Depremden kurtuldun, yangına teslim oldun Arife bebek... Hoş, olmasan n'olacaktı ki; alevleri yensen, ya açlık vuracaktı seni, ya hastalık...
Yoksullara ecelden kaçış yok, doğduğun toprakta bebeğim...
Ninni yerine siren sesi, kundak değil kefen beziymiş kısmetin...
Bak, ayazda donman o kadar ilgilendirmedi de bizi; yanmış cesedin sarstı hepimizi...
Şu doğumunu havai fişekler ve gururlu marşlarla kutladığımız ülke, bu heyecanla yolunu gözlediğimiz yeni yüzyıl, onca kelli felli devlet adamı, katrilyonluk bütçe, patlamış turizm, fırlamış borsa, yükselen itibar; bunca yazılmış kitap, söylenmiş söz, edilmiş yemin, yetişmiş insan gücü, atılmış temel, çekilmiş acı, dökülmüş gözyaşı; bir sıcak çadıra koyup battaniyeye saramadı ya seni, zor söner gayri utancımızın alevi...
Yanar, senin bebek tenin gibi yüreğimiz...
Bu ateş, sırf düştüğü yeri değil, cümlemizin içini yakar.
***
Sen tatlı uygarlık hayallerimize atılmış bir şamarsın Arife bebek...
Viyana kapılarından Çin Seddi'ne kadar yayılan geniş ufkumuzun önünde, kömürden bir dağ gibi dikiliyor yanık bedenin...
Sana bir tas sıcak çorba içirememiş olmanın ıstırabı, "Önümüzdeki bin yılı belirleyecek ülke" olma düşlerimizi bastırıyor.
Küllerin serpiliyor, coşkulu milenyum balomuzun üstüne, konfeti niyetine...
Ayaklarımız yere değiyor, çaresiz annenin tıkanmış hıçkırığıyla...
Hemen bugün Apo'yu assak, linç etsek bütün insan hakları savunucularını, Avrupa'ya girsek, Copperfield'in sırrına ersek, depremi önceden bilsek ve bizden selam etsek isyanımızı tokatlayan Bolu Beyi'ne, yarana merhem olabilir miyiz acep Arife bebek?..
O ateşten gömleği çıkarabilir miyiz sırtından?
Ölü gözünden akan yaşı dindirebilir miyiz?
***
Senin yaşında yanmış bir kız tanımıştım Arife bebek... Sırtında hâlâ pençe pençe durur yanık izleri... Gözleri dolar aklına geldikçe...
10 yıl önce Tanrı bana bağışladı, sevdim onu. Okşadım, sardım yarasını...
Bilirim yanık acısını...
Bilemediğim aczimizin nedenidir Arife bebek... Hadi geçtim devletten, "10 yılda 15 milyon genç yaratan bir ülke, nasıl olur da 100 günde 10 bin çadır alamaz kardeşine?"
Yaşatamadık ya seni, biberonuna mama, altına battaniye, üstüne bir çadır koyamadık ya, müstahakız cadı kazanlarında yanmaya biz de...
Kavrulan bedenin, ibret olsun hepimize...
Tamam, tarih bitti, ideolojiler öldü, kimse yok artık hakkımızı savunacak.
Ama şu şanlı milenyum arifesinde eserinizle böbürlenirken Arife bebeğin küllerine bakın da birazcık utanın bari beyler...
... Utanın ve hiç değilse çocukları alın ateşten, "sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak...