Ambulans!

Herkes der ki; futbol garip bir oyun. Ben aynı fikirde değilim. Futbol mantıklı bir oyun. Ayağın yere basacak ve özellikle ukalâlık yapmayacaksın. En önemlisi de aslında bu sporun genel bir sözcüğüdür, rakibine acımayacaksın. Acırsan, sonunda acınacak hale düşersin. Özellikle de ukalâlık yaparsan, A.Gücü gibi olursun.

Dikkatinizi çekmiştir; maçı Beşiktaş kazandı, hep A.Gücü'nden bahsediyoruz. Çünkü oyunu 2-0'a getiren de A.Gücü, 3-2 yenilen de. Şimdi sorarsınız, "Beşiktaş hiçbir şey yapmadı mı?" Hayır yapmadı. Fark neydi biliyor musunuz?.. Beşiktaş'ın ismi ve forması. Yoksa sahada daha iyi şeyler yapan, A.Gücü'ydü. Ama sporda tek birşey var: Maç bitene kadar ciddi olacaksın. A.Gücü bunu yapmadı.

Maç başladı, A.Gücü müdaafayı sağlama aldı. Çift stoper, arkada ve önde boşta bir libero ile oyuna başladı. Rakibi bu kadar kalabalık defans yaparken, Beşiktaş da buna yakın bir düzeni kendi savunmasında kullandı. Fakat Beşiktaş, hücuma çıkarken orta alana ve ileriye gerekli desteği veremedi.

Ahmet ve Nihat, 60 dakika ilerde yalnızları oynadılar. A.Gücü oyunu 2-0 yaptıktan sonra çok rahat farka giderdi. Ama işte o hastalık bunu önledi. Bir de Ünal sakatlandı. Yani A.Gücü'nü idare eden beyin.

Ya Ünal sahada ölseydi...
Hayrettir, Birinci Lig diyorsunuz, trilyonluk futbolcular diyorsunuz, maçların yayınını sezonluk 150 milyon dolara satışa çıkartıyorsunuz. Ama sahadaki futbolcunuzu satıyorsunuz. Ünal tehlikeli bir şekilde sakatlandıktan sonra sahada onu hastaneye götürecek bir ambulans yoktu. Abartmıyorum, Ünal ölseydi, bu ihmalin sorumlusu kim olurdu? Merak etmeyin herkes birbirine atardı. Bu zihniyette Beşiktaş kazansa, A.Gücü kaybetse ne olur?

Erol Ersoy da eski Ersoy değil. Pozisyonlara uzak. Saçma sapan kartlar ve dengesiz kararlar. En doğrusu A.Gücü'nün ikinci golüydü. Shorunmu topu kaçırdı. Ama aynı Ersoy bundan 3 dakika önce yine benzer bir pozisyonu bu sefer faulle durdurdu. Dua etsinler, maçlar şu ana kadar her hafta oynanmadı. Ama bundan sonra kaçış yok. !