Vergi saldırısı

AGİT bitti, artık köyümüze dönüyoruz.. Ve tabii çözüm değil hastalık üreten eski alışkanlıklarımızla..

Tepki nedeniyle durdurulan Deprem Vergisi, Salı günü tekrar meclise getiriliyor.

Tek fark, oranlarda yapılan yüzde 1'lik indirimler.. Ama ek gelir vergisini, ek kurumlar vergisini, ek emlak vergisini, ek taşıt vergisini yine aynı insanlar ödeyecek.

Zaten vergisini ödeyen vatandaşlar..

Neden?. Çünkü müsrif devletimiz tasarruf yapamıyor. İşte yerli otomobile binen Başbakan Ecevit'i bile Başbakanlık'a 63 yeni makam aracı almaya razı ettiler.

1,5 trilyon lira şimdiden uçtu, gitti!

Çağdaş yönetimler, vergileri yükseltmenin, eski inanışın tersine enflasyonu yükseltip gelir adaletini daha da bozduğunu gördüler.

Vergi politikalarını değiştirdiler.

Artık geliri değil, tüketim harcamasını vergilendiriyorlar. Çünkü tasarrufu korumak gerekiyor. Çünkü tasarruf demek, yatırım ve istihdam demektir..

En büyük adaletsizliğin ekonomik durgunluk ve işsizlik olduğunu öğrendiler.

Kural, ekonomi ne kadar vergi üretiyorsa devlet harcamalarını onunla sınırlamaktır.

Piyasaya tecavüz etmek değil..

Biz de çok mecbursak vergiyi tüketimden almayı tercih etmeliydik. Ama devlet kadrolarına yeni yandaşlar doldurulacak, partizan müteahhitler doyurulacak, saltanat son model otomobiller, lojmanlar, ziyafetler ve dış gezilerle sürdürülecek.

Onun için acele para lazım.

Adresini bildiğin mükelleflerin kapısını çalar, boğazını sıkar, paralarını alırsın.

"Kör tuttuğunu sever" zihniyetiyle adalet olmazmış, enflasyon yenilmezmiş; ne gam?.

İktidarda bir günün beyliği beyliktir!

Hükümet, çağın yeni değerlerini İstanbul'a taşıyan AGİT'ten hiç ilham almamış..

Meclis almış mı, göreceğiz!.

Karar günü
Merkez sağın tasfiye halindeki iki partisinden DYP, bugün tarihi bir seçim yapacak.

Eğer seçimi Çiller kazanırsa bu, pervasızca tükettikleri "Demirkırat" geleneğinin sonunu getirecek.

Dün yayınlanan bildiri ile 75 il başkanı "Çiller'in yanındayız. Birileri istiyor diye genel başkanımızı kurban vermeyiz" dediler.

O birileri kim?. Çiller'i yalancı, şaibeli ve güvenilmez bulduğu için DYP'yi yüzde 12'ye indiren, kendi seçim çevresinde Çiller'e ancak yüzde 5 oy veren halk değil mi?

Türk siyaseti "yenilen gider" kuralı işlemediği için tıkandı. Kendi ahlaki sorumluluğu ile gitmeyen bir lideri, halka inat tutan bir parti, kurumsal bir intiharın gafletindedir.

İl başkanları, şimdi Çiller'e olan kişisel borçları uğruna bu günaha batacak mı?

Altlarındaki delegeler, partinin bu günahı belki bir daha düzeltme fırsatı bulamayacağını göre göre bu suça ortak olacak mı?

Bugün ya yeni bir tarih sayfası açılacak veya tarihe bir mezar kazılacak!