Beko'nun başarısı
Beyaz ve kahverengi eşyada Türkiye'nin en yüksek ihracat rakamına sahip olan şirketi Beko'nun Genel Müdürü Aydın Çubukçu, bunun üç önemli koşulu olduğunu söylüyor. İlk koşul, kaynak temini. Ardından kaynağın ürüne dönüştürülmesi ve dönüşümü sağlayan üretim aşaması. Bunları birleştiren yönetim unsurunu da ununutmamak gerek.

"Bir dünya şirketinin kaynağı en kaliteli ve en ucuz yerden temin etmesi şart" diyen Çubukçu, dünya şirketinin yerel davranabilmesinin de çok önemli olduğunu vurguluyor. Çubukçu, "Ürün hangi pazara hitap ediyorsa, o pazardaki müşterilerin tüketim davranışları iyi takip edilmeli. Üretim sürecinde de en uygun sürede, en düşük maliyetli ve hatasız üretim hedeflenmeli" diyor.

Türkiye'nin gerçek anlamda rekabetçi ortamla 80'lerden sonra tanıştığını, 90'larda ise dünyaya açılmayı ve entegrasyonu öğrenmeye başladığını belirten Çubukçu, "Yalınlaşmayı ve takım çalışmasını sağlayan Türk şirketleri yurtdışında da başarılı olacak" diyor.

Teknoloji devlerinin yarıştığı Silikon Vadisi'ndeki ilk Türk şirketi olan Vestel, dünya devi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Vestel'in Silikon Vadisi'nde geliştirdiği yüksek teknoloji ürünleri, 2000 yılında ABD pazarında satışa sunulacak.

'En Garantili Banka'
Finans sektöründe felsefesini "Avrupa'nın en kaliteli bankası olacağız" sloganıyla anlatan Garanti Bankası ve "En iyi 500 bankadan biri olmayı" düstur edinen Demirbank da yurtdışında "marka" olma konusunda hırslı isimler. Garanti Bankası Genel Müdürü Akın Öngör, "Ülkenin genel kültüründen de farklı bir kültür oluşturduk. "Avrupa'nın en kaliteli bankası" olmak gibi bir vizyonumuz var. Bunun için en büyük yatırımı insan beynine yapıyoruz. Faizleri bile ekip halinde oylayarak düşürdük" diyor. Diğer bankalarımız da her an sendikasyon sağlayabilecek mali yapıya ve dünya standartlarında bir hizmet kalitesine sahip.

Telekom devi: Netaş
Dünyanın yükselen trendi telekomünikasyonun, Türkiye'deki yıldızı Netaş ise standardının yüksekliğini Avrupa Kalite Ödülü'nü alarak gösterdi. Netaş Lisanslı Şebekeler Grup Direktörü Müjdat Altay, "Dünya şirketi olabilmek için dünyadaki müşteri taleplerini karşılayabilecek bilgiye sahip olmak gerek" diyor. Teknolojik altyapı ve satış sonrası lojistik desteğin önemini vurgulayan çeken Altay, sağlam bir finansman yapısının önemine de dikkat çekiyor. Altay, en büyük eksikliğin araştırma-geliştirmede yaşandığını belirterek, bu konuda devletin destek vermesi gerektiğini anlatıyor.

Kısacası Türk şirketleri artık kabına sığmıyor. Biraz daha planlı, biraz daha sağlam mali yapıya sahip şirketler yaratabilirsek, dünya liginin iddialı oyuncuları arasına girebiliriz.