Pamuk, öğrencilerin kendisine yönelttiği soruları da yanıtladı. Pamuk'a yöneltilen sorular ile verdiği cevaplar şöyle:
- Orhan Pamuk'u okumak için ne sebepler olabilir?
Bu konuda objektif olamam. Ama kitaplarım iyi olduğu için tavsiye edebilirim. Ayrıca diğerlerinden de ucuz.
- Kitaplarınızda uzun cümleler var, neden?
Bunun için özel bir gayret sarf etmiyorum, içgüdüsel bir şey. Bir de tepkisel. Çünkü Cumhuriyet döneminde; "Basit ol, kısa cümle kur, kafa karıştırma" denildi. Ben buna katılmıyorum, kafa karıştırmayacaksan, edebiyat yapmaya değmez.
- Ağır eleştirilere maruz kalıyorsunuz. "Anlaşılmıyor" diye eleştiriliyorsunuz...
... İkinci Cumhuriyetçi değilim. Benim kitaplarım zordur. Türkiye'deki okur kalitesi de düşük. Bana haksızlık edildiği doğru...
- Yazar olmaya karar verdiğinizde ailenizin tepkisi ne oldu?
Annem istemedi. Babam ise bir şey söylemedi. Ben, "Ben yazar olacağım" dedim. Onlar gülümsediler. Türk toplumunda yazarlık meşru olmadığı için bu konuda ilk muhatap aileniz oluyor. Erdal Öz beni Yaşar Kemal'le tanıştırdığında, "Hikâye yazmış, yazar olacak" diye tanıttı. Kemal'in bana ilk sorduğu "Annen ne dedi?" oldu.
- Benim Adım Kırmızı'da "Orhan" karakteri iyi, "Şevket" karakteri ona göre daha olumsuz. Şevket ağabey olduğuna göre, siz ona haksızlık yapmadınız mı?
Bu haksızlık değil. Buna intikam denir. İntikamlarda haksızlık olabilir. Ama intikam intikamdır. Kitaptaki Şeküre anneleri, annemin adı, Orhan ve Şevket iki oğlu.
- Orhan Pamuk nasıl okunmalı?
Kitabın ima ettiği bir mesaj, onu alacak bir okuru vardır. Bana bazıları "kitaplarını anlamıyorum" dediğinde "işler iyiye gidiyor" diye düşünüyorum. Kafalar karışıyor, benim istediğim de bu. Kitaplarım için "hepsini okuduk ve anladık" denilmesini doğrusu istemezdim. Yani durumdan şikâyetçi değilim.
- Tarihe sığınıyorsunuz...
Ben tarihe sığınmıyorum, tarih bana sığınıyor. Ben bahsetmesem belki Türkiye'de daha az tarihten bahsedilecek. Yazarlar sığıntı değildir.
- Oryantalist misiniz?
Provokatör sorular başladı, oryantalist değilim.
- Size yönelik ağır eleştiriler, saldırılar var, şikâyetçi değil misiniz?
Toplumsal bir hoşgörüsüzlük var. Ama ben şikâyetçi olmak istemiyorum. Hakkımda pek çok ağır sözler, küfürler oluyor. Ama, "bana ne yaptılar bakın" demek istemiyorum. Başkalarının, "yazık ediyorsunuz çocuğa" demeleri daha hoşuma gidiyor.
Saldırmasalar iyi tabii. Ama bunu, "benim gibi parlak bir adamı anlamadılar" diye şikayet haline getirip, hayat tarzı yapmak istemiyorum.
- Yüzyıl sonra tek bir kitabınızla anılacak olsanız, bu hangisi olurdu.
Yüzyıl sonra tek bir kitabımla anılacak olacaksam, bu bundan sonra yazacağım kitaptır...