KUTSAL YEMİŞ FINDIK
Fındık tarihe kutsal bir yemiş olarak geçmiş. Eski Türklerin din hayatında önemli bir yer tutan fındık, aynı zamanda barış ve esenlik sembolü sayılıyordu. Yunanlılar'ın ticaret tanrısı Hermes'in asası bir fındık dalıydı. Eski Romalılar da fındığa önem vermişlerdi. Düğünlerde, çeşitli şenliklerde, bir teke, fındık dallarına sarılıp, böylece tapınağa kurban edilirdi. Sihirbazların mucizeler yaratan sihirli değnekleri de aslında birer fındık dalıydı. Araplar'a göre elinde fındık dalı bulunan bir kimse, kendini bütün kötülüklerden koruyabilirdi. Fındığın kutsallığına inanan uluslar arasında İngilizler'le Fransızlar da var. İngilizler Noel sofralarında fındık bulundurmayı, sofrayı fındıklarla süslemeyi gelenek hâline getirmişlerdir. İtalyanlar da fındık türlerine ermişlerinin adlarını vererek, fındığın kutsallığını belirtmek istemişlerdir. Müslümanlarda da fındık önemli bir yer tutar. Din adamları fındığın bir cennet meyvesi olduğuna inanmışlardı.

HER DERDE DEVA
Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etki yapan fındık, vücudumuza yararlı karbonhidrat, protein ve yağ ile metobolizmamızı düzenleyen B grubu vitaminler bakımından da zengin bir kaynaktır. Kan yapımı ve ruhsal sağlık için gerekli olan B2 ve B6 vitaminleri, gelişme çağındaki çocuklar için büyük önem taşır. E vitamini açısından çok zengin olan fındık, üretim sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek kansızlığa karşı koruyucu bir etki yapmaktadır. E vitamini kanser yapıcı etmenlerin oluşmasını önler ya da oluştuktan sonra etkisiz hâle getirerek vücudu korur. Kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan kalsiyum, kan yapımında görev alan demir, büyüme ve gelişmede rol oynayan çinko için, en iyi besin kaynaklarındandır.