Geçtiğimiz haftalarda Elif Ergu'nun Bayan Sabah'ta yer alan "Kadın gettoları" haberi, kadınların iş yaşamıyla ilgili tüm gerçekleri gözler önüne seriyordu. Çoğu tarım işçisi olarak çalışan kadınların, şehirlerde de geleneksel rollerine yakın işlerde çalıştıklarını ve erkeklere oranla daha çok mesai harcamalarına rağmen komik ücretler aldıklarını tüm açıklığıyla ortaya koyuyordu.
Bunun nedenlerini bilmek için kahin olmaya gerek yok tabii.
Her zaman söylenen, binlerce kez dile getirilmiş olan kız çocuklarına verilen eğitimin yetersizliğinden kaynaklanıyor kadınların ikinci sınıf emek olmaları. Bırakın bir meslek sahibi yapmayı, çoğu yerde hâlâ kız çocuklarını ilkokula bile göndermiyorlar.
Bazı zihniyetler kız çocuğuna yapılacak her harcamanın boşa gideceğini düşünmeye devam ediyor. Bir an önce ergenliğe girmesi bekleniyor ki, hemen evlendirilip, baştan atılsın. Bir yükten kurtulunsun. Ya da kolay yoldan, masrafsız tarafından bir meslek sahibi olsun...
Pek çok ailede yapılan cinsiyet ayrımcılığı esasında kız çocuklarına yeterli eğitim verilmemesinin temelinde yatan en önemli nedenlerden biri. Eğer erkek çocuklar varsa ailede tüm olanaklar onlar için sarfediliyor, onların bir meslek sahibi olması için gereken ne varsa yapılıyor. Ancak kız çocuklar bütün bu olanlara karşıdan bakarak, ya kolay yoldan meslek sahibi olmaya çalışıyor ya da hayırlı bir kısmet çıksın diye bekliyorlar. Bazen de aileler erkek olana kadar çocuk yaptıkları için, o kadar çok çocuğa eğitim verecek ekonomik güçleri kalmıyor. Dolayısıyla cinsiyet ayrımcılığı yüzünden pek çok kız çocuğuna yazık oluyor...
Bir anne-babanın beraberce meydana getirdikleri çocuklarına nasıl böylesine ayrımcılık yapabildiklerini anlamak oldukça güç ve doğrusu insanlık dışı geliyor bana. Yani, ırkçılık gibi bir şey...
Oysa ikibinli yıllara geldiğimiz şu günlerde bunları söylemek ne kadar acı geliyor insana.
Bazı sevindirici gelişmeler de var elbette. Özellikle büyük şehirlerde kız-erkek çocuk ayrımı yapmaksızın, çocuklarına eşit bir eğitim verme çabası içinde olan aileler görmek sevindirici elbette. Ancak keşke bu tüm Türkiye'de olabilse. Keşke insanlarımız sadece erkek çocuk sahibi olmak için değil, geleceğe güvenle bakabilecek bir nesil yetiştirmek için çocuk sahibi olsa. Çünkü eğer bir kadın geleceğine güvenle bakamıyorsa, nasıl kendi çocuklarına güven verebilir? Nasıl pırıl pırıl, ikibinlere yakışan bir nesil yetiştirebilir?
Eğer Türkiye'de, dünyada bir şeylerin düzelmesini bekliyorsanız, bu değişime katkıda bulunmak istiyorsanız, bunun öncelikle kendi ailenizden, kendi evinizden başlayarak gerçekleşebileceğini unutmayın. Ve artık ne olur, kız çocuklarına en iyi eğitimi verebilmek için elinizden geleni yapın.