Şehriban ilk kurban
"Kara Kedi" lakaplı Sonat Kaya polise satanistleri anlattı: Güneş tutulmasından sonra kedi değil insan kurban edeceklerdi. Ama Şehriban'dan sonra yakalandılar
Şehriban Coşkunfırat'ın öldürülmesinin ardından, satanistlere karşı yapılan operasyonlarda gözaltına alınan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Sonat Kaya, satanizmi ve eylemlerini anlattı.
Sonat Kaya'nın 22 Eylül 1999'da polise verdiği ifade şöyle: "17 Eylül 1999'da Ortaköy semtindeki mezarlık yanında cesedi bulunan ve elle boğularak öldürüldüğünü yazılı ve güncel basından öğrendiğim, Şehriban Coşkunfırat isimli genç kızı hiç tanımam. Bu kızın Taksim semtindeki rock barlara takıldığını ve erkek arkadaşları tarafından öldürüldüğünü basından duydum.
"Benden sormuş olduğunuz Ömer Çelik isimli şahsı, 1996 yılında Taksim Ayhan Işık Sokak üzerinde bulunan Gitanes Bar'da tanıdım. Engin Aslan'ı ise hiç görmedim, tanımam. Yine benden sormuş olduğunuz şahıslardan Zinnur Gülşah Dinçer isimli kızı, 1996 yılında Ortaköy semtinde tesadüfen tanıdım.
ŞEYTAN KEDİ SEVER
"Ben 1994 yılında ailemle birlikte Avşa Adası'nda tatilde iken, Ayça isimli bir kızla tanıştım. Bana gerçekten kötülüğe inananların cehennemde kötülük görmeyeceğini, aksine cehenneme hükmedeceğini, kendisinin kötülüğe inandığını, şeytana taptığını, satanistlerin kedi kestiğini, bu hayvanı şeytanın çok sevdiğini bana söyledi. Arkadaşlığımız 1996 yılına kadar devam etti ve şeytana tapanlar dışındaki konular üzerinde fikir ayrılığımız sebebiyle son buldu.
ÖMER İLE TANIŞMA
"Bu arada 1996 yılında Taksim semtindeki 'Gitanes' isimli barda, Ömer Çelik ile tanıştım. Ömer'i ilk tanıdığımda iyi arkadaş görünümünde bir insandı. Kendisinin ailevi problemleri vardı. Bana Norveçli metal gruplarının kasetlerini dinletirdi. Bu gruplar Avrupa'da satanist olarak tanınan gruplardı.
"Ben o sırada satanizmin saçmalık olduğunu düşünüyordum. Ömer hariç, Aşkın ile Ahmet, daha sonra aralarına Emer ve Erdem adında Kadıköy yakasında oturan iki kişiyi de alarak 'Seaboaht' adında bir müzik grubu kurdular. Bu grup milliyetçidir. Ancak satanizmden haberdardır. Ömer ile o sırada yakın arkadaş olduklarını bildiğim Aşkın, Ahmet ve Özgür'ün satanist olduğu görünüşlerinden belliydi. Ters haç şeklinde kolye takıp, siyah tişört giyiyorlardı.
KEDİ KANI GÜÇ VERİR
"1998 ilkbaharına gelmiştik. Eskiden hassas, ailevi problemleri kafasına çok takan bir insan olduğunu düşündüğüm Ömer Çelik'in, çok psikopat olduğunu gördüm. Bana şeytana tapanların ayinlerinden bahsetmeye başladı. Hakan ve Orhan isimli arkadaşları ile beraber kaldıkları Taksim Ülker Sokak'taki bir evde, bu ayinlerin yapıldığını söyledi. Malum kedi kurbanı hikâyesi burada da karşıma çıktı. Kedi kanı içmek zevkliymiş. Kedi kanının, insan kanıyla karışımı, insana şeytani bir güç veriyor, insanı her türlü zorluk ve şanssızlığı karşısında yenilmez yapıyormuş. Merak ettim, katılmak istedim. Ömer, "Zamanı gelince seni de alırız" dedi. 1998 Ekim'ine kadar zamanı bekledim.
DERGİ ÇIKARTTIM
"O sırada ben müzik üzerine bir dergi çıkarmaya karar verdim. Bundan Ömer'e de bahsetmiştim. Bana, dergide satanizme de yer vermemi isteyerek, bunun beni camiada çok önemli bir yere getireceğini söyledi. Bunun üzerine satanizm konulu yazılar bulup dergime koydum. İlk sayıyı 1998 Ağustos ayında çıkardım. Popüler olmuştu. 150 adet kadar bastırdım. Bunları Kadıköy Akmar Pasajı'nda ve Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki Atlas Pasajı'nda bir dükkânda sattım. İlk sayıyı sadece ben çıkarmıştım. Sonraki sayılarda, benden başka yazanlar oldu.
Ben her ne kadar satanist yapılanma içerisinde yer aldımsa da eylemlerin hiçbirisine katılmadım, sadece satanizmin propagandasını yaptım. Takma adım Kara Kedi idi. Hakan isimli şahıs ise aramıza katılan genç kızların ırzına geçen ve zina işleyen şeytani melek olarak bilinen "İncubus" olarak tanınırdı. İfadem bundan ibarettir."
Kediyi öldürüp kanını içtik
Ömer birgün Kemancı Bar'da beni gördüğünde, "Ayine hazır ol" dedi. Dergideki başarım nedeniyle ayine katılmam uygun görülmüştü. 1998 yılının 20'li günlerine isabet eden bir Cuma günü, Ömer'le buluştum, Orhan, Hakan onun kız arkadaşı Sibel eve gittik. Ömer ile Hakan bir ara dışarı çıktılar. Bir kediyle döndüler. Bayağı heyecanlandım. Kedi biraz uyuşmuş gibiydi. Bunu garip buldum. Yere siyah bir örtü koydular. Örtünün 5 köşesine 2 beyaz, 3 kırmızı mum koydular. Uç köşeye Ömer Lider olarak oturdu. Mumlar yakılmıştı. El ele konsantre olmak için transa geçtik. Sonra 666 sayısı kadar saymaya başladık. O bitince 3 kere 'Ey efendimiz şimdi sen bizi kutsayacaksın' diye bağırdık. Sonra Ömer kediyi aldı. Hakan ona yardım ediyordu. Ömer önce kedinin boğazını kesti. Sonra bağırsaklarını deşti. Bir kaba kedinin kanı döküldü. Sırayla bu kanı içtik. Ben istemesem de bir yudum aldım. Zaten son bir yudum kalmıştı. Tadı bana iğrenç geldi. Ömer ile Hakan kediyi evden dışarı çıkarıp yarım saat sonra döndüler. Kediyi ne yaptıklarının ikisi arasında bir sır olduğunu söylediler. Tabii kedi dışarı çıkarılmadan önce üç kez "Ey efendimiz şimdi senin tarafından kutsanmış olduk" denildi. Hakan ile Ömer iki erkek bir dişi kediyi her ayini takip eden pazar günü kurban ettiler.
Güneş tutulması bir işaret oldu
Ayinlerde alınan kararlar şunlardı: 1 Ocak 2000 yılında Sultanahmet Camii yakılacak. Ne zaman ayın 13'ü Cuma gününe rast gelirse bir el yazması Kur'an yakılacak. Uranüs, Plüton hariç bütün gezegenler, güneş ve ay dahil boğa burcunda toplandığında, yani 5 Mayıs 2000 tarihinde 666 mürid toplanacak, Taksim Camisi yapılması istenen yer işgal edilecekti... Ömer ile Hakan, bir imamın boğazı kesip, o kanla yüzlerini yıkayacaklardı. Bu karardan sonra ben bu ayin olaylarından soğudum. Hatta bana 11 Ağustos günü olan güneş tutulmasından sonra yeni çağın başlayacağını ileri sürmüşlerdi. İnsan kurban etmeye başlayacaklardı. Kedi kurban etmek yetmiyormuş. Bu karar doğrultusunda, ilk uygulamaları Şehriban Coşkunfırat isimli kızın kurban şeçilmesidir. Bu kızın ismen kurban seçildiğinden benim bilgim yoktur. Bu kızı hiç tanımam, isminden bana söz edilmiş değildir.
'Kara Melek'ten çok etkilendim
Avşa'da tanıştığım Ayça'nın şeytana tapanlar arasında yer alması sebebiyle mutlu olduğunu, benim ise böyle bir yapılanmam olmadığı halde mutsuz olduğumu görünce, kendisinin fikirlerinden etkilendim. Kötülük yapanların iyi yaşadığına inanmaya başladım.
1997 yılında televizyonda "Kara Melek" isimli bir dizi başlamıştı. Dizide oynayan "Yasemin"in karakteri beni etkiledi. Yasemin, kötülüklerde yarışıyordu, sürekli entrikalar çeviriyordu. Bu nedenle dizide oynayan Sanem Çelik'e ilgi duydum. Satanizme ilgi duymamın temel nedenlerinden biri de bu olmuştur....
|