Korukçu, İş Bankası'ndan uzaklaştırdığı Mustafa Güneş'in hazırladığı dosyanın Cumhuriyet Savcılığı tarafından takipsizlikle sonuçlandığını geçtiğimiz günlerde bir yazım üzerine beni aradığında söylemişti. Önceki günkü gazetelerde de Korukçu hakkında takipsizlik, Civelekoğlu ile ilgili de hapis istemi ile dava açıldığını okudum.
Ertaş, Civelekoğlu ve Korukçu hakkında Evcil'e verilen kredilerle ilgili dosya hazırlayan Güneş'in, o dönem yalnızca Ertaş'ın çalıştığı Bisaş'a avukat olarak girmek istemesi tuhaf değil mi? Acaba Korukçu'nun "Adamı işten kovduğum için karşıma geçti" yorumu bu zinciri anlatmaya yeterli mi?
Topal ile ortaklık!
AĞIm cephesine de bir bakmak gerekiyor. Bisaş'ta 4 trilyon lira civarında alacağı bulunan 6 bin çalışan, Ağım'ın yeni kurduğu Polteks Dış Ticaret şirketinde çalışmaya zorlanıyor. İşçiler de bunu kabul etmiyorlar:
"Yatını, katını satıp ödesin. O zengin adam" diyorlar.
Ağım'ı sanki ensesinde izleyen bir eski çalışanı da oldukça ilginç söylentiler yayıyor. Mesela İsviçre'de Endicott şifreli gizli hesabı, Ömer Lütfü Topal'la ortaklığı gibi... Hatırlanacağı gibi Susurluk Çetesi son yolculuğuna Ağım'ın Kuşadası'ndaki oteli Onura'dan çıkmıştı. Ağım'ın oğlu Onur'dan adını alan Onura'nın muhteşem büyüklükteki casinosunu da Topal işletiyordu.
Ülküdaşlar geçitte anlaştılar
Uluslararası alanda mimarlığı kabul görmüş bir öğretim üyesi olarak MHP ile ilişkilerini öğrenmeye çalıştım. Malum deprem oldu ve yeniden inşaa bugünün en önemli sorunu. Ve de MHP bu işin sorumlusu gibi gözüküyor. Çünkü TOKİ, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlıkları MHP'de.
Ecevİt'İn yanında Vefik Alp, MHP'li Bakanlar Enis Öksüz ve Koray Aydın'ın kendisini bugüne kadar hiç aramadığını, buna karşılık Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un arayarak "Yeni yaptıracağımız hastanelerde sizden yardım almayı isteriz" dediğini anlatıyor.
Vefik Alp'e Başbakan'dan bir görev gelmiş. 28 Ekim günü Alp, Başbakan Bülent Ecevit'in 15 Başdanışmanı'ndan biri oldu. Henüz Ankara'ya gidemediğinden göreve başlamayan Alp çok heyecanlı: "Ses getirecek işler yapmak istiyorum" diyor. Tabii şehirleşme ve yerleşim alanında. Bundan sonraki aşama ise Bakanlar Kurulu kararıyla Büyükelçi ilan edilmesi...
Alp, Kalite Kongresi'nde konuşmacıydı. Tüp geçitle ilgili konuşmaya kararlışmış ama değiştirmek zorunda kalmış. Çünkü Liman'a gelirken bir toplantıda karşılaştığı Enis Öksüz "Sizin tüp geçidin yanında araç yolu da olmasını önerdiğinizi biliyorum. Bu görüşünüzde ısrarcı olmayın, bizi zora sokar. Dış finans kurumları araç yolu da olan tüp geçide kredi açmıyorlar. Biz de Japonya'dan yüzde 1'in altında bir faizle finansman bulduk" deyince yeni bir konu arayışına giriyor.
Finansman avanatjı nedeniyle de tüp geçidin yanında araç yolu olması ısrarından vazgeçiyor. Boğazın iki yakasını bağlayan tüp geçit için önümüzdeki 15 gün içinde imza da atılacağını belirtiyor.
Üst Kurul haftaya tamam
Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel'e "Bankacılık Üst Kurulu" dedim.
Temizel önümüzdeki hafta içinde Bankacılık Üst Kurulu'na atamanın yapılacağını söyledi. Kendisi için de olumlu veya olumsuz bir karar açıklamadı.
Ardından IMF Heyeti ile ilgili yorumlarını aldık: "Bankacılık sisteminin güçlendirilmesi, uluslararası normlara kavuşması daha çok Dünya Bankası'nı ilgilendiriyor. Bankalar Yasası'yla ilgili uygulamalar gerçekleşmedi. Bankacılık sistemini rehabilitasyonu, yapısının güçlendirilmesine Dünya Bankası'nın kullandıracağı önemli bir kaynak da var. Yalnız bu kaynağın kullanılması Stand-by anlaşmasının imzalanmasına bağlı. IMF'nin geliş amacı büyük ölçüde bu. Zaten Türkiye çalışmalarını büyük ölçüde yaptı, bütçesini de ona göre yaptı. Meclis'ten de büyük ölçüde bu şekliyle çıkacak. Stand-by imzalanır, iyi bir şekilde uygulanırsa da 2000 yılı son unda da sorunlarını büyük ölçüde çözmüş olur.