kapat

06.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Ölümüne pazarlık
Evcil, emniyette verdiği ifadede Malki'nin kellesi için Şükrü Elverdi'yle sıkı bir pazarlık yaptığını ve tetikçileri nasıl harekete geçirdiğini anlatıyor

NESİM Malki cinayetinin azmettiricisi olarak önceki gün tutuklanan Erol Evcil'in polise verdiği ifadede cinayet için Şükrü Elverdi ile para pazarlığı yaptığı ortaya çıktı. Evcil, Elverdi'nin 2 milyon dolar istediğini ancak 1.5 milyon dolarda anlaştıklarını söyledi.

Evcil'in ifadesi aynen şöyle:

"Üniversite yıllarımda, bir muhasebecinin yanında çalışmaya başladım. Yeterli bilgi edindikten sonra kendi büromu açtım. Daha sonra Anadolu Sigorta'nın acentalığını yapmaya başladım. Ardından Hayat Sigorta'ya geçtim. İşe başlarken sermaye olarak babamın verdiği 1 milyon 200 bin lirayı kullandım.

1988 yılı başlarında Türkiye'nin en büyüğü olma duruma gelmiştim. 1990 yılı içerisinde ise 25-30 milyar lira civarında para kazandım. Eşrefoğlu Sigortacılık olarak, Anadolu Sigorta Genel Müdürlüğü'nü etkileyecek duruma gelmiştim. Bu sırada Bursaspor Futbol Takımı'nın sigorta işlemlerini yaptım. Kulübün yönetimine girmem için teklif geldi ve girdim. Dışarıdan baktığım zaman bu insanları ve Bursaspor yönetimini çok değişik ve ulaşılmaz görüyordum. Ancak içlerine girdikten sonra her bakımdan onlardan daha iyi ve finans gücü olarak daha yüksek olduğumu görmeye başladım.

KATİLLE TANIŞMA
Ardından zeytin işine girmeye karar verdim. Zaten bu iş dededen kalma mesleğimizdi. Daha sonra Malki Cinayeti'nde tetikçilik yapacak olan Burhanettin Türkeş ile tanışmam da bu zamana denk geldi. Benden sigorta parasını istedi. Kabadayılık yaptı. Ama haksız olduğu için ödemedim. Zaten ufak tefek, bacaksız bir adamdı. Ama belinde silah vardı.

NİSO BAŞLANGIÇTI
Zeytin işine girmeyi düşündüğüm sıralarda, Emniyet Müdür Yardımcısı Yusuf İlhan ile ilişkilerimiz koyulaşmıştı. Zeytinciliği sürdürürken, iplik piyasasına da girmeye karar verdim. O sıralar Nesim Malki tek elden alış yaptığından, benim resmi yoldan alış yapmam mümkün değildi. Ben de el altından iplik almaya başladım. Aldığım miktar 100 tonu bulunca Niso durumu farketti. İstanbul'dan arayarak, ne kadar mal almak istediğimi sordu. Bu şekilde ticari ilişkimiz başladı.

SERVET ARTIRAN TİCARET

Bu aşama içerisinde 300-400 tona kadar varan iplik alışverişinden kaynaklanan ticaret gelişmem mevcuttu, aynı zamanda zeytin işini de devam ettiriyordum. Bir taraftan da zeytin stoku yaparak, zeytin piyasasında yer işgal etmeye başlamıştım. 5 Nisan kararlarından ise olumlu yönde etkilenmiştim. İplik ve zeytin stoklarım korkunç derecede kar getirerek, sermayemin güçlenmesine neden olan faktör oldu. 1000 tona yakın zeytin stoku yapmıştım. İplik fiyatları da 1'e 3 para kazandırdı.

MALKİ ACIMASIZDI
Ancak Niso iplik piyasasında tek satıcı iken çok acımasız davranmıştı. Bursa'da 2 bin civarında orta dereceli tekstilcinin kazandığı parayı o tek başına kazanıyordu. Bu tarihlerde tefecilik yapıp yapmadığını bilmiyorum ancak, 1994 krizi içerisinde KAVİ Kimya isimli bir firmadan gelen çekleri inceleme sonucu alarak yaklaşık 1 milyon dolar civarında bir çek kestiğini gördüğümde, aklıma Tefecilik de yapıyor olabileceği geldi.

İKİ UÇAK ALDIM
1995 yılında Eze Zeytin İşleme Fabrikası'nın inşaatına başladım. O güne kadar önemli ölçüde kredi kullanmamıştım. Ancak zeytin işinden dolayı İş Bankası'ndan kredi kullanmaya başladım. O yıl köylüden 50 bin ton civarında zeytin toplamıştım. Fabrika işine hız verdiğim için sürekli İspanya'ya gitmem gerekiyordu. Bu yüzden uçak almaya karar verdim. İlk önce Falcom 20 tipi bir uçak aldım. Ama aktarma yapmak zorunda kaldığım için Nesim Malki ile birlikte Amerika'ya giderek, başka bir uçak satın aldım.

DURDURULAN TAYİN
Bu sırada Emniyet Müdür Yardımcısı Yusuf İlhan'ın Artvin'e tayini çıkmıştı. Kendisi Artvin'e gitmek istemiyordu. Kendisini çok sevdiğimden, benimle çalışmasını teklif ettim. İlk önce emekli olmayı düşündü. Bu arada şark tayinini o dönemin İçişleri Bakanı olan Mehmet Gazioğlu'na tavassutta bulunarak durdurduk. Daha sonra kendisi kadro derecesi alarak APK'ya geçti.

ABD YOLCULUĞU
O tarihlerde hem uçak almak hem de zeytin alanında dünyanın en büyük firması olan California'daki Derkartır Firması'nı görüp temas sağlamak için Niso ile birlikte ABD'ye gittik. Niso da zeytin işine merak sarmıştı. Ben bir taraftan zeytin işiyle ilgili yatırımlarımı aldığım kredilerle yapmaya çalışırken, bir taraftan da iplik işinden aldığım kârı bu kredilerin ödenmesinde kullanıyordum.

1995 yılının Ağustos ayından itibaren Niso'da bir tedirginlik ve panik başgöstermişti. Bu arada Niso'ya iplikten dolayı olan borcum artmaya başlamıştı. Niso bana Alattin Çakıcı tarafından tehdit edildiğini söyledi. Bir konuşmasını kaydettiği bandı bana dinletti. Alattin Çakıcı'nın sesini ilk defa duymuş oldum. Niso, Alattin Çakıcı'nın istediği 1 milyon doları ödemek zorunda kalmış. Çakıcı olayından çok etkilenmişti. Onu etkileyen neden Mustafa Kefeli olayında kendisinin topuğundan vurulmasıydı.

Mustafa Kefeli ile Alattin Çakıcı'nın arasının iyi olduğunu biliyormuş. Kıbrıs'ta bir bakanla işi varmış, bunu Kefeli halletmiş. Mustafa Kefeli'ye para vermesi gerekiyormuş, vermemiş. Mustafa Kefeli bunu vurdurtmuş. Çakıcı tarafından tehdit edilince, Mustafa Kefeli ile irtibata geçerek soğukluğu gidermek istemiş. Kefeli tarafından Alattin tehditinden kurtulmayı amaçlıyordu.

DOLDURUŞA GELDİ
1995 yılının Kasım-Aralık aylarında, Niso'dan aldığım malın tutarı, 20 milyon dolar civarında idi. Önceden olan borçlarım da vardı. Vadeli çek verdim. Niso o sıralar Korkmaz Yiğit ile beraber Yeşil Vadi işine girmişti. Korkmaz Yiğit, Niso'yu bana karşı dolduruşa getiriyordu. Alattin Çakıcı olayında benim parmağım olduğunu söylüyordu. Bu sırada Sümerbank'ın yüzde 25'lik gizli ortağı oldum. Niso ile olan iyi ilişkilerim, bu bankanın alımından sonra bozuldu. Niso aleyhimde faaliyette bulunarak, beni kredi aldığım bankalara karşı kötülemeye başladı. Ancak o tarihlerde Alattin Çakıcı ile tanışmıyordum. Daha sonra Alattin'le samimi olduğum dönemlerde, Çakıcı bana Nesim Malki'den aldığı 1 milyon doların bir kısmını, Bursa'da Özgüven Dingil Sanayi ve Uludağ Gazetesi Sahibi Nail Yenice'ye verdiğini, bu paranın Uludağ'da öldürülen Uğur Çakıcı'nın, adli tahkikat veya yargıtay aşamasında, sanık lehinde karar çıkması için kullanılacağını söylemişti.

2 TRİLYONLUK BORÇ
Bir gün Alattin Çakıcı'nın adamı Hüsnü Gülen'e kızgınlık içerisinde, Nesim Malki'yi kastederek "o adam ölecek" dedim. O sıralar, ticari tirajım çökmeye başlamıştı. Ticari ortamdan silineceğim endişesine kapılınca, Nesim Malki'nin öldürülme eylemi gerçekleşti. Niso bankalarla çalışmamı engellemişti. 70 milyonluk kredi limitimin 40 milyonunu kullanamamıştım. Sonra Niso 2 trilyonluk çekimi bekletmeyip işleme koyacaktı. Zeytin fabrikasını kurma ve iç ve dış piyasaya açılma olanaklarım bitecekti. İplik alım işlerini devam ettiremeyecektim. Kredilerin geri dönüşünü sağlayamamam dolayısıyla bütün mal varlıklarım elimden gitmiş olacaktı. En önemlisi Niso gibi bir adam birisini ağına aldımı, sonuna kadar gidebilecek güce sahipti. Bu sebepler, Niso'yu ortadan kaldırmaya zorunlu olduğumu, başka çıkış yolu bulunmadığını gösteriyordu.

CİNAYET PAZARLIĞI
Bu kararla, Şükrü Elverdi'ye Nesim Malki'yi öldürtebileceğimi söyledim. "O iş kolay, hallederiz" dedi. 2 milyon dolara gerçekleştirebileceğini söyledi. Fiyatın biraz düşürülmesini teklif ettiğimde 1.5 milyon dolara anlaştık. Cinayet için Oğuz Işıklı ve Burhanettin Türkeş'i bilgilendirdi.

28 Kasım 1995 günü Erol Erkohen'in aramasıyla Niso'nun vurulduğunu öğrendim. Yusuf İlhan'la birlikte Vatan Hastanesi'ne gittik. Emniyet Müdür Yardımcıları'ndan Zeki Özcan, hastanede, "Hayırdır benzin atmış, birşey mi var" diye sordu. Ben de ona "Her gün birlikte olduğum adam ölmüş, gülüp oynayayım mı?" dedim. Ardından Ahmet Demir'in makamına gittik. Sonra İstanbul'a geçtim. Niso'nun evine uğrayarak, eşi Meri Malki'ye başsağlığı diledim.

Öldürme eylemine karşılık olarak anlaştığımız 1.5 milyon doları, 7-8 aylık süre içinde, çoğunu dolar olmak kaydıyla, diğer kısmını da iplik olarak Şükrü Elverdi'ye ödedim. Nesim Malki'nin çantasını Erol Erkohen almıştı, nerede olduğunu o ya da Cihat Alkanlı bilir. 18 Ağustos'ta yurtdışına kaçtım. Malki'nin öldürülmesinden sonra iş hayatım tam bir düzene girmemişti. Kredi kullanamaz duruma düşmüştüm. Ödeme güçlüğü çekince, İş Bankası müdahalede bulundu. ...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır