kapat

29.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Eğitimde çağı geride bıraktık..

Biri çıkıp da bana "Oxford mu büyük mektep, Kırıkkale Üniversitesi mi?" diye sorsa hiç düşünmeden bizimkinin adını söylerim.. Çünkü birincisinin tarihinde Kraliçe tarafından iki kere açılmak gibi bir güzellik yaşanmamış..

Dünkü risalemde milletçe çektiğimiz "Devlet adamı kıtlığına" değinmiş, kendi kendime söylenmiştim..

Meselenin iki yönü var.. Bir tarafında devlet adamı yetiştirme zorluğu varsa diğer tarafında da yetişmiş devlet adamlarını hor kullanma alışkanlığı var..

Bizim ahali zaten bir tuhaftır.. Bir yandan "Deniz yoğurt kesilse yemeğe kaşık bulamaz.." diğer yandan "Devlet bamyayı pişirir, vatandaş yemeye üşenir.."

O yüzden her şeyi devletten bekler.. Tabii devlet denilen elle tutulur, gözle görülür bir şey olmadığından gözünü devlet adamına diker..

ooo

Elimizin altında zaten topu topu üç dört devlet adamı var.. Birini yalvar yakar razı edip Çankaya'ya oturtmuş, başımıza dikmişiz.. Şimdi bunları hor kullanmanın alemi var mı?

Özellikle Baba'ya yük bindiren bürokratlara, siyasilere kızıyorum..

"Fazla alıp eksik satsam ne çıkar, gözü çapaklı kıllı gelin bana kâr.." siyaseti güdüp Baba'yı olur olmadık yerlere çağırıyorlar..

Altı sokum dürüm yiyemedi..

Bir hayırsever okul yaptırır, açılışına Baba koşar.. Bir kuruluş sergi düzenler kurdeleyi Baba keser.. Biri oğullarını sünnet ettirir, Baba elinde makas çocukların başında..

Adamcağız açılıştan açılışa koşmaktan, şöyle Çankaya köşkünde Nazmiye Hanım ile karşılıklı oturup, otlu peynirden yapılma altı yedi dürümü arka arkaya yiyemedi..

Ne iştah bıraktılar ne yiyecek vakit..

Açılışlara koşturarak bunalttıkları yetmiyormuş gibi şimdi de Baba'ya bir dönem daha cumhurbaşkanlığı yap, diye baskı yapıyorlar..

Adamcağız istemiyor işte.. Ne diye ısrar ediyorsunuz? Bu tür izansızlığa çare olarak Anayasa'yı değiştirip, Çankaya'ya gönderdiğimiz devlet adamlarının üzerine "son kullanma tarihi" mi yazalım?

Bunları işkembeden sallamıyorum, elimde vesika var.. Buyrun, okuyun!

ooo

Ankara'nın eski kazası, şimdinin vilayeti Kırıkkale'de bir üniversite var.. Bundan bir ay önce Sağlık Bakanı Osman Durmuş bu üniversiteyi yeni öğrenim yılına açtı..

Bakın bu da lüzumsuz bir adettir.. Sanki memleket büyüklerinden biri gelmese üniversite açılmayacak.. Neyse, olmuş bir kere.. Sayın Bakan onca işin arasında gidip üniversiteyi açtı..

Çok güzel bir açılış konuşması yaptı.. Konuşmasının tam mealini hatırlamıyorum ama basından takip ettiğim kadarıyla "Arkadaşlar ilim güzel bir şeydir.. Okuyun adam olun, okumazsanız boşta gezersiniz.." diye başlamış..

Hayattan örnek vermek icap ettiğinde, parmağını göğsünün iman tahtasına bastırıp "Bakın ben okudum hekim oldum.. Hekim gelsin frenkten, benim derdim yürekten diye inleyen ahaliye derman oldum.." şeklinde güzel sözler söylemiş..

Eğer konuşmasını "Kara Kartal oley!" diye bitirse daha fazla alkış alacakmış..

Bu arada Kırkpınar'da deste küçük ayakta dereceye giren akademisyenlere plaket vermişler..

Çok güzellikler yaşanmış.. Bakan'dan sonra üniversitenin rektörü Prof. Dr. Tahsin Nuri Durlu kürsüye çıkıp cehaletin ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatmış, sözlerini şöyle bağlamış;

Bulguru kaynatırlar,

Sererler yaylatırlar,

Gençliğimiz çok cahil,

Dil verir ağlatırlar..

Bir açılış da Baba'dan..
Okul açılmış, çocuklar güzel güzel derslerine giriyorlar.. O sırada Baba'nın yolu Kırıkkale'ye düşüyor.. Bürokratları bir telaş alıyor tabii.. Koca cumhurbaşkanı geliyor, bir etkinlik yaptırmak lazım..

Bugüne kadar nereye gittiyse bir açılış yapmış.. Yüzelli haneli beldede bile eline makas tutuşturup, açacağı bir şey bulmuşlar.. İki yüz bin nüfuslu Kırıkkale'de açılış yaptırmazlarsa dile düşmezler mi?

Ankara'nın il yapılmamış Haymana, Bâlâ, Güdül gibi kazalarında oturanlar "Bizim Kırıkkale'den neyimiz eksikti, Baba buraya gelseydi beş kurdele birden kestirirdik.." diye konuşmazlar mı?

Bürokratlar öyle bir panik yaşamış ki can havliyle şehir çarşısına bile adam gönderip "Bakın bakalım açılış yapılacak bir yer var mı?" diye mekân aratmışlar..

O sırada birinin aklına Kırıkkale Üniversitesi'ni açtıralım, fikri gelmiş..

"Lan arkadaşlar, bu üniversiteyi 25 gün önce Sağlık Bakanımız açmadı mıydı?" diyen olmuşsa da birileri;

- "Onunki açılış sayılmaz.. Açılış tatbikatı sayılır.." deyip, açma fikrine destek vermiş.. Böylece Baba'nın ziyaret programına üniversitenin açılışı katılmış..

ooo

Baba gelip üniversiteyi bir güzel açmış.. Muhabir takımının yalancısıyım.. "İkinci açılış, birinciden daha güzel oldu.." diyorlar.. Neden derseniz, rektör ilk açılışta nutuk okurken biraz teklemiş..

İkinci açılışta nutuk ezberinde girdiğinden daha güzel okumuş.. Hatta iki bayan profesör, dinlerken hislenip ağlamışlar..

Baba'nın eline makas verildi mi önünde hiç durulmaz..

Üniversitenin bir yıldır hizmette olan "mikroskop laboratuvarını" görmüş.. "Burayı da açacağım.. Açmazsam namertim.." diye konuşmuş..

Bir görevli kaşla göz arasında Rektör'ün odasına koşup, böyle acil durumlar için saklanan kırmızı kurdeleyi kapıp getirmiş.. Laboratuvarın kapısına germişler.. Baba da makası vurmasıyla, kurdeleyi kesip içeri girmiş..

Yanında duran Sağlık Bakanımız içinden "Tüh! Ben niye burayı açmayı akıl edemedim?.." diye geçiriyormuş.. Ama Allahı var.. Baba'nın yanına dikildiği halde "Ben burayı 25 gün önce açmıştım.." deyip, törencileri ispiyonlamamış..

Baba orada güzel bir nutuk verip "Eskiden Kızılırmak kızıl akardı.. Üzerine birçok baraj yaptık, artık kızıl akmıyor.." diye konuşmuş..

Şimdi Kırıkkale Üniversitesi'nin gençleri bu lafın ne mânâya geldiğini ve üniversite öğrenimi ile ilgisini çözmeye çalışıyorlar..

Çözene benden bir adet Arzum Mutfak Robotu!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır