|
Atatürk'ü öldürmek için 6 bin altın verdiler
İngiliz casusu Noel ve onunla işbirliği içindeki Harput Valisi Ali Galip'i köşeye sıkıştıran Kılıç Ali, 6 bin altına el koyarak, Kurtuluş Savaşı'na sermaye sağladı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Paşa'nın öldürülmesi için 1919 yılında düşman güçler tarafından ortaya konan tam 6 bin adet altın lirayı, Atatürk'ün silah arkadaşları o tarihte ele geçirmiş, bu büyük servet, daha sonra Kurtuluş Savaşı'mızın sermayesi olmuş. İşte bu büyük ve tarih” haberin kaynağı: "Kılıç Ali'nin Anıları". Kılıç Ali, Kurtuluş Savaşı sırasında 19 yıl süre ile Mustafa Kemal Paşa'ya silah arkadaşlığı yapmış, aynı zamanda Büyük Komutan'ın güvenini kazanıp, "sırdaş"ı olmuş.
SABAH, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'nin "kilometre taşı" niteliğindeki bu anıları, günışığına çıkarıyor: Anılarda yaşanan savaş sahneleri ve entrikalar nefes kesiyor. Mustafa Kemal Paşa'nın olağanüstü mücadelesi, bir büyük destan olarak gözler önüne seriliyor.
Kılıç Ali, anılarında, Mustafa Kemal Paşa'nın yok edilmesi için ortaya konan, ancak suçüstü sırasında ele geçirilen para ile, bu olayın piyonlarını şöyle anlatıyor:
"2 Nisan 1919 tarihinde, iki arkadaşımla birlikte Mustafa Kemal Paşa'nın Sivas'taki Karargâhı'na ulaşmıştık. Gazi Paşa'nın huzurunda bir sınav verip, emri altına girdik. Bir süre sonra, Gazi Paşa'nın hizmetkârlarından Ali Çavuş, Komutan'ın beni emrettiğini bildirdi. Huzura çıktım. Yanında, Rauf Bey (Orbay) ve Dr.İbrahim Tâli Bey (Öngören) vardı. Paşa, hemen konuya girdi. Harput (Elazığ) Valisi Ali Galip, yanına İngiliz binbaşısı C.E.Noel'i alıp, Malatya'ya gitmiş. Binbaşı Noel, İngiliz Gizli Servis elemanı imiş. Doğu Anadolu topraklarında bir Kürt devleti kurulması için, özel olarak görevlendirilmiş. Eldeki bilgilere göre, çok iyi Kürtçe konuşuyor ve bölgeyi tüm ayrıntılarıyla biliyormuş. İngiliz Binbaşısı C.E.Noel, Doğu'daki Kürt aşiretlerinin reislerini kandırmaya çalışmış. Özellikle, Bedirhan Aşireti'nin reisleri, kendisine yardımcı oluyormuş.
Tilki gibi adam
Gazi Paşa'nın huzuruna çıktığımda, kendilerinden bu konuda şu uyarıyı aldım:
'Kılıç!.. Ali Galip, tilki gibi adamdır. Bir süre önce beni burada aldattı. Harput'a gitme imkânı buldu. Çok dikkatli olun, sizi de aldatabilir.'
Mustafa Kemal Paşa, Sivas Kongresi'nin 4 Eylül 1919 günü toplanması için hazırlık yapıyordu. Ali Galip, Binbaşı C.E.Noel ve bazı aşiret reisleri, Sivas Kongresi'ni engelleyip, Mustafa Kemal Paşa'yı tutuklamak için yola çıkmıştı. Ali Galip ve adamları, önce Malatya'ya uğrayacak, oradan takviye kuvvetler alıp, bizim üzerimize yürüyecekti. Yüzbaşı Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte, Malatya'dan haber toplamak için görevlendirildik. Sivas Telgrafhanesi'ne gittik. Bina, kontrolümüz altındaydı. Malatya'daki 12. Süvari Alay Komutanı Binbaşı Cemal Bey'i, telgraf makinesi başına davet ettik. Oradan aldığımız haber, bizdeki bilgileri doğruluyordu. Harput Valisi Ali Galip'le, İngiliz binbaşısı C.E.Noel ve Kürt Teali Cemiyeti mensuplarının tutuklanmasını, Malatya'daki Alay Komutanı'ndan talep ettik. Binbaşı Cemal Bey, elinde bu tutuklamayı gerçekleştirecek kuvvetinin bulunmadığını bildirdi. Mustafa Kemal Paşa, bu sırada Telgrafhane'ye gelip, haberleşmemizi izledi. Masanın üzerinden bir kağıt alıp, Malatya'ya ulaştırılmasını istediği şu cümleyi yazdı: 'Kuvvet, yola çıkarıldı.'
Aslında, Sivas'tan Malatya'ya çıkarabileceğimiz bir kuvvet falan yoktu. Sadece Malatya'daki işbirlikçilerinin gözlerini korkutmak için bu mesaj geçilmişti. Sivas Kongresi'nin toplanmasına çok az bir süre kalmıştı. Bu tarihi toplantının engellenmemesi için her çareye başvurulacaktı. Bu arada Gazi Paşa'nın emriyle Malatya'ya gitmek üzere hemen yola koyuldum. Yol boyunca asker” birliklere uğradım, kendilerine moral aşıladım. Üzerimde, Kafkas Ordusu'nda yaverlik yaparken giydiğim kıyafet vardı. Kimse, beni tanımıyordu. Güçlerimizin Malatya'ya sevk edildiğini sürekli olarak yayıyordum. Elazığ'da, Mill” Kuvvetler'e bağlı olan Alay Komutanı İlyas Bey de, 90 kişilik bir kuvvetiyle Malatya'ya gidiyordu. O'nun kuvvetine güveniyordum.
Nihayet Malatya'ya ulaştık
Harput Valisi Ali Galip ile Malatya Mutasarrıfı Halil'in, İngiliz casusu Binbaşı C.E. Noel'le birlikte bir ziyafette olduklarını öğrendik. Malatya Hürriyet ve İtilâf Cemiyeti'nin Başkanı değirmenci Mehmet, işbirlikçilerini, Konağı'nda ağırlıyormuş.
Malatya'da derhal operasyona başladık. Önce Mutasarrıf Hail'in evini sarıp, telgraf hatlarını kestik. Bu sırada Harput Valisi Ali Galip, İngiliz casusu Noel'i yanına alıp, Malatya Hükümet Konağı'na gelmiş. Mal Müdürü'ne (Defterdar) vezneyi açtırıp, kasadaki tüm paraları almak istemiş. Mutasarrıf, telefonla evini aramak istemiş, hatların kesik olduğunu anlayınca, paniğe kapılmış.
Malatya'da bir şeyler olduğunu hisseden Mutasarrıf Halil ile Harput Valisi Ali Galip ve İngiliz casusu C.E. Noel, Hükümet Konağı önünde bekleyen atlarına binip, muhafızlarıyla birlikte şehri terk etmişler.
Ali Galip'le, İngiliz casusunu elimizden kaçırmıştık. Malatya'da duruma hâkim olduk. Elimizdeki mütevazı kuvvetle önemli noktaları kontrol altına aldık. Yanımdaki dört erle, Hükümet Konağı'na girdim. Elimizde fenerle köşe-bucak aramaya başladık. Binada, ihtiyar bir adamı, bir köşeye sinmiş vaziyette bulduk. Bu, Hürriyet ve İtilâf Cemiyeti'nin Başkanı, un fabrikatörü Mehmet'miş. Titrek sesle konuşuyordu. Konuklarının, bizden korkup kaçtığını anlatmaya çalışıyordu. Bu arada Mal Müdürü'nün masasında bir makbuz bulduk. Bu makbuzda, şunlar yazılıydı:
'Mustafa Kemal ve avanesinin yakalanıp, katledilmesi karşılığı 6 bin altın lira alınmıştır.'
Makbuzun altında Harput Valisi Ali Galip ile Malatya Mutasarrıfı Halil Rami'nin imzaları vardı. Daha sonra, kasada altı ayrı torbaya konulmuş 6 bin altın lirayı bulduk. Ali Galip, kaçarken parayı götürememişti. Bu para Malatya'ya, belki de İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiserliği'nden gelmişti. Malatya Telgrafhanesi'ne ulaşıp, durumu şifre ile Sivas'a bildirdik. Mustafa Kemal Paşa, kaçakların kovalanmasını emrediyordu. Ama bu emri yerine getiremiyorduk. Kısa sürede Sivas'a dönmem emredildi. Yorgundum, ama çok mutlu idim. Malatya'dan Sivas'a 6 bin adet altın lirayı da götürdüm. Gazi Paşa'nın emri üzerine, bu altı çıkın altını, Heyet-i Temsiliye kasasına teslim ettim. Bu servet, adeta Kurtuluş Savaşı'nın sermayesi olacaktı. Gazi Paşa, paranın miktarını duyunca, gülerek şunları söylüyordu:
'Bu, çok büyük bir para. Bizimkilere, birdenbire söyleme. Çünkü, hayretler içinde kalırlar.'
Doğu Anadolu'da Kürt devleti kurmak isteyenleri işte böyle püskürttük. İngilizler'i de suçüstü ettik. Mustafa Kemal Paşa'yı yok etmek için Hükümet kasasından almaya yeltendikleri büyük serveti ise, kurtuluş uğruna harcadık."
Noel'in kızgınlığı
Türk Kurtuluş Savaşı, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanı ile mutlu sona ulaşıyor, Birinci Dünya Savaşı'nın galipleri ise, Anadolu'da bir Kürt devleti kurma hayaline erişemiyordu.
Mill” Mücadele sırasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da uzun süre konaklayan, "Mill” Mücadele'yi ana karnında boğacağım" diyen İngilizler'in ünlü casusu C.E. Noel ise Türkiye'yi terk etmek zorunda kalırken, Kürtler'e aynen şunları söylüyordu: "Siz, hep Türkleri, bize şikayet edersiniz. Ama onlardan da bir türlü kopamıyorsunuz. Türkleri, için için seviyorsunuz."
Hulusi Turgut
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|