Hesap sormak için..

BELEDİYELERİN "Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik darboğazı"na itildiğine, hizmet görmek bir yana personel ücretlerini ödeyemez hale getirildiğine değinen yazılarımız, bazı okurlarımızda hassasiyet uyandırdı. Bu okurlar haklı olarak, soruna "aynanın sırlı tarafından" baktılar ve bazı itirazlarını vurguladılar. Yüksek Mühendis Necmi Yelkikanat'ın faksı özetle şöyle:

"YÖNETİCİ hatalarının faturasının yurttaşa ödetildiği bilinen bir gerçektir. Korunan, acınan,affedilen daima yöneticiler olmuştur. Altı ay önce halka her türlü sözü vererek onların güvenini kazanan insanlar, halkı aldatmıştır. 5 yıllık hizmet süreleri içinde alacakları toplam maaşın üzerindeki paralarla oy satın aldıkları çok iyi bilinmektedir. Bir çoğu, müşteki olduğu makamda daha önceki dönemde de görev almalarına rağmen, şimdi yine neden göreve talip olmuştur? Bu sorulmalıdır, incelenmelidir.

İNSANLARA hizmet için var olan kuruluşların sorunlarını dile getirirken, bu sorunların görünmeyen boyutu da gözönüne alınmalı. Aksi taktirde sizler de farkında olmadan hatalı fiillerin savunucusu durumuna düşebilirsiniz."

OKURUMUZ kaygı ve eleştirilerinde haklı. Ancak soruna topyekun, "Bu belediyelerin nasılsa hiç bir iş yapacağı yok. Hepsinin köküne kibrit suyu!" mantığıyla bakacak olursak, kendimize de zarar veririz.

SAYIN Yelkikanat "yönetici hatalarının faturasının yurttaşa çıktığını" belirtiyor. Çok doğru. Ama, belediyelerin zayıf düşürülmesinin faturası da yine yurttaşa çıkıyor: Yol asfaltlanmıyor, çukur kapatılmıyor, su kesiliyor, çöp alınmıyor.. Kentler ve insanlar son derece ağır altyapı ve sağlık sorunlarıyla karşıkarşıya kalıyor.

BİZCE, Yerel Yönetimler Reform Yasası" öncelikle çıkmalı. Belediyelerin statüleri netleşmeli; görev, yetki ve gelir kaynakları kalın çizgilerle belirlenmeli; kaderleri Ankara'nın keyif ve insafından kurtarılmalı..

ANCAK ondan sonradır ki, olanak ve yetkilerini yerinde kullanmayıp suistimal eden belediyelerin yakasına yapışıp hesap sorabiliriz.

BUGÜNKÜ darboğazın, hizmet değil çıkar hesapları içinde olanların ekmeğine yağ sürdüğümü de kabul etmeliyiz. "Ne yapalım, tüm musluklarımızı kestiler. Para yoksa hizmet de yok" deyip işin içinden çıkıyorlar; yan gelip yatıyorlar.