kapat

23.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Masallar diyarı Çin


Çin Devrimi'nin 50. yıl kutlamaları, hayalimdeki Çin'e yaptığım geziyi anımsattı. Öyle ki gerçek Çin, hayallerimin Çin'ini gölgede bıraktı.

Çin Devrimi'nin 50. yıl kutlamaları, hayalimdeki Çin'e yaptığım geziyi anımsattı. Öyle ki gerçek Çin, hayallerimin Çin'ini gölgede bıraktı.

Çin! Marko Polo'nun Çin'i... Masallardaki Çin... Kendine özgü biçimde şekillenmiş ulu çam ağaçlarının, krizantemlerin, çekik gözlü, narin endamlı güzellerin; aşağı doğru sarkan bıyıkları, hain bakışlarıyla kötü kalpli adamların, pagodaların, görkemli sarayların, kudretli imparatorların anlatıldığı masallar... Bayılırdım Çin masallarını okumaya ve o masallar için hazırlanmış çizimleri incelemeye.

Yıllar geçti. Gün geldi, Florida'daki Epcot Center'i geziyoruz. Görülecek öyle çok yer var ki... Birden gözüm kırmızı bir tabelaya takıldı. Tabelada, "Çin Pavyonu" yazıyordu. Altında da gidilmesi gereken yönü gösteren bir ok. Anında, annemle kızıma dönüp "Ne olur, Çin pavyonuna gidelim," dedim.

Görüntülü tarih
Bizi yuvarlak bir tiyatro salonuna aldılar. İzleyiciler ortada duruyordu, etrafımızı saran duvarlarsa çepeçevre ekrandı. Işıklar söndü. O heves dolu, beklenti dolu saniyeler... Ve ekran açıldı. Aynı anda davudi sesli bir adam anlatmaya başladı. Çin'in çeşitli bölgeleri, değişik coğrafyalarıyla ekrana yansıyor, tarih ve kültür hakkında bilgi veriliyordu. Bizler de olduğumuz yerde yavaş yavaş dönerek, ekranda beliren görüntüleri takip ediyorduk. Yuvarlak ekran öylesine büyüktü ki sanki biz o anda orada, o muhteşem dağların, çiçek açmış kiraz ağaçlarının, duman duman bulutların arasındaydık.

Hayalin gerçekleşmesi
Fotoğrafların her biri tek kelimeyle birer sanat eseriydi. Kıvrıla kıvrıla yüksek kayaların arasından akıp giden nehirler, görkemli tapınaklar, Buda heykelleri, çayhaneler, Çin bahçeleri... O gün çocukluğumun masal ülkesi Çin'e bir kez daha hayran olmuştum. "Ah, ah! Şu ülkeyi gidip görmek vardı," diye annemle karşılıklı yakındığımızı çok iyi anımsıyorum. Olacak iş değildi tabii.

Oysa yine bir gün geldi ve biz üstelik annemle birlikte, evet, Çin'e gittik! Bundan tam beş yıl önce.

Çin Seddi
Onca beklentiden sonra hayallerimin Çin'i beni hiç mi hiç düş kırıklığına uğratmadı. 5000 yıllık bir geçmişe, müthiş bir kültüre sahipler bir kere. Çok büyük acılardan geçerek bugünlere gelmişler. Ve artık dünyanın en güçlü ülkelerinden biri konumundalar.

O gezide yoğun bir program uygulanmıştı. Çok yorulduk ama çok şey gördük; tam bir kültür gezisiydi anlayacağınız. Benim için gezinin doruk noktası Çin Seddi'ni ve Terra Cotta Soldiers'i (kabaca, "toprak askerler" diye çevrilebilir) görmekti.. Düşünün ki, astronotların uzaydan çıplak gözle dünyaya baktıklarında görebildikleri tek yapı, Çin Seddi. Yanyana iki arabanın sığabileceği genişlikte ve 6.000 km uzunluktaki eşi benzeri olmayan bir duvar. Ve bu tarihi eserin üstünde yürüyor olmak bambaşka bir duygu.

Toprak askerler
Terra Cotta Soldiers'a gelince, dünya arkeologlarını heyecanlandıran ve son yılların en muhteşem kazısı olarak nitelendirilen bir kral mezarı bu. Yerin tam 25 kat altında. O zamanlar, imparator ölünce maiyeti, askerleri, atları ve arabaları onunla birlikte gömülürmüş. Ama bu imparator buna razı olmamış ve askerlerinin, atları ve arabalarının gerçek boyutta heykellerinin yapılmasını ve ölümü hâlinde bu heykellerin kendisiyle birlikte gömülmesini emretmiş.

Bunun üzerine yerin altında 25 katlı bir mezar kazılmış. Heykeltraşlara altı binden fazla heykel yaptırılmış, düşünebiliyor musunuz? Ve imparatorun ordusunu simgeleyen bu heykeller sıralar hâlinde katlara yerleştirilmiş. Atlar, arabalar, silahlar da...

Çin Devrimi
Biraz daha başa dönersek, M.Ö. 220'de Şi Huang Di adındaki derebeyi, diğer beyleri teker teker yenmiş ve hepsini bir bayrak altında toplayarak ülke tarihinin ilk imparatorluğunu kurmuş. Ve kendi adını vererek (Şi) Çin İmparatorluğu olarak anılmasını sağlamış. Bununla yetinmeyip, savaşlar yaparak topraklarını genişletmiş ve bu arada Hunlar'ın akınlarına karşı korunmak için Çin Seddi'ni, daha sonra da 25 katlı anıt mezarı yaptırmış.

Çin gezisinde beni en çok hayrete düşüren, bunca şeyin aynı kişi tarafından yaptırılmış olmasıydı. Düşünsenize, hem koca bir imparatorluğu kuracaksın, hem de asırlar boyu kalacak iki muhteşem eser bırakacaksın.

Şimdi bütün bunları neden anlattın derseniz, "Çin Devrimi'nin 50. yıl kutlamaları, Çin'in bendeki izlenimlerini anımsattı da ondan," diyebilirim ancak.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır