O'nu uğurlarken...
Türkiye'de bir şeylerin değiştiği muhakkak.
Bir meçhul cinayette bazıları nasıl devletin parmağını arıyorsa, devlet de töhmet altında kalmamak için artık canını dişine takıyor.
Aslında iyi bir alışveriş bu... Büyük aşama.
Bir taraf, duyduğu kuşkuyu açık açık söyleyebiliyor, öbür taraf ise geride bıraktığı izleri silmeye çalışıyor.
Kışlalı cinayeti, bunu daha da ortaya çıkardı.
Katiller çabucak yakalanırsa devlet-vatandaş ilişkileri, güvenli bir yola girecek.
*
Ben bu cinayette, asla devletten şüphelenmedim...
Şüphelenenlere de sordum:
- Devlet niye yapsın bunu?
Öyle ya... İyi yetişmiş bir vatan evladına, devlet niye kıysın?
Sonra devletten kastınız ne? Kim devlet?
Hangi kurum? Hangi birim?
Ben böyle şeylere inanmam.
Ama inananları da yadırgamam... Bilakis, devleti daha duyarlı olmaya sevkettikleri için memnuniyet duyarım.
Nitekim devlet, bütün hatlarıyla seferber oldu.
Katil veya katiller mutlaka yakalanacak.
Bari içimizde ukde kalmayacak.
Evet... Değerli hocamız Ahmet Taner Kışlalı'yı geri getiremeyiz ama Devlet Baba'ya tekrar kavuşabiliriz... Hem de bir daha ayrılmamacasına.
*
Faili meçhuller, önceleri tebessümle karşılanıyordu...
Şüphe dalgası, -bıyık altından- manâlı gülüşlerle başladı.
Sonra daha ileri gidildi, Derin Devlet diye bir kavram doğdu.
Sonra daha da ileri gidilip neredeyse -alenen- Katil Devlet damgası vuruldu.
Bunlara hep itiraz ettim. Acımasız örgütlerin işledikleri cinayetleri, devlete yıkmayı aklıma hiç sığdıramadım.
Ama öyle cinayetler oldu ki, içime şüphe düşmedi desem yalan...
Biraz durdum, düşündüm.
Sahiden midem bulandı.
- Acaba mı?
Birkaç cinayet var ki, hâlâ izahını yapamıyorum.
Artık olmaz, bir daha olmaz diye kendimi avutmaya başladım.
Susurluktan sonra da devletin artık asla bir pisliğe bulaşmayacağına kendimi inandırdım. Rahatladım.
Gerçi Yeşil, hâlâ kafamı karıştırıyor... ama, eski sabıkadır, bir daha o günlere dönülmez inancı yerleşti içime.
*
Bu inançtan memnunum.
Devletime güveniyorum.
Kışlalı'nın katilini veya katillerini, benim devletim yakalayacaktır.
Böylece güven ortamı perçinlenecektir. Ve Kışlalı, giderayak, ülkesine bir de böyle bir hizmet verecektir.
Bunu bekliyorum.
Ümitle ve heyecanla bekliyorum.
Ama yakalanacak olan katilleri, bir kanunla hükümetler affedip salıversin diye değil.
Düşünebiliyor musunuz, Uğur Mumcu'nun katilleri vaktiyle yakalansaydı, önümüzdeki günler af'tan faydalanıp serbest kalacaklardı.
Devlet yakalasın, hükümetler salıversin, öyle mi?
Aziz Kışlalı'yı, bugün, bu duygularla yolcu ediyoruz... Eminim ki katillerini Devlet'ten teslim alacağız ama hükümetlerin vicdanına ve iz'an'ına bırakmayacağız.