Bu kez boynunuzu eğmeyin
Sanki aynı filmi tekrar görmeye başladık. Yıllardır "siyasi cinayet" işlenmiyordu. Ahmet Taner Kışlalı'ya yönelik suikast hepimizin kanını dondurdu.
Bu alçak saldırıdan sonra devletin en tepesinden başlayarak kamuoyunda etkin görevde olan herkes yine aynı beylik sözleri söylediler. Halk ekran başında bunları dinledi, gazetelerde okudu.
Peki ya sonra?
Bu defa da aynı oyunun esiri mi olunacak, göz göre göre ülkeyi karanlığa götürmek isteyenlere teslim mi olunacak?
Alçak cinayetin işlendiği andan itibaren özellikle bütün siyasi partilerin lider ve yöneticileri bu korkunç tezgâha geçit vermemek zorundadır.
Bir taraftan demokrasi, hukuk nutukları atarken diğer taraftan oynanan oyunun bir parçası olmamalıdırlar.
Oyun ortada.
Türkiye Avrupa Birliği yolunda önemli adımlar atmış.
Türkiye Bakü Ceyhan boru hattının yapımı için anlaşma imzalamış.
Türkiye, bizi bugüne kadar düşman tutanlara nisbet yaparcasına komşusu Yunanistan'a dostluk kanatlarını açmış.
Türkiye Güneydoğu'yu kana bulayan terörün belini kırmış, liderini dünyanın öteki ucunda yakalayıp getirmiş.
Türkiye demokrasi, hukuk, insan hakları, serbest rekabet konularında daha özgür konuşmaya başlamış.
Türkiye Ermenistan ve Suriye dahil komşularıyla eskiye oranla daha sıcak ilişkiler içine girmiş.
Türkiye ekonomik olarak dünyanın dört bir yanına açılmaya, yatırımlar yapmaya soyunmuş.
İşte bütün bu olumlu gelişmeleri tersyüz etmek, ülkeyi yine kapalı kapılar ardında tutarak diledikleri gibi yönetmek, şekil vermek isteyenlere taviz verilmemeli.
Hükümet, siyasetçiler ve siyasi kadrolar, fırsattan istifade rakiplerini altetme düşüncesini bir kenara bırakıp, bari bu kez tek vücut olmalı ve bu karanlık tezgâhı bozmalıdır.
Tarih tekerrür etmez, oyuna getirilenler yüzünden benzer tezgâhlar uygulamaya konulur.
Bu kez olsun boyun eğmeyin
Bu ne kötü üslup böyle
Ahmet Taner Kışlalı'nın alçak bir suikaste kurban olmasından sonra TV ekranlarına çıkanlar "Sivri bir isim değildi" ifadesini kullandılar.
Yani? Yani "sivri bir isim" olsaydı, bu alçaklığa gerekçe mi sayılacaktı.
Ya da yarın öbürgün "sivri" bir isim öldürülürse "Ama o da sivriydi" mi denilecek?
Bu üslubu kullananların iyiniyetinden şüphe etmiyorum elbette. Bu olsa olsa bir "alışkanlık" eseri. Çünkü koca devlet bile yasadışı bir işini aşağı yukarı aynı üslupla savunmaya çalışıyor.
Adana'daki "yargısız infazı" hatırlayın. Resmi yetkililer "Yanlış eve girildi, terörist sanıldı" açıklamasını yapmışlardı. Yani öldürülen zavallı vatandaş gerçekten terörist olsaydı, ölümü de haketmiş sayılacaktı.
Demokrasi, hukuk, insan hakları derken işte bunu söylemeye çalışıyoruz.
Kimin aklına gelir?
Ahmet Taner Kışlalı aracının üzerindeki pakete dokunmasa bugün hayatta olacaktı belki. Pekçok kişi "Aklına gelmeliydi, polise haber vermeliydi" diyor.
Siyasi cinayetleri neredeyse unutmuştuk. Kimin aklına gelir bir çöp paketine dokunmamak? Kışlalı da herhalde oturduğu siteden birinin bıraktığı çöp paketi sandı. Pekçoğumuz da öyle zannederdik.
Bir düşünün, hepimiz hergün öyle dikkatsiz ve tedbirsiz davranıyoruz ki.
Allah bu alçakları kahretsin.
Çarşamba günkü "Şaşırtacak toplantı" başlıklı yazı iş dünyasında büyük merak yaratmış. Pekçok işadamı birbirini arayarak "önümüzdeki hafta programın nasıl?" sorusuyla birlikte "ağız aramaya" çalışmış.
Bu arada Ekonomi Kulisi yazarı Serpil Yılmaz'ı da arayanlar "Şunun aslını öğrensene" demişler. Nitekim Serpil Yılmaz köşesinde konuya değindi biliyorsunuz.
Ancak anladığım kadarıyla "toplantıyı merak edenler" iki ayrı buluşmayı karıştırmışlar. Çünkü yarın iş ve ekonomi dünyasının ünlü isimlerinin biraraya geleceği bir başka toplantı daha var. Diğer toplantı hafta içinde olacak.
Yarınki toplantı İstanbul'a yakın bir yerdeki "çiftlik evinde" yapılacak genişletilmiş kahvaltılı toplantıya pekçok ünlünün katılacağını öğrendim.
Çiftlik toplantısına katılacak ünlülerin kimi halen aktif siyaset içinde, bazıları da son seçimlerde parlamentoya veda edenler. Diğer katılımcılar ise İstanbul sermayesinin önemli köşebaşlarını tutan işadamları.
Asıl merak edilen toplantı ise salı günü eğer son anda bir değişiklik olmazsa Bülent Eczacıbaşı'nın evinde yapılacak. Tayyip Erdoğan'ın konuk edileceği yemeğe TÜSİAD yönetiminden bazı isimlerle ünlü işadamlarından bazıları katılacak.