kapat

23.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Eşi o anı anlattı
"Daha önce duymadığım bir ses duydum. Tüm dünyam o sesle yıkıldı. Sokağa fırladım. Ahmedim kanlar içinde yatıyordu"

Eşi Ahmet Taner Kışlalı'nın gözleri önünde ölümüne şahit olan Nilüfer Kışlalı, olayın şokunu hala atlatamamış durumda. Bir yandan bebeğini besliyor, bir yandan taziye için gelen dostlarıyla acısını paylaşmaya çalışıyor. Öylesine derin bir üzüntü içinde ki güçlükle konuşuyor, sözcükler düğümleniyor boğazında Nilüfer Kışlalı'nın.

Olay günü eşini öperek arabayı ısıtması için uğurlamış, sonra üst katta bebeğini giydirirken, duyduğu bomba sesinin ardından sokağa fırlamış, kanlar içindeki eşinin üzerine kapanıp "Ne olur ölme..." diye defalarca bağırmış, sonra ambulansa taşınmasına yardım etmiş ve birlikte hastaneye gitmişti. Hayatının en acı anını şöyle anlatıyor Nilüfer Kışlalı: "Tüm dünyam o sesle yıkıldı. Daha önce öyle ses duymamıştım. Pencereye koştum, Ahmedim kanlar içinde yatıyordu. Koştum. Ambulanstayken bizden ayrılmıştı, hissetmiştim."

Nilüfer Kışlalı şöyle anlatıyor: "Onunla çok güzel, çok mutlu 2.5 yıl geçirdim. Şimdiye kadar onun gibi bir insan daha tanımadım. Çok özel biriydi. Bundan sonra da tanıyacağımı sanmıyorum. Tek suçu Atatürk'ü ve ülkesini sevmekti. Sivri bir insan değildi. Neden onu seçtiler, ne istediler, anlamakta güçlük çekiyorum. Sorumlu kimse ortaya çıkarılmalı. Ama, umutsuzum. O, güçlü olmamı isterdi, güçlü olmaya çabalıyorum."

BEBEĞİNE DOYAMADI
Kışlalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle gençlere büyük önem veriyordu. Okuldan sembolik ücretler almasına ve benim (Hayatım yoruluyorsun, artık bırak) dememe karşın, (Bu konferansları birilerinin vermesi gerekiyor) diyerek işine devam ediyordu."

Nilüfer Kışlalı, eşinin odasını elleriyle döşediği daha 29 günlük olan bebeğinin büyümesi için sabırsızlandığını söylüyor. "Sık sık (Nilüfer, bebeğin bana güldüğünü ne zaman göreceğim) diye sabırsızlanıyordu. Bebeğin dinleyeceği müzik kasetlerini dahi belirlemişti. Bebeğine doyamadı. Artık tek amacım kızımı O'nun hedeflediği, istediği gibi yetiştirmek olacak" diye gözyaşı döküyor.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır