kapat

22.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Japon kadını


Brook Shields'e aşık bir Japon Prensi vardı, hatırlar mısınız? Birkaç yıl önce genç, güzel, akıllı ve kariyer sahibi bir kadınla evlendi.

Hâlâ evliler. Mutlular mı, bilinmez. Prenses'e sorsak, gerçekleri söyleyeceğinden kuşkuluyum. Evlenme kararını çok zor vermişti. Geleceği parlak bir diplomat olan genç kadını düşündüren, evlenince mesleğini sürdüremeyecek olmasıydı. Sarayının kadını olacak ve katı kurallarla çevrili bir hayatı yaşayacaktı. Nitekim öyle oldu. Japon İmparatoru'nun oğlunun evlenme teklifini kabul etti. Ve etrafı duvarlarla çevrili koskoca bir sarayın içine hapsoldu.

IPRA Kongresi ve ödül töreni için Tokyo'dayım ya, buraya gelmişken Tokyo'nun görülecek yerleri arasında olan Imperial Palace'a yani Prenses'in evine de gittim. Ama kapı duvardı.

Otobüsten inip, mıcır dolu yaklaşık bir kilometrelik yolu yürüdükten sonra bir kapının önüne geldik. Bekliyoruz ki içeri girelim. Rehberimiz Kazu, içeriye girmenin yasak olduğunu söyledi. Görüp göreceğimiz bir kapıymış. İmparator ve ailesi yılda iki kez kapılarını Japon halkına ve ziyaretçilere açarmış.

Diğer rehberimiz Deniz, (2.5 yıldır Tokyo'da yaşıyor, Japon Dili ve Edebiyatı üzerine master yapıyor) Prenses'in son derece sıkıcı bir hayatı olduğunu anlattı. Saraydan pek dışarı çıkmıyormuş. Ailesini görmeye gitmek için bile 10-15 gün öncesinden yazılı başvuruda bulunuyor, izin aldıktan sonra da, törenle ve kurallara göre gidebiliyormuş.

Şimdi neden yazının başında, "mutlular mı bilinmez" dediğimi anlamışsınızdır.

Japonya'da yalnızca Prenses değil, hemen bütün kadınlar için geçerli bu "kocaya bağlılık" kuralı. Geleneklerine bağlı ülkelerin önde geleni Japonya... Tek amaçları, erkeğe hizmet etmek, onu mutlu kılmak olan geyşaların ülkesi...

Günümüzde geyşalık yaygın değil ama kadınlar açısından durum pek de parlak sayılmaz. Japon kadını için tek gelecek var; evlilik. Bu nedenle çoğu kadın çalışmıyor. Okumasına okuyorlar. Hatta üniversite eğitiminden sonra iş hayatına da atılıyorlar ama evlenir evlenmez işten ayrılıyorlar. Kendileri ayrılmak istemese bile evli kadınlar, "işten çıkarılacaklar" listesinin üst sıralarında yer alıyor. İlk tensikatta işlerinden oluyorlar. Onlar evde çoluk-çocuk ve ev işleriyle ilgilenirken erkekler bütün gün dışarıda.

Japonya'da erkeklerin iş çıkışı hemen eve gitmesi de adetten değil. Bir bara uğrayıp, arkadaşlarıyla içki içmeden eve giden erkeğe pek rastlanmıyor. Evine erken giden erkeğe kılıbık gözüyle bakılıyor.

Bir Japon erkeğinin anlattığına göre, Japon karı-kocalar seks hayatlarında da son derece başarısızmış. Erkekler bütün gün yoğun bir tempoda çalışıp, akşamları da bara gidip içki içtilerinden, seks hayatlarında başarılı olamıyorlarmış. Bu yüzden kadınlar da son derece mutsuzmuş.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır