kapat

22.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
BAYRAKTAR BAYRAKLI(bayraktar.bayrakli@sabah.com.tr )

Toplumun hakkı-IV

Toplumun haklarını saymakla bitirmemiz çok zordur, ama biz size onlardan bir demet sunmaya çalışıyoruz. Bu makalemizde, toplumun canı olan diğer bir hakkı ele alacağız.

Değişim ve yenilenme hakkı- Bilindiği gibi, toplum hakkında üretilen nazariyelerden biri "Bio organik" nazariyedir. Bu nazariye, toplumu insan vücuduna benzeterek sistemini kurmaya çalışır. Felsefede, sosyolojide ve hukuk felsefesinde bu nazariye yer almaktadır. Toplumun işleme tarzını insan bedenine benzeten nazariyenin kökleri çok eskilere inmektedir. Yunan felsefesinden, Farabiye, oradan İbn Haldun'e kadar uzanan bir nazariyenin coğrafyası, batı sosyolojisini de içine almaktadır.

Meseleyi niçin bu noktadan başlayarak ele almaya çalıştığımızı soranlar olacaktır. Madem ki, toplumun yapısı ve bu yapının işleme şekli insan vücuduna benziyor, öyleyse insan bedenindeki yenilenme ve değişim, toplumda da olmalıdır.

Toplumsal yenilenme ve değişim, sperm ve yumurtanın döllenmesinden sonra insan yavrusunun geçirdiği evrelerdeki değişim gibi toplumda da değişim ve yenilenmeler olmalıdır. Bir toplum, kendini yenileyemiyor ve değişim göstererek çağa intibak edemiyorsa ölümü mukadderdir. Toplumun canı yenilenme ve yenilenmenin getirdiği değişimdir. Bahçemizdeki meyve ağacı baharda çiçek açmaz ve sürgüsünü sürmezse, siz onu yaşatmazsanız; onu kesip ateşe odun edersiniz. Çünkü o ağaç, baharda kendini yenileyemedi, bahar mevsimine ayak uyduramadı.

Çağlar da bahar mevsimine benzer. O mevsimde çiçek açmayan ve filizini sürmeyen toplumlar yaşama hakkını kaybeder, kesilip medeniyetin sobasına odun olur. Çağ mevsimi toplumlardan çiçek arar, filiz arar ve yeni ürün arar. Bunları yapacak olan yenilenme ve değişimdir. Geçmiş çağın yırtık elbisesini çıkarıp, yeni çağın elbisesini giymeyi şart koşar. Yırtık elbiselerle, çok üstün bir toplantıya katılamadığınız gibi, yırtık bir toplum anlayışı ile de medeniyet topluluğunda yerinizi alamazsınız. O yırtık beyin ve gönülle, o yüce toplantıya girmeye utanırsınız. Demek ki, yenilenmemek, değişimi yapmamak bir utanç olarak toplumun yakasına asılır.

Beyin yeniliyor
Toplumu yenileyecek ve değiştirecek olan insanın beyni ve çalışmasıdır. "Arkasında bir duvar ve önünde bir duvar olan..." (Yasin, 9) beyin, bu yeniliği ve değişimi nasıl yapacaktır? Yenilenme ve değişim beyin çilesi ister. Beyin ve gönül denen mabedin içinde, düşünme ibadetini işler. Düşünemeyen beyinler, yeniliğin ve değişimin ufuklarına uçamazlar.

Düşünceyi gruplara ayırmakta yarar vardır: Dini düşünce, siyasi düşünce, ilmi düşünce ve nihayet insani düşünce olarak sıralanabilir. Toplumu yenileyecek ve onun hakkı olan değişimi gerçekleştirecek insanlar, doğmaların ve ideolojik düşüncelerin zincirini kırmalı ve kendilerini o duvarların içinden çıkarmalıdırlar.

Din adamları, din adına düşmanlığı değil, sevgiyi, bilgiyi ve ilahi nuru insanların gönlüne akıtırlarsa, orada yeniden yeniye koşan ve değişimin iyiden yana akmasını temin eden oluşumlar meydana getireceklerdir. İlahi düşüncenin insan beyninde ve gönlünde atılımdan yana fırtınalar estirmesinin teminine çalışmalıdırlar.

Siyasiler, toplumun yenilenmesi ve değişmesi için projeler üretmelidirler. Kavga etmekten fırsat bulamayan, toplumun iyiden yana değişimine katkıda bulunmayan siyasiler toplumun hakkını çiğniyorlar. Uzun vadeli düşünen, ufku geniş siyasiler, toplumun yenilenme ve değişim hakkını yerine getirmek için kalıcı porjeler üretirler. Siyasi düşünce üretecek insanı yetiştirmek çok zordur ve bu bir toplum için olmazsa olmazı teşkil etmektedir. Çünkü siyasi düşünce ilmi, insani ve dini düşüncenin harmanını yapıp topluma can veren düşüncedir. Meselelere ufki bakan; toplumu gruplara ayırmadan kucaklayan ve siyaseti sevgiye dönüştüren düşüncedir.

İlmi düşünce taklidi kaldıran, yeni ürünler veren, insan hayatını kolaylaştıran ve toplumu derinden yenileyip değiştiren düşüncedir. Zaman zaman siyasi düşünceye yön veren, teknolojiye ışık tutan, tabiatın ve insanın sırlarını deşifre eden düşüncedir. İnsan beynini ve toplumu cehenneme çeviren taklidi katleden, toplumu çağa doğru yücelten ve toplumu cennete çeviren düşüncedir.

Kamil insan kimdir?
İnsani düşünce, beyin ile gönlü birleştiren ve bütün insanlığı kucaklayan düşüncedir. Bütün insanların kardeş olduğunu ve bu kardeşliğin, kirlenen insan ilişkilerini değiştireceğine inanan düşüncedir.

Şimdi bir soru soruyoruz: Kimdir kamil insan? Rahman Sžresinin 29. ayetine göre; "Allah, her an yeni bir iştedir" Kamil bir fert ve kamil bir toplum Allah'ın bu uygulamasını gerçekleştirmelidir. Her an yeni bir işte olan fertlerin toplumu durmadan yenilenecek ve durmadan değişecektir. Kendi uygulamasını gördüğü bu insanları Allah da, yüceltecektir. Bütün bu düşünceler, değişimin müjdesi olan baharın cemreleridir. Aklın ve düşüncenin önündeki engelleri kaldırmazsanız, bu cemreler düşmeyecek ve bahar gelmeyecektir.

Çözün şu aklın ayağındaki prangaları, dinamitleyin düşüncenin önündeki duvarları, boğazlayın bağnazlığın zehirli yılanlarını, yıkın geri kalmışlık şeytanının tapınağını, akıtın bilginin nurunu ve akıtın ilahi rahmetin damlalarını da yenilensin insanlık ve yontulsun kabalıklarımız.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır