kapat

22.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Soyut Emlak'ın sahibi Bülent, o para boğazında kalır İnşallah!...

Bağdat Caddesi Göztepe'deki Soyut Emlak'ın sahibi Bülent, yaşadığımız Marmara depremiyle ulusça yitirdiğimiz vatandaşlarımız için halen içimiz kan ağlarken, bir yandan da tek yürek olarak yaralarımızı sarmaya çalıştığımız bugünlerde ne yazık ki senin gibi akbabalar çıkıp, depremzede vatandaşlarımızdan yararlanmaya kalkıyorlar.

Bundan 20 gün öncem, depremde evi yıkılan annesi için Erenköy'de bir ev tutmak için size gelen Tarkan Beytor'a, aylık kirası 150 milyon olan bir daire gösterip, 1000 Mark depozitoya anlaştınız. Bu arada kapora olarak da 100 milyon para aldınız. Adamcağız bir oh çekerek taşınma hazırlıklarına başladı. Ama siz 2 gün sonra adamı arayarak, ev sahibinin kirayı beğenmediğini ve ancak 200 milyona verebileceğini söylediniz. Tabii arada anlaşmazlık çıktı. Tarkan bey size, bu evin kirasını zaten alacakları deprem yardımından ödeyeceklerini ve takatlarının daha fazla olmadığını belirtti.

Bundan sonrası ne olur?... Ya aldığınız kaporayı iade edip, olmadı dersiniz veyahutta ev sahibi ile anlaştırıp, arayı bulursunuz. Ama siz böyle mi yaptınız... Hayır, kolayına gittiniz ve o daha önceleri de bu konuda hakkında yazı yazdığım emlakçılar gibi kötü huyunuzu sürdürdünüz ve kiracının 100 milyonunu cebe attınız. Ve Tarkan beyi hala süründürüyorsunuz.

Ne laf anlamaz adamlarsınız be!... Söyle bakalım, o 100 milyonu neyin karşılığında aldınız?... Hangi yüzle telefonlara çıkıyorsunuz ve adama ne cevap veriyorsunuz?... Bu yaptığınıza düpedüz dolandırıcılık derler. Üstelik de bir depremzedeyi çarpıyorsunuz. Utanın, utanın... Bu yüzle sokağa çıkabiliyor musunuz?... Yoksa suratınızın derisi mi çok kalın?...

Yıldız Parkı ne hale geldi!
Hadi bırakalım sultanların, sadrazamların, paşaların devrini... O devirleri tabii ki yaşamak istemiyoruz. Ama onların zamanında yaptırarak, İstanbul'a hediye ettikleri Yıldız Parkı'nın son zamanlarda ne hale geldiğini biliyor musunuz?... Adeta bir rezalet!... Şu anda Belediyenin mi, Sarayların mı, yoksa Vilayetin mi denetimi altında bilmiyorum ama İstanbul'a hayat veren yeşillikleri, havuzları, saraylarıyla ünlü olan bu parkı bir yetkilinin bugünlerde muhakkak gezip, görmesini arzuluyorum.

İstanbul'un göbeğinde bir güzellik abidesi olan Yıldız Parkı bir mezbelelik içinde!... Ne temizlik var, ne bakım, ne de disiplin... Ağaç altlarında fuhuştan tutun da, caddelerinde polis otomobillerinin zırt-pırt süratle seyredip, orayı otopark haline getirmeleri içler acısı... Zamanında bu parktaki havuzlarda yeşilbaşlı ördekler vardı. Bembeyaz çiçek açmış nilüferler arasında salına salına yüzerlerdi. İstanbullu bir nefes almak, biraz dağıtmak, gezinmek için buraya koşardı. Ama şimdi ne gezer, kapısından bile geçmiyorlar. Anlaşılan o canım Yıldız Parkı'nı da kaybediyoruz. Daha doğrusu el birliği ile öldürüyoruz. Bakalım bu konuyla kim ilgilenecek de, bana açıklama yollayacak.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır