Denktaş'ın görüşlerini size yansıtmadan önce, bir defa daha vurgulamak isteriz ki, ABD, Kıbrıs sorununu ancak Denktaş'la çözebilir.. Ayrıca, Denktaş'ın 50 tane Klerides edeceğine inandığımız için o cümleyi kullanmıştık.. Bunu da kendisine özenle bildirmek isteriz..
Şimdi gelelim Denktaş'ın özetlediğimiz görüşlerine:
"...Taviz veya talepleri törpülemek, görüşmelerde eşitlik sağlandığı takdirde gündeme gelir.. Al-ver egzersizi iki eşit varlık arasında mümkündür. Biz masaya oturmak için bu eşitliği sağlamaya çalışıyoruz. Mal-mülk mübadelesi ilke olarak kabul edilmişti. Buna ek olarak, AB'ye müracaat, uzlaşmadan sonra yapılır ve iki toplumun ayrı referandumu ile kararlaştırılır ilkesi de kabul edilmişken, Rumlar bu temeli AB'ne tek yanlı müracaatla ortadan kaldırmıştır. Şimdi herkes bizi müzakere masasına Rumlar'ın AB'ye üyeliğini kabul etmemiz önkoşulu ile davet etmektedir. Bu, 1960 anlaşmalarında bize ve Türkiye'ye verilmiş olan temel hakları ortadan kaldırmalarını desteklememizi talepten başka bir şey değildir. Masada kabul edilmiş diğer temel ilke 36 yıl olmazsa olmaz dediğimiz husus olan 1960 garanti sisteminin aynen devam etmesidir.. Şimdi çok uluslu güç, NATO gücü gibi formülleri görüşmeye davet ediliyoruz. Sonra da önkoşulsuzluktan bahsediliyor.."
Denktaş daha sonra kendilerini adanın tek hakimi sanan Rumlar'la al-ver egzersizi yapmanın başka, eşit şartlarda masaya oturmanın başka şeyler olduğunu belirttikten sonra şöyle devam ediyor:
"...Masaya otururken kimliğimizin, eşitliğimizin kabul edilmesini istiyoruz. Al-ver egzersizinin başlayabilmesi için tarafların birbirlerine, senin olandan şunları verirsen, benim olandan şunları veririm, pozisyonuna getirilmelerini bekliyoruz. Eşitliğimiz kabul edildiği takdirde görüşmeler ada dışında olabilir. Ancak bize, Kıbrıs hükümeti vardır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yoktur ve bu esaslar çerçevesinde müzakere edeceksiniz diyenlerin çağrısına uyarak ada dışına çıkarsak, temel haklarımızı, egemenliğimizi, KKTC'nin varlığını masaya getiremeyeceğimiz durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Masaya oturmak için pazarlık, bir haktır. Klerides masaya oturmak için ön pazarlığını yapmıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin varlığının kabulü, AB'ye girişin esas hedef olacağı, garanti sisteminin NATO ile sulandırılacağı, mal-mülk değişimi ve egemenlik konusunu tartışmayacağı gibi ön koşullar, BM Güvenlik Konseyi kararları esas alınır, görüşmeler o çerçevede olur önkoşulu ile cebinde durmaktadır. Güler yüzle, ben her şeyi yüz yüze görüşmeye hazırım demesinin nedeni budur. Biz bu ön koşulların ortadan kalkması için uğraşıyoruz..."
Evet, Rauf Denktaş'ın görüşleri özetle böyle.. Biz tabii ki, Rumlar'ın istedikleri çerçevede bir müzakere sürecini savunmuyoruz. Bu aklımıza bile gelmez. Biz müzakerelerin başlamasını ve cevapların masada verilmesini istiyoruz. Hepsi bu.. İsteklerin törpülenmesi gerektiğini de bu çerçevede belirtiyoruz. Yalnız Denktaş'ın bir cümlesi dikkatimizi çekti. Ada dışında görüşme olursa, bazı istekleri masaya getiremeyeceğimiz durumlarla karşılaşma olasılığından söz ediyor..
Soruyoruz:
"Denktaş'ın konuşmasını ve bu konuşmasında görüşlerini masaya getirmesini nasıl engelleyecekler ki? Başına silah mı dayayacaklar?"
Engelleyemezler sayın Denktaş, engelleyemezler.. Daha önceki görüşmelerde nasıl engelleyemedilerse, yine engelleyemezler. Yeter ki siz kararınızı verin..