METE TANSU
Kimi için uzun gecelerin son durağı, kimi için vazgeçilmez bir damak tadı işkembeciler. Çorbadan beyin salatasına, kokoreçten arnavut ciğerine kadar bir çok lezzet sunuyorlar. Zaman zaman "sağlıksız" damgası vurup burun kıvırsak da, işkembecilerin gerçekten dört dörtlük olanları var. Öncelikle mutfakları temiz, servisleri başarılı. Gelelim yemeklere...
İşkembecilerin bazıları bazıları koyun, dana işkembesi ve dana paçasını aynı kazanda kaynatıyor. Bazıları ise tadların birbirine karıştığı gerekçesiyle ayrı ayrı. 3-6 saat haşlanan işkembe ufak ufak doğranıyor. Büyük doğrandığında adı "tuzlama" oluyor. Bir de "dana paça" var. Ama makbul kısım "damardan tuzlama." Bir işkembeden ancak 3-4 porsiyon çıkıyor.
Ustaların tümünün birleştiği nokta, işkembenin terbiyesiz daha iyi olduğu. İşkembeyi kimyasal maddeyle temizleyenlerin terbiye yaptığını, ama bunun tadını bozduğunu söylüyorlar. Müşteri yine de isterse, boyunları kıldan ince!
İşkembe çorbasının servisi sırasında önce tanelerin, sonra suyunun tabağa konması önemli. Sarımsak ve sirke unsurunu unutmamak gerek. İşkembenin eklem kısmı olan şirdenden de çorba yapılıyor.
Adı işkembeci diye sadece işkembe çorbası yemek zorunda değilsiniz tabii. İşkembecilerde çorba haricinde en çok rağbet gören yemek tandırda kelle. Kellenin en makbulü koyun kellesi. En leziz yeri ise yanakları. Üzerine kekik, acı biber ekilerek servis yapılıyor. Bunların yanı sıra kokoreç, beyin salata, arnavut ciğeri gibi çeşitleri bulunuyor. İşkembe salonlarının gelenksel tatlısı ise zerde.