AÇIL SEZEN
Hepimiz Kara Kartal'ın Şifo'su olarak tanıdık onu. Futbola başladığının dördüncü senesinde Beşiktaş'a transfer oldu. Tabii o zamanlar K.Maraş gibi bir yerden Beşiktaş'a gelmek kolay değildi. Ama gelir gelmez gösterdiği üstün performans, onu siyah beyazlı tribünlerin sevgilisi yaptı. Yıllarca attığı ve attırdığı gollerle, efendi kişiliğiyle herkesin gönlünde taht kurdu. O, şu anda futbol hayatının ikinci baharını yaşayan Mehmet Özdilek. Ancak Şifo'nun, çoğu kimsenin bilmediği bir kimliği daha var: O aynı zamanda bir turizmci. İkibuçuk yıl önce kurduğu Destina adlı turizm şirketi, onun hayallerini süsleyen otelin kapısını açacak belki de. Şifo Mehmet ile futbol ve iş dünyasının kesişme noktalarını konuştuk.
Futbol ve iş hayatı nasıl kesişti?
Ben iş hayatına atılalı henüz 2.5 sene oldu. Turizm mezunu olan kuzenim geldi ve bir şirket kurmak istediğini, benim böyle bir konuya nasıl baktığımı sordu. Ben de olabileceğini söyledim ve harekete geçtik. Şu anda şirketin başında değilim, kuzenim ve kardeşim var. Önce Ankara'da açtık, çünkü kuzenim orayı biliyordu, 4 ay önce de İstanbul şubesini faaliyete geçirdik.
Neden turizm?
Takımla sürekli yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerimiz oluyor, ondan belki de, turizme bir yakınlığım var. Zaten kimseye söylemedim bugüne kadar, en büyük hayallerimden biri otel sahibi olmak. Kuzenim de bu işi bildiği için, belki bana otel almanın yolunu açar diye düşündüm!
Futbolun kurallarıyla iş hayatının kuralları arasında ne gibi farklar var?
Ortak nokta, yaptığın işi sevmek ve profesyonelce yapmak. Futbol dışardan baktığınızda keyifli bir iş gibi görünüyor. İki saat koşturup, çok para kazandığımız söyleniyor. Ama aslında olay böyle değil. Çok büyük bir kitleye hitap ediyorsun. Bakış açısı günlük. Yenildiğiniz zaman bütün hafta moraller bozuk, yüzler asık. İnsanların memnun edilmesi de çok zor. İş hayatında çok tecrübeli değilim, ama futbolla kesiştikleri noktalar çalışmak, dürüst olmak ve işi sevmek.
İş hayatına atılan eski futbolcuların (Ali Gültiken, Sabri Dino gibi) başarısız olduklarını gördük. Sen nasıl başarılı olacaksın?
Bir işin başında durmadığın zaman zor yürüdüğünü biliyorum. Ama ben futbol hayatımda da sorumluluktan korkmadım. Liderlik en önemli vasıflarımdan biridir. Savaşmaktan çekinmem ve durum kötüye gittiği zaman bırakıp kaçmam. Daha çok üzerine giderim. Bunların tümü, iş hayatında da böyle. İşin sana ne getirdiğini, ne götürdüğünü iyi ayarlamak gerek. Kaçmam diyorum, ama bir aile şirketi gibi çalışıyoruz ve sürekli zarar ederek körü körüne de gitmem. Noktayı koymayı bilirim.
Turizmden önce futbol dışında bir işle uğraştın mı?
Ben futbola çok geç başladım. 16 yaşına kadar maçlara arkadaşlarımın zoruyla giderdim. Gezip tozmak daha keyifli gelirdi. O dönemde fotoğrafçı dükkanında çalıştım. Film yıkamaktan düğünlerde fotoğraf çekmeye kadar her işi yaptım.
Turizmdeki sıkıntılar seni nasıl etkiledi?
Olumsuz etkiledi tabii. Biz yeni yeni ayakta durmak isteyen bir şirketiz. İyi hizmet vermeyi hedefliyoruz, bir de dürüst olmayı. Ankara'da iyi ilerledik, İstanbul'daki gelişmeyi ise turizmdeki kriz biraz erteledi. Ama tabii ekip çok önemli, bizim de iyi bir ekibimiz var.
Başka sektörlerde yatırımların olacak mı?
Çok değişik dallara girmek istemiyorum. Turizmi seviyorum. Bu alanda büyüyebildiğim kadar büyümeyi düşünüyorum. Bunun sonu nereye varır bilmiyorum, ama dedim ya, otel sahibi olmak istiyorum.
Futbolu ne zaman bırakacaksın?
Ayaklarım sahada topa hükmedebildiği sürece oynamayı düşünüyorum. Bu konuda ne istediğimi de bilmiyorum, ama şampiyon olmadan bırakmayacağımı söyleyebilirim.
Şampiyonluk bu sezon gelirse, futbol da bu sezon bitebilir mi?
Her an her şey olabilir. Bıraktıktan sonra da kendimi futboldan fazla sıyırmak istemiyorum. Çünkü futbolun en iyi yaptığım iş olduğunu biliyorum. Ama hoca mı olurum, menacerlik mi yaparım bilmiyorum.
Belki de köşe yazarı olursun...
Ondan ziyade televizyon yorumculuğu olabilir. Ekranla pek bir sorunum yok. Belki de kendim bir TV programı yaparım. Neden olmasın?
Kazandığın parayı neye yatırıyorsun?
Gayrimenkule. Emeğimin karşılığında beni ve ailemi iyi yaşatabilecek kadar para kazandım. Bunu da en sağlam yatırım aracı olduğu için gayrimenkule yatırdım.
Beşiktaş gibi büyük bir takımın lideri olmak nasıl bir duygu?
Lider olduğundan dolayı insanların beklentileri her zaman daha yüksek. Takım kaptanı için hiçbir şeyin sürpriz olmaması gerek. Yani asla demoralize olamazsın. Yönlendirme ve inisiyatif alma yeteneği de olmalı.
Sence sen nasıl bir lidersin?
'Erişilmesi güç' dermişim! Her zaman moralini yüksek tutmaya çalışan, arkadaşlarıyla yakından ilgilenen bir liderim. Yönetimle futbolcu arkadaşlarım arasında köprü vazifesi görüyorum. Sorumluluğu seven, yenilsek de başı sahadan dik ayrılan bir kaptanım.
Ya eksiklerin?
Yıllardır yaşadığım en büyük eziklik, bir yabancı dili yüzde yüz bilememem. Ama bu eksikliğin üzerine gideceğim. Türkiye'de futbola nokta koyduktan sonra yurtdışında bir takımda bir yıl oynayıp o sırada yabancı dilimi de geliştirmek istiyorum. Bunun için ABD'de ciddi araştırmalar yapıyorum.
Yani sezon sonu seni elinde kupayla ABD'ye giderken görebiliriz...
Evet. Bu işi çok ciddiye alıyorum. ABD'de bir takımda oynamak istiyorum. Ama tabii kaderin insanı nereye götüreceği belli olmaz.
Başkan Seba ilerde senin Beşiktaş'a başkan olabileceğini söylüyor...
Olabilir. Benim için olmaz diye bir şey yok. Ama tabii başkan olmak kolay değil. Bunun için büyük bir birikim lazım. Çok yakın bir plan değil.