Sokrat benzetmesi
Abdullah Öcalan temyiz duruşmasına gönderdiği 30 sayfalık savunmada kendini Sokrat'a benzetti ve "Sokrat'tan daha trajik yargılanmaktan korkuyorum" dedi
İmralı adasında yapılan yargılamada Ankara 2 Nolu DGM tarafından "ölüm" cezasına çarptırılan PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ın temyiz duruşması, Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'nde dün yapıldı. Temyiz kararı 25 Kasım tarihinde yapılacak duruşmada açıklanacak. Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen duruşmada Öcalan'ı, avukatları Ercan Kanar, Doğan Erbaş, İrfan Dündar, Niyazi Bulgan, Kemal Bilgiç ve Hamza Yılmaz savundu.
Şehit yakınlarının protestoları altında gerçekleşen duruşmada söz alan sanık avukatları, İmralı adasında yapılan yargılamada, adil yargılama kriterlerine uyulmadığı, savunma haklarının çiğnendiği, karar gerekçesinin yetersiz olduğu, kararın ve yargılamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu iddialarında bulundular. Avukatlar, Öcalan hakkında verilen kararın bozulmasını talep ettiler. Avukatlar ayrıca, Öcalan'ın verdiği mesajlarla terör olaylarının durmasında önemli rol oynadığına dikkat çekip ceza indirimini öngören TCK'nin 59'uncu maddesini uygulama koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, kararın bu gerekçeyle de bozulmasını istediler.
Sanık avukatları Öcalan tarafından kaleme alınan 30 sayfalık bir savunmayı da okudular.
ÖCALAN'IN SAVUNMASI
İşte Öcalan'ın, 30 sayfalık temyiz savunmasından inciler:
- Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Yargıtay Başkanı'nın yargı yılı açılış konuşmalarının, demokratik cumhuriyet ve anayasa konusunda herkese yüklediği görevlerin daha ağır sorumluluğunun üzerime düştüğü yönündeki kanım güçlenmiştir.
- Son Marmara depremi ve yıllardır düşük yoğunluklu savaşın ortaya çıkardığı gerçeklik, "devlet artık değişmelidir" tarihi yargısı oldu.
- Başbakan Ecevit'in hediye olarak ABD'ye götürdüğü Fatih Sultan Mehmet'in, din, kültür konusunda halkların özgürlüğüne ne kadar önem verdiğini gösteren fermanı takdim etmesi özü itibariyle günümüzde de aradığımız bir anlayıştır.
- Uzun yıllar "Neden şehirli bir Türk gibi doğmadığıma" pişmanlık duydum. Bu tehlikeli bir antidemokratizmin saçtığı zehirdir.
- Yargıtay Başkanı'nın konuşması bana göre demokratik hukuk manifestosu niteliğindedir. Kendi eylemini ve sonuçlarını bu manifestonun dipten zorlayan en temel etkeni olarak değerlendiriyorum.
- Yargıtay Başkanı 2000 yılına Sokrat'sız girmenin büyük bir eksiklik olduğunu söyledi. En büyük korkum, eylem yönüne ilişkin suçlamalar ne kadar kapsamlı olursa olsun düzenin yerleşik tanrılarına inancı yıkmak kadar özgürlüğün meleklerine yol açmamdan ötürü, Sokrat'tan daha trajik yargılanmam ve karar konusu olmam söz konusudur. Böyle bir başkanın ve onun yargıçlarının bu davada taraf olmamalarını dilerdim.
|