"Onlarla maça da gidersin bara da."
Cevher İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun olduktan sonra bir gazete ilanı ile borsacı olmuş. Artık bu piyasayı bırakamıyor. "Çok heyacanlı bir piyasa" diyor. "Bono piyasası gibi değil bir çok bileşeni var ve hepsini bilmek, hakim olmak zorundasın.

Yabancılarla günün her saati iç içe çalıştığı için yurtdışı sermaye piyasalarındaki gelişmeleri yakından izliyor. Ve Türkiye'nin daha yolun başında olduğunu biliyor. Cevher farkları şöyle özetliyor:

"Ben daha önce yurtiçi müşterilere bakıyordum. Ancak gördüm ki bu iş beni geliştirmeyecek. Gerçekten sermaye piyasalarında bir yatırımcı gibi işlem yapan insanlarla çalışmak istedim. Bu yüzden yabancılarla işlem yapan bölüme geçtim. Bugün Türkiye'de yerli müşterilerle yabancı müşterilere verilen hizmetler arasında dağlar kadar fark var. Yabancı her şeyi kitabına uygun istiyor. Adam, "şu oyuncu şu kağıda girecekmiş" gibi bilgilere prim vermiyor. Ama yerli müşterilerle ilişkilerde böyle olmuyor. Onlar daha çok dedikodu bilgisi istiyor. Böyle olunca sen de mesleki olarak gelişemiyorsun. Ancak ben Türk sermaye piyasasının gelişeceğine inanıyorum. Bir gün bizim piyasamız da yabancılarınki gibi çalışacak."

Cevher'e kişisel yatırımlarını nasıl değerlendirdiğini sorduk. Bir apartman dairesi aldığını ve halen bankaya kredi borcu ödediğini söyledi. Banka borcu olduğu için de pek tasarruf yapamadığını söyledi.

Borsacı olmadan önce bir yıl THY'de stewart olarak çalışmış. Uçmak en büyük tutkusu. En büyük amacı da uçuş brövesi alabilmek.