kapat

07.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


İleri gittin Erman!..

Televizyonda izlerken kanım dondu.. Bir insan kişisel nefretlerine koskoca bir yayın kurumunu nasıl böyler alet eder, nasıl ekran başındaki yüzbinlerce gence aşağılık kompleksi ve umutsuzluk aşılayabilir?..

Ve o televizyonun sunucusu, bu kadar kötü, bu kadar çirkin bir mesajı nasıl ağzına tıkamaz?..

Cine5'in milli maç için yaptığı duyurulara, bir de senin hem de hiç alakası olmayan Fener-MTK maçından sonra lafı ille de getirip söylediklerine bak da utan biraz..

Erman Toroğlu'na sözüm!.

İki büyük takıntısı var hayatta..

Galatasaray ve Mustafa Denizli..

Mustafa Denizli'den nefretini biliyorum. Onun yönettiği bir maçtan sonra "Hakemi de yendik" demişti.. Erman bu lafı affetmemiş ve o yıl, lafından çıkmayan hakemleri kullanarak Galatasaray'ın şampiyonluğunu engellemişti. Ama nefretini kesmedi bu..

"Denizli" denince hala tüyleri ürperiyor ve her fırsatta saldırıyor.

Galatasaray'dan neden bu kadar nefret eder, onu bilmem.. Belki de ayni olaydır.

İnsan istediğinden nefret eder, ona karışmam.

Ama bu nefretini eğer televizyonda kusarsan..

Hele hele, çok ama çok kritik maçlara hazırlanan milli takımı ve Galatasaray'ı bu kadar küçültür ve aşağılarsan o zaman birilerinin çıkıp "Dur bakalım" demesi gerekir..

Bak Erman Hoca..

Kendi komplekslerini sakın ola, milli takımın ve Galatasaray'ın futbolcularına aşılamaya kalkma..

Milli takım, Avrupa Şampiyonası elemelerinde şu ana kadar onuru ile mücadele etti. Devam da edecek..

Hiç kimseden aşağı değiliz. Hiçbir komplekse kapılmadan mücadele ediyoruz. Yıllarca küçük takımın savunma adamı olmanın ruhuna çaktığı komplekslerini kendine sakla.. Milli takımı aşağılama..

Galatasaray'ın adını arıyorsan eğer, FİFA, UEFA'nın, Avrupa medyasının listelerine bak.. O zaman belki az biraz yüzün kızarır.. Kızarmaz ya..

Galatasaray, sadece Avrupa'nın değil, dünyanın en iyi kulüp takımlarından biri.. Bunu dünya medyası kabul etti, ama Galatasaray nefretin öyle büyük ki, onu aşağılamak, yaralamak, kaybettirmek için elinden gelen her şeyi yıllardır yapıyorsun. Galatasaray'a zarar vermek için Cine5 yayınlarını nasıl kullandığını bu camia unutmadı. Unutmaz.

İyi biliyorum ve yakından tanıyorum seni.. Şimdi "Ben dememişdim" diye yeniden ekranlara çıkmak için milli takımın ve Galatasaray'ın bozguna uğrasın diye dua ediyorsun..

Takımların büyüklüğünü skorlar belirlemez Erman.. Chelsea'ye 5-0 yenildi ama Manchester hala dünyanın en büyük takımlarından biri.. Genel durum belirler..

Milli takımın da Galatasaray'ın da yıllardır sürdürdüğü çizgiye bakarsan eğer, komplekslerinin, kin ve nefretlerinin seni nasıl körleştirdiğini belki fark edersin.

Bir haller oldu sana, Show'da Şansal seni koyvereli..

Kendini tanrı sanıp, herkesin haddini çizmeye başladın.. Milli takımdan başlayarak Türk takımlarını "Haddimizi bilelim" diye aşağılamak sana müthiş keyif verir oldu.

Bu ülkede haddini bilecek tek kişi var Erman..

O da sensin..

Haddini bil, elini, dilini Milli Takımdan ve Galatasaray'dan çek!..

Ateş olmayan yerde..
Seyirciyi eşek yerine koyma konusunda özel teşebbüs ile devlet yarış halinde.. Futbolu kaybeden Cine5 basketle devreye girdi ama, gözünü çıkardı. Fener-MTK maçı öncesi, Ülker'in Avrupa maçını son dakikada kesmesi tam bir yayıncılık cinayeti.. Bana yağan faksları Erol Aksoy'un da görmesini isterdim..

Ardından TRT çıktı ortaya.. Dünya Greko-Romen Şampiyonası'ndan canlı yayın ilan etti. Meraklısı TRT 3'ün başında toplandı.. Cartt.. Kesildi. Telefona sarılanlara TRT yetkilileri "Türk güreşçisi kalmadı da.." diye akla hayale gelmez bir özür beyan ettiler..

Sıkı mı, TRT Dünya Futbol Şampiyonası Finallerini "Türkiye kalmadı" diye kessin. Böyle yayıncılık, böyle spor anlayışı olur mu?. Böyle olimpizm olur mu?.. TRT'si bu kafada ülke Olimpiyat yapma hakkına sahip olur mu?..

TRT spor servisi sorumsuzluk üzerine sorumsuzluk gösterisi yapmak için her fırsatı kullanıyor..

* * *

Cengiz Alpman "Ekmek Arası" diye çok şirin bir köşeye başlamış..

Bir av hikayesi naklediyor.. Ben de ondan edeyim..

Temel'le Dursun hamsi avından bıkıp kuş avına çıkmışlar..

Bu işte pek acemiler ya.. Dursun kuşu vurmuş.. Temel'in kuşunu..

Derhal doktora.. Doktor saçmaların delik deşik ettiği kuşa bakmış..

"Benim bir kardeşim var. Sen hemen ona git" demiş.

"Kardeşin kuş uzmanı mı?" demiş Temel merakla..

"Hayır" demiş doktor.. "Kavalcı.. Ona gidersen parmaklarını deliklere nasıl koyacağını gösterir. Yoksa suratına işersin.."

* * *

Galatasaray'ın yurtdışı deplasmanlarında bilet bulmak sorun.. Bir yığın da dedikodu.. İşin aslını Genel Müdür Sinan Kalpakçıoğlu'ndan öğrendim.

Chelsea maçına kadar biletleri tur firmalarına, aldıkları fiyattan aynen devretmişler. Bu son maçta sadece gişe fiyatını 100 dolara yükselten bağış almışlar. Tepkiler üzerine vaz geçmişler, artık bağış yok.

Hertha Berlin maçı için bilet isteyen gurbetçiler için iki yol var. Türkiye'deki kulübün resmi tur şirketi Duru turizme baş vurmak, ya da, maç günü stadda açılacak Galatasaray özel gişesinde sıraya girmek.

Kuyruğa bağlamak üzerine..
Rıdvan Dilmen beni kuyruğuna bağlayacaktı, Fener'i şampiyon yapıp.. Öyle demişti..

Şimdi Ortaköy'de bekliyorum..

"Haklıymışsın ağabey" deyip yanıma oturmasını..

Şaka ile karışık "Kasımı bulmaz, arkasına teneke bağlarlar" demiştim..

Tepesi atmıştı, herhalde..

Kahin değildim, "Kasım" derken..

Aslında bir ay yanıldım.. Çünkü Rıdvan'ın UEFA ilk turunu geçeceğini düşünüyor ve bunun ona bir ay daha kazandıracağını düşünüyordum.

MTK önünde alınan çok talihsiz yenilgi süreyi kısalttı. Aslında ne Rıdvan, ne de Fener o yenilgiyi hakketmişti. Fener o maçı çok farklı kazanırdı.. Ama ne demiş eskiler.. O gece uçkur dokuz yerden koptu.. Fener'in neleri olmadı, MTK'nın nesi oldu, gördünüz..

Rıdvan Fener'de olmazdı..

Neden?..

İşin iki yanı var..

Rıdvan yanı..
Hiç ama hiç hazır olmayan bir kişilik.. Teknik Direktör belgesi bile yok. Teknik adamlık konusunda şapka çıkartacak bir kariyeri hiç yok..

Dünyanın en kararsız adamı.. Galatasaray'dan bir yıl maaş alıp, Fener'e gitti.

Fener'de doğru dürüst tek sezon geçirmedi. Gazetelere sakatlıkları, çapkınlıkları, at yarışları ile geçti hep.. Kovuldu..

"En büyük hatam, Galatasaray'ı bırakıp Fener'e gitmemdir" dedi.

Galatasaray'a transfer olmak, jübilesini sarı kırmızı forma ile yapmak için çırpındı. Bu dönem Ali Şen'e ateş püskürüyordu. Alp Yalman yönetimi ikna edemediği için Galatasaray forması giyemedi..

Sonra Ali Şen onu çağırınca her şeyi unutup koştu. Menecer oldu. Bir kez daha kovuldu. Gene Ali Şen için söylemedik laf bırakmadı.

"Fener'e de Fatih" çığlıkları atılınca, adı gene akla geldi. İş sürüncemede kaldı. "Benim için Fener bitmiştir" dedi.. Antalya'ya gitti. 24 saat sonra geri dönüp Fener'in başına geçti.

Şimdi bu tablodan başarılı adam çıkar mı?..

İkincisi Fenerbahçe yanı..
Dünyanın en karışık, en kaynayan gayya kuyusu camia.. Kongre guruplara bölünmüş.. Guruplar kemikleşmiş. Tehditle, şantajla, pazarlıkla yönetimler kuruluyor. Kongre bitiyor, gurupların kuyuyu eşeleme savaşları bitmiyor. Yönetimin altı durmadan oyuluyor..

Kendisi sağlam olmayan bir yönetim teknik direktörün ardında nasıl duracak, ona nasıl güven verecek?.. Sıkıya gelince kelleyi alıyor.

Bir de..

Bıraktığı enkaz temizlendi, borçlar ödendi, kendisinin bile kabul ve ilan ettiği geniş bir kadro kuruldu ya.. İştahı açıldı gene..

Ali Şen!..

Ortalık bulanmalı ki, "Ali Şen başkan, Fenerbahçe şampiyon" diyen paralı askerler, sokaklara ve medyaya salınsın, kulübe dönsün..

Şimdi bunlara tam bir öğütme makinesi gibi çalışan Fenerbahçeli eski futbolcu damgalı gazetecileri ekleyin..

Rıdvan ad vermedi.. Hüsnü Çil doğruladı.. Eşlerini başkana para için gönderen eski futbolcu yazarlar varmış. Başta Ali Sami yazdı.. Futbolcu komisyonculuğu yapan ve getirdiği futbolcu alınmayınca ateş püsküren futbolcu yazarlar varmış..

Şimdi bu ortama iyi bakın..

Bu kulübe hoca dayanmayacağını, hele Rıdvan'ın hiç dayanmayacağını söylemek için kahin olmak gerekir mi?.

Ben sevgili Rıdvan kardeşimi sadece uyardım.. Ama o kızdı..

Peki yarın..

Hoca değişecek, ama Fener ortamı aynen devam edecek.

Yeni hocanın ömrü, kendi geçmişi ve saygınlığı ile doğru orantılı olarak uzayabilir.. Ama hiç şüpheniz olmasın..

Fener'de bu ortam değişmedikçe, kongre guruplardan temizlenmedikçe, Ali Şen faktörü kulübün tepesinden kalkmadıkça, gelen her yeni hoca er veya geç arkasında tenekeleri görecek, Fenerbahçe durmadan gerileyecektir.

Eleştiri niçin yapılır?..
Fatih Terim'i eleştiriyorum.. Mustafa Denizli'yi, Rıdvan'ı, Galatasaray'ı, Fener'i eleştiriyorum..

Neden?..

İşte zurnanın zırt dediği yer burası..

Fatih Terim'i eleştirirken, amacım Terim'in kendisi değil..

Yazım Fatih Terim okusun diye yazılmıyor.

Öyle olsa, Fatih arkadaşım. Açar telefonu söylerim. Hem o zaman daha iyi dinler.. Gazetelere de "Okumadım. Okumam" diye demeçler vermez.

Amaç okuyucu kitlem.. Yazı, benim okuyucularım, Fatih Terim hakkındaki görüşlerimi, söz konusu bir maçsa eğer, o maçtaki yönetimi hakkında yorumlarımı öğrensinler diye yazılıyor.

O zaman işte ne oluyor biliyor musunuz?..

"Efendim adam maçı kazandı, nasıl eleştireyim" saçmalıkları olmuyor.

Okuyucu adamın maçı kazanıp kazanmaması değil, senin o maç hakkındaki görüşlerini öğrenmek için gazeteye para verip alıyor.

Kazanınca eleştirmez, içinde bütün birikenleri kaybedince kusarsan, spor değil, skor yazarı olursun bir, dengeli değil, dengesiz olursun iki.. O zaman da okuyucu senin yazılarına asla itibar etmez.

Türkiye'de en ünlü yazarlar dahil genelde kazananı eleştirmeyi suç sanıyorlar. Öyle olunca da yazdıkları eleştiri olmuyor. Maksat sütun dolsun gevezelikleri oluyor.

Eleştirinin tek hedefinin okuyucu olduğunu öğrendiğimiz gün, hem biz yazarlar, hem de eleştirdiklerimiz çok rahat edeceğiz.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır